Dünkü yazı öyle “azzz sonnnnraaa” yazısı değildi tabii. Sadece oku
oku baymasın diye yarısı ertelendi.
“porsiyonları azalt hareketi artır” düsturuyla birlikte
algılarım “nasıl spor yaparım”a açıldı. Türlü beyin fırtınaları kopardım
zihnimde. Boşa koydum olmadı doluya koydum almadı.
Yine en başa gittim, ta çocukluğuma. Çocukken de pire
gibiydim. Peki en çok ne oynamayı seviyordum? BİSİKLET! Tabii ya! İlk
bisikletim dört tekerlekliydi, kırmızıydı. Arca kadarken alıştırma tekerleklerini
çıkarmıştık. Çıkarış o çıkarış… Yayından fırlamış ok gibi çıkmış, bir daha eve
girmemiştim. Bisiklet çetemiz vardı, her sokak komşu siteler keşfedilirdi. 4-5
çocuk bütün yaz bisikletin tepesinden inmezdik. Burnumun üzerindeki çiller o
günlerin güneş yanıklarından kalma.
Sonra kırmızı bir Pinokyom oldu. (üç kuruş fazla olsun
kırmızı olsun:P) Zaten o yıllar ya BMX ya Pinokyo. Pinokyo daha bir evladiyelik
görünmüştü gözümüze. Nitekim öyle de oldu, benden sonra kuzenlerim, babamın
ustalarının çocukları bindi, belki sonra onların da kuzenleri binmiştir. Aynı
gün ablama alınan Bisan’a ise Pinokyodan sonra el koydum, hala da onu
kullanıyorum yazlıkta. Arca ile yarış yapıyoruz. Neredeyse 30 senelik… hey gidi…
Evet, bisiklet! Bisiklet şu sporsuz hayatımın bana mutluluk veren tek sporuydu. Ama nasıl? Ne zaman? Sadece hafta sonu yazlıkta binmek değil, her gün binebilmeliydim. Sahil yakın sayılır, aradaki bir Mithat paşa bir de İnönü caddesini, Basın sitesinin tepesinde oturduğumuzu saymazsak:P Sonra gözümü sabah akşam güzergahıma diktim! Metro ile işe gitmek şahane, hızlı, kitap okunabiliyor, rahat. Ama sonra ofise ulaşabilmek için otobüse aktarma yapmam lazım. Bak işte bunu sevmiyorum. Tamam güzergah iyi, trafik yok ama ayakta kalma ihtimalin yüksek, bekle bekle gelmez (bu arada Kentkart.com dan yolcu bilgilendirmeye girip bineceğiniz durağı yazarsanız, gelmekte olan otobüsleri ve kaç dakika (kaç durak) sonra senin durağına varacağını söylüyor ve kesinlikle tutturuyor, İzmirlilere duyurulur) Dediğim gibi güzergah iyi. Abicim ben bu 3 km’lik yolu bisikletle gider miyim? Giderim lan!
Dedim… ve araştırmalara başladım.
İzmir’de toplu taşıma ve bisiklet…
İzmir’de işe bisikletle gidilir mi?
Bu BİSİM ne ayak?
Hepsi ve daha fazlası için çorbacı Yeliz hiçbir
fedakarlıktan kaçınmıyor ve Bornova – Işıkkent arası bisikletle tatbikat notlarını
siz değerli canlarıyla paylaşıyor!
İlk soru : metroya bisikletle binilebiliyor mu?
Hem evet hem hayır. Hafta içi ve cumartesi günleri 09:30 –
11:00 arası binebilirsin. Yani eve biniliyor ama artık herkesler mesaiye
başladıktan sonra. Yani metroya 07:30’da binen şahsım için bu seçenek maalesef
daha “dakka bir gol bir” şeklinde masadan kalktı. Ama ben kalkmadım. Yine de
tatbikatımı yaptım.
Cumartesi sabahı cüce kapıdan anneannesine kahvaltıya, ben
bacadan metroya. Tatbikat için yazlıktan bisiklet getirecek halim yok. BİSİM
kiralayacağım. Plan bu! Hem bakalım anlata anlata bitiremedikleri icraatlarının
uygulanabilirliği var mı, göreceğiz.
Önce Konak’ta metrodan indim. İskeleye gittim. A! Dur önce
Kent kartımı doldurayım makinadan dedim, makina paramı yuttu. Bir yaygara
yapmışım, güvenlik görevlileri bile tırstı. Neyse heyecan yok, görevli bir
tutanak tutuyor, sonra SMS atacaklarmış, gidip alacakmışım paramı.
Konak İskele metro çıkışı sakinlerine kendimi “ay ne cazgır
kadın” dedirtecek biçimde tanıttıktan sonra iskeleye gittim. BİSİM parkında
yavrular beni bekliyordu. İskelede üyelik başvurusu yaptığın biri var. Benim
yüzlerce soruma itinayla cevap veren bir arkadaştı neyse ki… Üye olmak için
kimliğini götürüyorsun, bir form dolduruyorsun. Sana bir şifre ve kart veriyorlar.
40.000 civarında üye varmış. İnciraltından Karşıyakaya kadar çok sayıda BİSİM
noktası varmış. 40 km kadar yolu gidebiliyormuşsun bisikletle. Bisikletlere
2500 TL’den değer biçmişler. Bisiklet kaybolursa enseleyip tahsil ederler
parayı benden söylemesi. “Şimdi böyle çok bisiklet durduğuna bakmayın, yarım
saate bisiklet kalmaz, millet üye olmak için, bisiklet kiralamak için kuyruk
oluyor” dedi. Harbiden doğru 11:00’de döndüğümde bıraktığım bisiklet havada
kapıldı.
İlk 15 TL veriyorsun, kartın oluyor. Sonra ilk kiralama 2 TL
ve sonraki her saat 1 TL. Kart istemem dersen kredi kartınla da kiralayabiliyormuşsun.
Ben bunu da Kentkartla hallederiz diye ummuştum. İzmir’de
her halta kent kart kullanınca ister istemez böyle bir algı oluşuyor. Geçen
Bergama’da teleferik için Kent kartın geçmediğini öğrendiğimde epey
yadırgamıştım. İstanbul’da mesela dibinde metro istasyonu olan ama hayatında
metroya hiç binmemiş arkadaşlarım var. İzmir’de ise kent kartı olmayanı
dövüyorlar.
Bu vesileyle BİSİM kartım oldu, şahane! BİSİM’le her yere gidebilirsin bu
arada. İlla sahilde turlama mecburiyeti yok. Bin Göztepe’den git Alsancak’a
oradaki durağa bırak, süper! Vapura filan binebiliyormuşsun bisikletle.
Duraktan çıkarmadan önce selesinin yüksekliğine bakmayı
ihmal etmeyin ben ayarlarım sandım beceremedim, ilk çıkardığımı tekrar yerine
takıp başka bir tane almam gerekti. Bisikletler sağlam, kaliteli, rahat. Ama
biraz ağır.
Dediğim gibi; metroya bisikletle binme saatleri mesai
saatlerinin dışına çıkarılmış ve oldukça kısıtlı. Özellikle bisiklete de bir
yolcu parası alındığı göz önüne alınacak olursa bence saçma. Kısıtlayacağına
seferleri sıklaştır veya vagon ilave et. Ayrıca yürüyen merdivenlerde ve
asansörde bisikleti çıkarıp indirmen yasak, normal merdivenden kendin indirip
çıkaracaksın. Yürüyen merdiveni anlarım, tehlikelidir de asansör saçma geldi.
Metroda bisikletlere ayrılmış bölüm var, oradan biniyorsun.
Ben şimdi böyle bıkbıklıyorum ama internetten biraz
araştırınca fark ettim ki, İzmirli bisikletliler bunu bile daha yeni
başarabilmişler. Eylem yapmışlar ve haklarını söke söke almışlar, helal olsun.
Facebook’ta eylemcilerin sayfasına üye oldum, hatta birkaç soru sordum, hemen
dönüş yaptılar, harikalar!
Tatbikata geri dönelim.
Bornova’ya vardım. Bu arada herkes merakla bana bakıyor.
Kimi soru soruyor, şansları var ki gevezenin birine rastlıyorlar, anlatıyor da
anlatıyorum. Neyse… Atladım bisiklete doğru Işıkkent’e. Yol süper. Geniş,
kaldırımdan da asfalttan da gidersin. Tabii ki ideali bisiklet yolu olmalı,
güvenlik için, ama yok. Yazık ki henüz bisiklette eğlence seviyesindeyiz,
halbuki bisiklet bir ulaşım aracı. İşte bunun ayırtına varabildiğimizde ve
yollarımızı da ama bütün yollarımızı da buna göre yapılandırdığımızda “yollar
artık BİSİM” diyebileceğiz.
Küçük bir bölüm var yolumun üzerinde. Otobanın üzerindeki
köprü. Oradan yürüyerek geçmek bile neredeyse imkansız. Bisikletle çok zordu.
Ama alışamaz mı? Aşılır! Zaten orayı geçtin mi bizim ofise geliyorsun. Her gün
6 km bisiklet binebilme imkanım olabilir a dostlar!
Gerisin geri döndüm, bisikleti tekrar durağa bıraktım.
Elimde bisikletle merdivenleri inip çıkarken yardım etmek isteyen çok oldu sağ
olsunlar. İzmir insanı can yav! Bir de bisikletle seyredenlere karşı bir
tebessüm var insanlarda, bir onaylama, bir “ay ne güzel” iç geçirmesi…
Bisikleti durağına bıraktım, tekrar metroya binip annemlere
gittim. Yer cücesi bu maceramı heyecanla dinledi, hatta dedesiyle fotoğrafını
çektiğim BİSİM’in resmini çizdiler. Annemle babamın çok hoşuna gitti bu fikir.
Zira Avrupa’daki ülkelerde onları en çok etkileyen şeylerden biri bisikletin
insanların hayatlarının bir parçası olmasıydı. Ama tabii ki uyarmadan
edemediler “burası Türkiye, burada bisikletliye değer yok, yollar tehlikeli!”
Evet maalesef!
Tehlikeyi aşmak kolay. Yani benim emektar Bisan olmayacak
tabii ki, donanımlı bir bisiklet olacak ve benim de mutlaka kaskım olacak.
Zor olan şu ki; ben evden bisikletle çıkıp metroya binip,
bisikletimle metrodan inip ofisime gidemem, saatler buna müsaade etmiyor. Ancak
Bornova’ya metroyla gidip, bisikletle yolun ikinci bölümünü kat edebilirim.
Bunun için de bisikletimi geceleri bir yere park etmem lazım.
Bahsettiğim Bisiklet eylemcilerini bu konuda rahatsız ettim.
Aldığım cevaba ise üzüldüm. Zira tekerden kilitlemeli park yerleri mevcutmuş
ama kendileri hiç cesaret edememişler. Fena… Ege üniversitesine bırakmışlar.
Olur mu? Bilmiyorum. Kendime güvenli bir park yeri bulmam lazım. İşte o zaman
bu çılgın planımı gerçekleştirebilirim.
Var mı önerisi olan? Bornova metro civarında gece bisikleti
nereye güvenle park edebilirim?
Diğer yol metroya bisikletle biniş saatlerinin
kısıtlanmaması için belediyenin başının etini yiyeceğim. Şimdiye kadar sonuç
almak için oldukça uzun bir zaman geçmiş. Ne kadar sürer hiç fikrim yok.
Dediğim gibi, belediyenin yapmaya çalıştıklarını takdir
etmemek haksızlık olur. BİSİM’le sahil yolunun tamamen bisikletlilere ayrılması
ile İzmirlinin aklına bisikleti sokmaya çalışmak güzel bir proje. Ancak önemli
olan şehir hayatını bisikletli için kolaylaştırıp sadece aklına değil hayatına
da sokmak bisikleti.
İşte o zaman cidden “yollar artık BİSİM”, İzmir “bisiklet
kentidir” diyebiliriz.
5 yorum:
Katlanabilir bisikletlerden var mi orada? O zaman metroya rahatca binebilirsin belki. Burada bir arkadasim oyle gidiyor ise, metroya binerken bisikleti katliyor. NY'da metrolarda bisiklete saat siniri var mi bilmem ama teneke sardalya kivaminda yolculuk yapilan rush hour saatlerinde bir de bisiklet sokmaya calisani muhtemelen doverler:))
ben de katlanabilen bisiklet diyecektim Yeliz ya. Onunla da binilmiyor muymus?
Annem hala ege universitesinde calisiyor olsaydi onlarin atolyeye kilitlerdin bak. Yesil koskun yaninda hemen. Aslinda yine soralim istersen anneme :)
Harikasınız:)
evet katlanabilir bisiklet varmış. Araştırınca çıktı ortaya :)
Metroya çaktırmadan sokulabiliyor mu onu araştırıyorum şimdi. eğer buna da laf ediyorlarsa o zaman Gülçincim ege üniversitesini araştıracağım. Belki annenden öneri alabiliriz o zaman.
Çok teşekkürler
Ben de Maltepe-Bostancı arası bisikletle yol yapıyorum her sabah ve akşam. İşe gidişte Bostancı'ya kilitliyorum bisikleti, dönüşte de alıp eve gidiyorum. İspark'ın Bostancı otoparkında bisiklet parkı da var ama ben otobüsün ana durağında su borusuna kilitliyorum bisikleti:))
Ben katlanır bisiklete 1-2 kere bindim ama rahat edemedim, tekerlekleri küçük, dolayısıyla gidon boyu uzun falan, garip geldi bana.
Gençkene 35-40km bile giderdim pehhh.
Bir de cadde geçiyorsan kask önemli derim. Ben sahilyoluna güvenip daha takmaya başlamadım ama alacağım en yakında bi kask.
vay burcu süper güzergah:)
kask kesin almam lazım yolun çoğu cadde. katlanabilir aklıma yatıyor aslında alışır insan yav. ama daha gidip bakamadım.
Yorum Gönder