Okurken Pixies’den “Where is my mind” çalsın kafanızda, çünkü benim kafa öyle
küçük alışkanlıklardan ibaret yaşamlarımız. Küçük tesadüfler ve gülümseten küçük anlar var ya oradan yakalıyorsun.
Her akşamın küçük rutini, yemeğe otururken çay demlemek. Sonra da ne yapıyorsak, televizyon mu, sosyal medya mı bir şeyler okumak mı fark etmez, elimizde çay bardaklarımız, öylece yayılıyoruz, bir demliğin dibini görüyoruz.
Yorgunluğa çaydan başka şifa düşünemiyorum.
Ama bu akşam… Yemekten sonra çay mı demlesem yoksa direkt papatya çayı yapıversem diye ikileme düştüm. Zira İlker ve Arca yemekten sonra arkadaşlara gidip maç izleyeceklerdi, koca demlik çayı tek başıma mı devirecektim? Hiç içimden gelmedi. Ama yemek sonrası yorgunluk iyice çökünce, yok dedim demleyeceğim, ne olacaksa olsun.
Demledim, mis gibi. Bardak dolabını açtım ve iki bardak iki tabak çıkardım, ikisine de çayları koydum, işte burda Pixies canlar basıyor yaygarayı “where is my mind”
Atalarımız ne demiş, alışmış kudurmuştan beterdir :)
YanıtlaSilKesinlikle alışkanlıklarımız yönetiyor hayatımızı katılıyorum.