Çalışan kadının
kurtarıcısı önceki akşamdan pişirilip buzdolabına konmuş tencere yemeğidir. Akşamın yedisinde eve bir ekmek bir yoğurtla girdiğinde o
tencereleri ocağa koyabiliyorsan, senden rahatı yok. Ertesi güne bir öğün daha
çıkarsa ne ala. Çıkmazsa, tencerenin dibindekini saklama kabıyla işe götürürsün
mis gibi ev yemeğin öğlene garanti. Sofradan kalkarken de bir sonraki akşamın
yemeğini hazırlayabilirsen, şahane, yarına da rahatsın.
Ne yapalım anamızdan böyle
gördük.
Annem pratik kadındır,
bir çırpıda birkaç çeşit yemeği ocağa koyuverir. Hiç tevazu gösteremeyeceğim,
ustanın yanında yetiştim. Arca’dan bile küçüktüm, kesme doğrama işlerinde
üstüme yoktu. Annemin bana tanıdığı fırsatı ben bizim oğlana tanımıyorum, bak
bu fena, acilen yamaklığa başlatmalıyım.
Ne diyordum? Yetiştim
diyordum, en kısa zamanda en çok çeşit nasıl hazırlanır, hazırlanırken mutfak
asgari nispette nasıl dağıtılır, bulaşık çıkarılır, işte bunlar hep görerek
öğrenilen şeyler, istediğin kadar kitabını yaz okusunlar, ananın yanında
kavrulmuş soğan kokusu üzerine sinmeden öğrenemezsin bacım.
Şansıma bizim evin
oğlanları sulu yemek seviyorlar. Kışın sebzeden yana biraz seçici bir aile
olduğumuzdan ötürü bakliyat ve yazdan buzluğa konan barbunya, bamya ve bezelyeden
faydalanıyoruz. Sebzenin önüne bir çorba da yapıverdin mi, of ki ne of. Bak
mesela, Arca barbunya sevmez ama yeşil mercimeğe bayılır, iki gün bunları
yedik, hatta ben bir porsiyon işe götürdüm. Baktım dün akşam yemekler bitti,
hemen kuru börülceyi haşladım, diğer tarafta da buzluktaki bamyayı pişirdim.
Hem de bulaşıkları makinaya yerleştirirken.
Bir de ucuza geliyor. Bak
şimdi bir yumurta kırıp yiyebilirsin ama yumurtanın fiyatı almış başını gitmiş,
hem ben sabahları sadece bir haşlanmış yumurta ile kahvaltı ediyorum, sabah
akşam çekilmez. Ya da evde yemeğin yoksa et alırsın, ama bir makarnası bir
salatası derken mutfaktan iki saatte çıkamazsın, hem de her gün yenmez ki, çok
pahalı. Balık desen aynı hesap.
Açık konuşalım, tencere
yemeklerinin pratik olmasının arkasında ciddi bir ön çalışma ve organizasyon
olduğunu görmezden gelemeyiz. Yazın o şişe domateslerini boşuna mı yaptık? Hep
bugünler için! O barbunyaları bezelyeleri boşuna mı ayıkladık? Her pazara gidişimizde
birkaç porsiyonluk ilave bamya için boşuna mı yatırım yaptık, hep bugünler
için. Annemin dediği gibi “elime yapışıverdi” fena mı oldu?
Kesinlikle katılıyorum. Bende sizin gibi yazdan dolabı doldurup kışın kullanıyorum. Fakat oğlum mutfakta sizinkinden daha iyi. Çünkü her fırsatta mutlaka yemek pişirmesi için teşvik ediyorum. Yoksa öğrenemez. Yazı için teşekkürler.
YanıtlaSilAlkışlar size geliyor Yeliz hn. Ben de yemek pişirmeyi erken öğrenenlerdenim
YanıtlaSilVallahi çok doğru. Bizimkiler de sebzede seçici. Dolayısıyla kışın yapılan kuru fasulye , nohutu hiç bir şeye değişmem
Harikasın. Evet ben de aynı şekilde yapıyorum. Toprak barbunyaya bayılıyor ve yeşil mercimeği kesinlikle yemiyor. :)
YanıtlaSilMerhaba,
YanıtlaSilİzmir de patlama olmus haberini alınca ilk aklıma gelenlerdensin bacım, iyi misiniz?
Sevgiler Ceren
Ay aynı beni anlatmışsınız. Bezelyeler, taze fasülyeler, bamyalar yazdan yatırım dolapta. Haftasonu hazırlanmış köfteler kötü günler için hazır bekliyor. Güvenilir yerden alınıp dondurulan mantılar hazır. Kim korkar kıştan :) Tencere yemeği çok mühim kesinlikle katılıyorum :))
YanıtlaSilYelizcim kışın pazar günleri dediğin gibi 4-5 çeşit tencere yemeği yapıyorum. Hem öğlen yemekleri hazır oluyor, hem de kafadan 3 gün akşamın köründe girdiğimiz evimizde hazır yemekleri ısıtıp ıstıp yiyiyoruz. Paradan tasarruf hem de zamandan tasarruf :) afiyet olsun ve yaşasın tencere yemekleri...
YanıtlaSil