7 Aralık 2020 Pazartesi

Eyvah oğlum büyüyor #1

 Şimdiden numara koydum zira dumur diyalog serisine bağlarız kanımca.

Eyvah ki ne eyvah büyüyor.

Ama zihinsel değil mental desen hiç değil, sadece fiziksel. 

Boy benimkine geldi dayandı, ayaklar zaten çok oldu geçeli, geçen baktım elleri de benimkilerden büyük. Dil pabuç zaten ona hiç girmeyelim. 

Arca bildiğin ergen. Hafiften bıyıklanmalar, sivilceler... leş ötesi kokmalar... 

hiç unutmam eski şirketimde ilk yıllarım, bir stajyer alındı ofise genç oğlan ama nasıl bir koku öyle böyle değil, koca açık ofisi kaplıyor koku. Bizim müdür çocuğu çekip kenara konuştuydu, bir de deodorant verdiydi de o bile kar etmediydi. Allah biliyor ya kınamadım ama çok yadırgamıştım. Meğer ergen oğlanlar beter kokarmış.

Allah için biz şanslıyız. Bizim balık oğlan (burcundan kaynaklı herhalde) suya banyoya düşkün. Hemen hiç itiraz etmeden duşunu alıyor. Bir de ben ona benim de yıllardır kullandığım  zehirsiz evin tarifi kreminden hazırlıyorum, kol altlarını her gün temizleyip kremliyor da kokuyu minimize ediyoruz. Bu önlemleri almasçzsak çok vde sosyal mesafeyi 5 metreye çıkarmak zorunda kalabiliriz. 

Kokuyu duşla, deodorantla, her gün üst baş değiştirmekle hallediyoruz da uzayan el kol ayak bacakla çarpmadığı yer yok, dengesizin tillahı! Bir iş rica etmeye ben tırsıyorum zira yarardan fazla ziyan olabilir. 

Ha bir de saç meselesi var. Evvelden kısacık kestirdiğimiz saçlar şu anda o kadar uzun ki... pandemi ve kapanan berberler sağ olsun. Bayılıyor saçlarına. O saçlar bir o yana bir bu yana savruluyor. Bizim jenerasyon Banu Alkan’ı hatırlar ve saçlarını savuruşunu, hah işte bizim oğlan da o hesap. Saçlar günde sekiz defa absürd boyun haraketleriyle bir o yana bir bu yana savruluyor.

Geçen yine kanepede uyuyakalmış, kaldırdım, kol altlarından destek olup yatağına yürütüyorum ne yapsa beğenirsin? Evet saç savurdu, oğlum uyuyorsun yav!

Odaya kapanmalar, uzun arkadaş sohbetleri(benim için ne konuştuklarını anlamamak da cabası), bizimle takılmamalar... hepsi ve daha fazlası çok yakında bu blogda! 




6 yorum:

Adsız dedi ki...

Bebekliğini bildiğimiz Arca'mızın artık delikanlılığa doğru yürüdüğünü görmek hem mutlu etti, hem de duygulandırdı. Bebekliği gibi bunlarında tadını çıkar, çok çabuk büyüyorlar
Çenebaz

pelinpembesi dedi ki...

Kızım da 16 yaşında ve bizden kopuşunu öyle dert edindim ki anlatamam. internete
düşkünlüğü canıma tak ettirdi, evde devamlı kavga var. görmezden gelemiyorum, her dakika
laf sokuyorum. başka ergen ammeleri nasıl böyle dert etmiyor diye de şaşırıyorum ama
üzülebn ben oluyorum sonuçta.
bir de lise öğretmenlerini düşün. kızımın sınıfı 34 kişi. yaza doğru küçük bir
sınıfta ders veren öğretmenlerin vay haline :)

Adsız dedi ki...

facebookta #direnergenanneleri diye bir grubumuz var oraya doğru alalım sizi :)) Mehtap

okuyanguzel dedi ki...

Zor çok zor :)

Adsız dedi ki...

Kızım 14 yaşında lise öğretmeniyim alışığım ergenlere ama insanın kendi çocuğunun ergen olması da hiç çekilmiyormuş:)
Pınar

ahu dedi ki...

Yeliz şu blogda hastahane günlerinden tut pazarda tottişe kaçan şortuyla Arca'nın büyümesine birebir tanıklık ettik. Dikkat et bloga bunları yazdığını fark etmesin fena olay çıkarabilir :D ;P .