Az önce Elvan'la konuştuk. Aylar sonra eften püften bir sebepten mesaj atmıştım, sonra telefon ettim. Havadan sudan konuşurken kuzenini ...

Haftada iki gün toplam altı saatini Fransızca kursunda harcamakla iyi yapıp yapmadığını sorgulayan arkadaşımın derdi, kendine hiç zaman kalm...

Geçtiğimiz hafta hava sıcaklığının 25 derece civarında seyretmesi, açılmayan pencereli ofisleri doğal yaşam alanına dönmüş biz masum beyaz y...

Bahar geldi. İnanması güç ama Brüksel'e bile bahar geldi. Geçtiğimiz hafta sonlarının birinde, bir pazar, yine yeniden Bois de la Cambre...

Sizin çocuğunuz dokuz yaşındayken kopya çekmeye çalıştı mı? Mesela ben biliyorum ki, annemkiler böyle bir teşebbüste bulunmadı. Ama benimk...

Belçika'ya taşınmaya karar verdiğimizde çevremizden duyduğumuz olumsuz tarafların başında "konfor alanı" geliyordu. Öncelikl...

Haftanın en dingin saati. Arca ve İlker GS-Trabzonspor maçını izliyorlar. Az önce yanlarına gittiğimde ve "gol olacak" dediğim...

Milano'daki fuardan dönüşüm biraz sıkıntılı oldu. Gün içinde 20.000 adım atmışım, o yorgunluğun üzerine bir de uçak rötar yapmasın mı?...

Evin sokağındaki bütün ağaçları kestiler. O yemyeşil yamaçlar çıplak kaldı, keyfimiz kaçtı. Ailenin gündemine oturan bu meseleyi İlker ve A...

"Arca oğlum senin annen bir salaktı" serisinden şahane dizi olur. Evet belki bir Fi, belki bir Ufak Tefek Cinayetler ligine gire...

Bu Vol.2'nin tamamını okul ve eğitim sistemine ayırsam, Vol.2.1 - Vol2.2... diye uzar gider aslında. Belçika eğitim sistemi hakkında ç...

"N'abıyonuz? Ay oldu sesin soluğun çıkmıyor bacım, n'ettiniz?" diye soranlara gelsin: Yuvarlanıp gidiyoz. Son yazımın üz...

Canım blog 10 yaşında! Bu gece kutlamak için güzel bir şarap açtım ve blog arşivinden rastgele yazılarımı tıklayarak zamanda yolculuk yapt...

"Buralar dutluktu" diye bir başlarsam roman olur şerefsizim! Ama öyleydi. Yüzlerini hiç görmediğimiz insanları, yazıları ile sevd...

Geçen haftaydı, öğlen yemeğine biraz geç indim. İşe yemek götürmediğim ve yarım sandviç ile çorbaya talim ettiğim bir gündü. Masalar hemen h...

Allah biliyor ya ben seni özledim, daha doğrusu yazmayı. Her gün klavye döven parmaklarım, blogspot dashboardını görünce yeminle coştu. Ayrı...

Banyo, her seferinde biraz daha eksilerek dahil olduğum, bana duyulan ihtiyaç azaldıkça üzüldüğüm merasim. Sürece, sadece öncesinde tırnak k...

Bugün güneşi gördük. Yolda giderken bulutların arasından şöyle bir görünüverdi. Beş dakika kadar. Bence Brüksel için kayda değer bir süre. ...

Az önce Karl Ove Knausgaard'ın "Aşık bir adam"ını bitirdim. Bu adam bende yazma isteği uyandırıyor, yazık ki, okurken onun yaş...

Yılbaşı hediyeleri hakkında konuşuyoruz. A: İki hediye alacaksınız. İ: O niye? A: Ne demek niye!? Madem geldik, burada hiç akrabamız yok...