16 Haziran 2014 Pazartesi

Tıklayan barnaklarınız altın tutsun, hadi bakiim...

Bisiklet tatbikatımı müteakip yurtdışında medeni memleketlerde yaşayan arkadaşlardan gelen katlanır bisiklet önerisine tabiri caizse balıklama dalmıştım. Zaten bisiklet alacaktım, mecbur. Hemen araştırmalara giriştim. Allah (yok yav google) karşıma bisiklet canavarı bir arkadaşın sayfasını çıkardı. Canavarkesifte.com

Katlanır bisiklet ile yaptığı testleri anlatıyordu. Önce öyle tanıdım, sonra bisikletle metroya girme denemeleriyle ilgili videolarını izledim. Emin olmalıydım, bu katlanır bisikletler metroya sınırlama saatleri dışında da  sokulabiliyor muydu? Mantığım sokulabileceğini söylüyordu, zira bisikletin olayı o zaten, toplu taşımada rahat taşınsın! Ama yurdum güvenlik görevlisinin yurdum metro istasyonlarındaki işgüzarlığı oldukça ilginçti. Girin siteye izleyin ama giremem dersen özet geçeyim. Canavar arkadaş, katlanır halde girmeye çalışıyor, izin yok! E ben bunu çantasına koyup geçirsem? Ses yok. Çantayla geçirebildi ama sonraJ Hatta dedim ki bak ciddiyim, bana açık konuş, buna göre bisiklet alacağım, sokar mıyım sokamaz mıyım? Çantayla dedi, peki.


Sonra Avrupa’daki metro kurallarını inceledim. Aslında bir mantığı var. Tren ve metroda araç kullanmak yasak, tehlikeli. Tabii hangi manyak tren içinde bisiklet sürer bilmiyorum. Yoğun saatlerde alınmamasını da bir yere kadar anlayabiliyorum, zira metro da olsa ani freni var, güvenliği var vs… Ama buraya kadar anlayabilirim. Sen iki bilet parası alacaksın, bunu anlayamam. Zaten sınırlıyorsun saatleri. Yer işgal edilmesin mantığıysa… Neyse Avrupa’da bu kurallar sınırlamalar, katlanabilir bisikletlere uygulanmıyor. Çünkü doğası gereği zaten kilitleniyor, güvenlik sorunu yok yani. İkincisi yer kaplamadığı için (herhangi bir yük olarak sokuyorsun zira) saat sınırlaması da yok. Gel gör ki bizim görevlilerin bazıları katlanmış haldeki bisiklete bile nayır, nolamaz çekiyor. Bisiklet ya… Bunlar hep uygulamakla sorumlu oldukları kuralların mantığını anlamamış olmakla açıklanabilir, benim aklıma başka bir şey gelmiyor.

Neyse karar verdik alacağız. En iyisi Dahon’muş. Zira onun icadıymış. Normal bir bisikletten bahsediyor olsaydık tabii ki yerli malı tercih ederdim, arkadaş Bisan 29 senelik yav! Ama katlanıyor annem, mekanizma filan… Haliyle pahalı da bir yavru. Evrene mesajımı gönderdim, alayım ben bunu illa ki alayım dedim.
Evren bana bisiklet göndermedi, tabii. Evrenin bisikletçi dükkanı yok. Sen ona mesaj gönderiyorsun, illa benim olsun diyorsun, o da senin sahip olmanı sağlıyor, sistem böyle işliyor. Yani kimsenin hediye filan ettiği yok. Çalışıp kazanıp ödüyorsun parasını. Ama koyuyor Allah için koyuyor.

Sevgili arkadaşım Burçay,  - kendisi bir yardım gönüllüsü, yüce gönüllü harika bir insandır – “facebook arkadaşlarından birer euro iste, bak işte tamamlandı bile para, süper bir kampanya” dedi. Yok canım dedim, kulağa hoş geliyor, ama gerçekten ihtiyaç sahibi biri için istenir de bir bisiklet alacağız diye istenir mi yav yok olmaz dedim. Utanırım lan ben.

Ama var ya bence süper bir fikirdi. Tamam para isteyemem ama bisikletin parasını çıkarabilmek için başka bir şey isteyebilirim pek ala!

Reklam ulen reklam!

Tamam biliyorum, birinin yazdıklarını okumak için girdiğinde, zort reklam zırt tanıtım hiç hoş değil. Ben şahsen kendim bile takip ettiğim bloglarda reklam varsa, o reklam ilgimi çekmiyorsa, girmiyorum abicim, bana ne.

Ama sen gir bacım. Benim blogumda ne görüyorsan  bumerang reklamı olur, twitter, facebook link olur, bi şey olur, sağda solda reklam olur, tıkla!

Hadi annem, pamuk eller farelerin sol tıkına, zarif  parmacıklar dokunmatik ekranlara, göreyim sizi.
Tıklamayana dalarım! Reklam gelirlerini artırmanın yolu buymuş abicim, hadi bakiimmm tıklayan barnaklarınıza halel gelmesin, amin!

Not: Başka reklam kaynakları bilen varsa da paylaşsın ha, benim elim kulağım uzun değildir bilmem bu işleri. Ayrıca bak şuraya yazıyorum, sadece reklam koyup geçmeyeceğim, çalışacağım, her gün birkaç post ve çok sayıda dumur diyalogla içeriklerimi zengin tutacağım, tutmayan şerefsiz!

13 yorum:

  1. Aha da tıkladım sağda solda ne gördüysem (pek de bişey göremedim ya bi google, bi bumerang, onlardı dimi:), hayrını, bereketini gör Yelizcim:) sevgiler, duygu.

    YanıtlaSil
  2. Allah razı olsun bacım her girdiğinde dıklayabilirsin:))

    YanıtlaSil
  3. Allah seni ne eylesin :) ne guldum yeliz :)
    tiklarim yahu ne olacak. Gelip gittikce tiklarim da epi topu 2 sey gordum ben kiyida kosede baska var mi? :))

    YanıtlaSil
  4. ebay, zuli, skyteam temem.
    Sayfana geldikçe sağda solda ne görürsem tıklıcem, söz :)

    Velespit sevdası bu :)))

    YanıtlaSil
  5. Ne reklam bulduysam tıkladım , tıklattım :D Çok pis gaza gelirim :))

    YanıtlaSil
  6. Ay sayfayı kapamamışım, bi' refresh dedim AdoptUSkids ilen Eurostar'a da tıklattım...
    Ahahaha sevdim ben bu tıklama işin.
    Gelip gidip tıklarım artık Yeliz :)))
    İşi büyütür araba felan alırsan kendine bi' tur gezdirirsin artık :D

    YanıtlaSil
  7. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  8. dumur diyaloglardan daha fazla olacaksa saatte bir tıklarım:)ay çok güldüm ayrıca iyi fikirmiş:)

    YanıtlaSil
  9. Çok şirin istemişsiniz... E bize de tıklamak düştü :)

    YanıtlaSil
  10. 3 tane tıhladım:)))))gün içinde de ara ara tıhlarım:)))
    çenebaz

    YanıtlaSil
  11. harikasınız, tek tek sevgiyle kucaklarım:)

    YanıtlaSil
  12. 1-Tchiboları tıkladım, tıklamaya devam edeceğim.
    2-Katlanır bisiklet konusunda sana instagramdan, izTV'de bir program izlediğimi yazmıştım. Orda katlanır bisikletle metroya binen çok tatlı ve hamile bir kadın vardı. Twitter adresi @Perrany Metroya binme konusunda ondan fikir alabileceğini düşünüyorum.
    3-Kolay gelsin, sevgiler...

    YanıtlaSil
  13. Tikliyoruz valla. Aslinda ben fii tarihinde bir ara blogdaslara ozelden mail gonderip karsilikli tiklasalim diye rica etmistim. :)

    Bir de bunu gordum aklima geldin. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26637580.asp

    YanıtlaSil