17 Eylül 2018 Pazartesi

"Acımasız ve kusursuz bir okur kitlesidir çocuklar"

"Acımasız ve kusursuz bir okur kitlesidir çocuklar"
... Daha başlarken iyi okurdur çocuk. Çevresindeki büyükler kendi yeteneklerini ispatlamak yerine onun coşkusunu besler, ezberlenecek ödevlerini belletmeden önce öğrenme arzusunu uyarır, yolun sonunda beklemekle yetinmeyip gayretlerine eşlik eder, sürekli kendilerine zaman kazanmak yerine akşamlarını kaybetmeye razı olur, şimdiki zamanı heyecanla doldururken gelecek korkusuna boğmaz, zevkle yaptığı bir şey sıkıcı hale getirmekten kaçınır, o zevki kendine görev bilene kadar zevk aşılamaya devam eder, bu görevi her türlü kültürel öğrenmenin bedelsizliği üzerine oturtur ve kendileri de bu bedelsizliğin zevkine varırlarsa, iyi bir okur olmayı sürdürecektir ...

Kitaplardan alıntı yapmayı pek sevmem. Hele bir bölümü alıp lönk diye blog postuna nakşetmeyi hiç sevmem lakin bu pasajın tarafımdan izahı başka türlü olamazdı. 



Evet Roman Gibi kitabına geri döndük. Başka şeylerden, özellikle pedogojiden bahsedeceğimi yazmıştım. Beni anne olma bağlamında epey silkeledi bu kitap.

Kendimi Arca'ya kitap okuma alışkanlığı edindirme konusunda çok kereler tebrik etmiş, dolayısı ile "kitap okumuyor" diye dertlenen ebeveynlerden ayrılırken ziyadesiyle götü kalkmış halde iken bam diye oturduğumu hissettim.

Evet, doğru, tevazu gösterecek değilim. Arca'ya daha birkaç aylıkken kumaş da olsa kitap vererek, saatlerce (abartmıyorum) kitap okuyarak, yüzlerce (yine abartmıyorum) kitap alarak, o kitapları alırken deli gibi araştırarak (ve bundan müthiş keyif alarak), en önemlisi gözünün önünde sürekli kitap okuyarak, henüz beş yaşına gelmemişken okumayı öğrenmesini teşvik ederek bizzat ben kendim yapmıştım. Tevazuyu bırak annelik tarihimde naçizane gurur duyduğum tek konu bu olabilir. Zira bugün Arca, okuma ve yazmada (asla konuşmada değil!) Flamancayı yıllardır bu dersi görenlerden daha iyi yapabiliyorsa, dili öğrenebildiyse, bunu okumayı sevmesine borçlu olduğunu biliyorum. Lakin bu kitap vesilesi ile son birkaç yıldır yanlış yola girdiğimi fark ettim.

İtiraf ediyorum: Arca okumayı öğrendi beridir ben çocuğuma yüksek sesle kitap okumuyorum! Allah benim tepemden baksın! Bir itiraf daha gelsin. "Ders çalışman lazım, kitap okumanın sırası değil!" ya da "Flamanca kitap okuyacaksan oku, artık Türkçe kitapların arkasına sığınamazsın" şeklinde sarf edilen cümlelere direnç göstermedim. Ki okumaya (ne okunursa okunsun) bu kadar destek olan ben!

Neyse ki Daniel Pennac yazmış, biz de okuduk "Roman Gibi"yi. Ve anladık ki, ne kadar büyürse büyüsün bir çocuğa okumanın keyfini tekrar hatırlatmanın yolu ona yüksek sesle kitap okumaktan, onu okumada özgür bırakmaktan geçiyor.

Arca'ya aldığım fakat okumakta direndiği birkaç kitap var, Harry Potter gibi, ona yüksek sesle kitap okuduğum günleri anımsatırken aslında olayı buraya bağlamayı amaçlamış, okumaktan çekindiği kitaplara başlayarak gerisini kendisinin getirebileceğini ummuştum. Fakat ne oldu? Arca bana bütün okul öncesi kitaplarını okuttu. Dilim damağım kurudu şerefsizim!

Ve katılıyorum... "Acımasız ve kusursuz bir okur kitlesidir çocuklar"


2 yorum:

Adsız dedi ki...

Yeliz, ben de sana benzer hikayemizin baska yonunu yazayim istedim. Arda da Arca gibi cok okuyan ve okumayi seven bir cocuk yada cocuktu diyelim. Taa ki biz goc edip o kendini ingilizcede turkceden daha rahat hissedene kadar.. Ben ona okurdum, o bana okurdu, kendi okurdu.. Ama gun geldi ingilizcesi sular seller kivamina geldi. Oyle ki zaman zaman kendi cocugum ne diyor yahu o kelime de neymis acaba diye kulak kesildigim noktaya ulasinca artik turkce okumak istemedi. Cunku turkcedeki deyimler, mecazlar bir sayfada karsisina cikan bes taneden fazla bilmedigi kelime yordu onu. Ben ingilizce okuyayim dedi, hay hay dedik ama o noktada da benim okumami istemedi ki nerde benim aksanim nerde onunki.. Sonucta okuma seruveninde yoldassiz kaldi :( Okumayi birakmadi ama azaldi cunku hissediyorum ki birlikte okumak baska birseydi. Roman Gibi yi ben de okudum, okudukca icim sizladi. Simdilerde onun okudugu kitaplari ben de okuyarak en azindan uzerinde konusma zemini yaratmaya calisiyorum. Ben okudukca hevesleniyor ama eski hazzi almadigini goruyorum. Harry Potter mevzuuna gelirsek , uzun suen direncten sonra bu hafta kendi karariyla basladik okumaya , hem o hem ben :) sevgiler , Zeynep

yeliz dedi ki...

Ah en çok korktuğum bu! Şimdilik hala türkçeleri tercih ediyor ama gün gelecek iyice ayrışacağız:(