29 Aralık 2011 Perşembe

Hayata insanlara dokunmayı başarabildin mi?

Bazı insanlar vardır, "gözlerimi kapatır görevimi yaparım" derler. Bazıları ise gözlerini dört açmış, yaptığım işe daha fazla ne katabilirim diye didinirler.
Bizim ofiste Gül var mesela. Canavar gibi. Gencecik evlenmiş, benim yaşımda ama boyunca çocuğu var. Ortaokul mezunu, çok uğraştık liseyi bitirtemedik, velisi olacaktım yav...
Kocası ilkokul mezunuymuş, olmazmış. Gül ofisin temizlik ve mutfak işlerinden sorumlu. Ötesine karışmam demiyor. Tam bir servis kadrosu asistanı gibi çalışıyor. Bütün telefonlara bakıyor, kimi gazı açıldı, hop servis yönleniyor. Bütün bayileri servisleri tanıyor. Son kullanıcılar bile Gül'ü ismen istiyorlar telefona. Dedim ya "ben çayını önüne korum ötesine karışmam" demiyor. Kimin ne yediğini, nasıl yediğini biliyor. Kahvesini nasıl içtiğini. Ofiste kimseler olmadı mı, kısır partisi hemen hazır. Akşama kadar kısır tıkınıyoruz. Bir de güzel yapıyor! Söke'nin köyünden, cabbar, çalışkan, tatlı dilli güleryüzlü. Gül bizim şansımız, ötesi yok.

Forum Tchibo'da çalışan bir bayan vardı, orta yaşlarında, nicedir göremiyorum kendisini. Kahve aldığımda, başka hiç bir çalışanın yapmadığını yapardı ve tavsiyede bulunurdu : "kahvenizi eve gidince mutlaka paketinden çıkarınız, mutlaka cam bir kavanoza koyunuz ve buzdolabında muhafaze ediniz." Hayatta kahve almayı en çok sevdiğim satıcıdır kendisi. Yaptığı işi layığı ile yapar çünkü. Sadece kahveyi çektirmekle işini bitirmez, kendinden bir şeyler katar. O bayanı nicedir görmüyorum ve gerçekten özlüyorum. Evet aramızdaki münasebetin kahve alışverişinden başka bir şey olmayan birisini özlemek tuhaf ama gerçekten özlüyorum kendisini.

İstanbul'da yaşarken sık sık gittiğim bir market vardı. Migros olabilir, hatırlamıyorum. Town Center'ın altında. Orada Hatice isminde bir kasiyer çalışırdı. Mutlaka onun kasa sırasına girerdim. Konuşacağımız da toplasan birkaç cümle. Ama hal hatır sorardı, hoş beş ederdik. O beni kredi kartımdaki, ben onu yaka kartındaki isimden tanırdık. Bana hep ismimle hitap ederdi, tabii ben de... Hem de hanımlı filan konuşuyoruz. Baksan yirmilerinin ortalarında iki kadın, yıllar geçmiş, Hatice hanımı unutmadım.

Yaptığın işin ne olduğunun önemi yok. Nasıl yaptığın önemli. Nasıl bir iz bıraktığın.
Hayatta bir şekilde insanlara dokunabilmeyi başardın mı? Bunu sormalı insan kendine, sık sık sormalı...

6 yorum:

Evrim dedi ki...

Müyesser ablam vardı benim de. İlk çalıştığım ajansın görünür de çaycısı gerçekte her şeyiydi. Şirket onun üstüne kurulmuş gibiydi.İşler çok ağırdı "eeeeh" deyip çekip gidenin yerine O geçerdi. Ofis boy kaçar bankaya giderdi. Depocu kaçar depoya geçerdi. Çekiliş için hangi noter neyi nasıl ister bilir ortamı hazırlardı. Hiç bir sorumluluğu olmadığı halde talihlilere ilgi mektuplar gönderildi mi diye elinde liste takip eder, müşteri yöneticilerinin sağ kolu olurdu. Sirkülasyon o kadar yüksekti ki acemi çalışanlar neyin nasıl olduğu konusunda sık sık ona danışırdı. En son oğlunun hesabını kullanarak facebook'tan "evrim ben müyesser ablan." diye buldu beni. Pembe yanaklı ablam benim...

Yazını okuyunca ilk aklıma gelen oydu. Sayende onu ne kadar özlediğimi fark ettim. Sağolasın...

burcu dedi ki...

çokkkk ama çok güzel ifade etmişsin

ÇokBilmiş dedi ki...

Yazı konularına bakacak olursak senin oğlan büyüdü, kendi kendine idare etmeye başladı galiba? İlk dönem annelik aşkının gözleri kör eden hali gitmiş, dünyayı görmeye başlamışsın :)

yeliz dedi ki...

Evren, Burcu teşekkürler.

Çok bilmiş, bu blog evvelden kurulduğunda da anne-bebek blogu değildi zaten, kısaca özüme döndüm diyelim:)

Nil dedi ki...

bizim çaycı da Gül. bana dokunmayan yılan bin yaşasın modunda. ağlamayana meme yok. çayını yapar, mutfağına kapanır. jest yapsınmış, yemek yapsınmış peeh. buraya başladıktan sonra öğrendi domates doğramayı ...

pınarpare dedi ki...

hayatta en çok istediğim ve sevdiğim hayata ve insanlara dokunabilmeyi başarabilmektir.ama birazcık yapıyorum kanımca.çünkü selam vermeden geçtiğim esnaf,camda görüp muhabbete koyulmadığım komşu,hal hatırlaşmadığım market kasiyeri hatta reyon görevlisi yoktur.hepsi geçiyor şimdi gözümün önünden ve düşünüyorumda bu tebessümler alıyor sanırım sabah bezginliğimi ve akşam eve dönüşdeki yorgunluğumu...sağolsunlar,varolsunlar...