23 Mart 2009 Pazartesi

Pazar günü kabusu

O ne gündü öyle!! Bu defa benimkinin yanında Arcanın huysuzluğunun pek önemi kalmadı. Geceyi iyi geçirmemize rağmen sabah 5 buçuk seansımızda uykuya direndi velet. Hıçkırık tuttu vs... Sonra bir şekilde uyudu ama bende acayip bir halsizlik peyda oldu. Feci ishal olmuşum. Haliyle bünye bu kadar yemeye ve tatlıya alışkın değil, iflas etti sonunda. Elektrik süpürgesinin sayesinde İlkerle karşılıklı süper bir khvaltı yaptık. Arcayı emzirdikten sonra hadi dedim uyuyayım ki sabahı telafi edeyim. Ama uyumaya kasınca uyuyamıyorsun. Uyuyamadıkça gerildim, gerildikçe uyuyamadım. Vakit ilerledi, Arca da uyandı, hadi yeni bir seans. Ama sonraki 2 defada da uyumayınca İlker hadi dedi sen yat ben ilgileneyim. Bu arada öğle yemeği yemediğimi farkettim. Bir şeyler atıştırırken Arcanın mızıldanmaları kulağımda, bir taraftan da tansiyonum düşer gibi oluyor. Yani halsizlik devam. Yatağa gittim, İlker de Arcayı uyuttu uyutacak. Yatakta başladım ağlamaya. Ama tutamıyorum kendimi nasıl bir ağlamak. Özlemin lohusa cinleri bizim eve uğramış gibiydi. İnanılmaz sıkılmıştım. İşte asıl sebep buydu!! İlker dedi ki giyin gidiyoruz. Arcayı emzirdim. Attık ana kucağına, doğru arabaya. AVM lere gitmek istemiyorum, mikrop yuvası hele ki yağmurlu bir pazar günü!!! Alsancaktaki Kahve dünyasına gidelim dedik. Geniş geniş otururuz. Sonra aklımıza CHP mitingi geldi. Anarşik solcu babane mitingte biliyoruz, aradık yollar nasıl diye. Iııh dedi, gelmeyin buralar pek fena. Sonra döndük, sahilden devam ettik. Dışarda yağmur kıyamet Arca arabada uyukluyor, Allahım nasıl güzeldi. Sonra İlker Agora Starbucks tan kafeinsiz mocha kaptı bana, eve yollandık, pıtır pıtır yağmur sesiyle. Hiç kendimi bu kadar iyi hissettiğimi hatırlamıyorum. Halsizlik de kalmadı. Meğer uykusuzluk, ishal filan bahaneymiş, gönül dışarı çıkmak istermiş, kahve kayfi yapmak istermiş. Hergün montunu giyip balkondan akıp giden hayatı karşıdan seyretmek yetmiyormuş. Karar alındı artık canım sıkıldı mı atacağım Arcayı arabaya, İlker olmasa bile çıkacağız dışarı. Hem haftaiçi market - AVM gibi kapalı mekanlar da daha tenha olur gönlümüzce gezeriz, hem de Arca üşütecek diye korkmam.
İlker defalarca çık gez demesine rağmen ben hep aman uyanır, aman acıkır diye cesaret edemiyordum. Artık biraz daha kendime bakmalıyım, moralimi yüksek tutmalıyım, pazar gününün bana öğrettiği işte bundan ibaret!!!

12 yorum:

Nihan dedi ki...

Bir zamandır blogunuzu okuyorum blogunuzu. Arca madem elektrik supurgesi sesinde iyi uyuyor o zaman size tavsiyem, gercekten elektrik supurgesi calistirmak yerine icinde bebeklerin sevdigi sesler olan (e. supurgesi, camasir makinasi gibi) CDler var, onlardan almaniz. Ben kizim icin Amerikadan getirtmistim ama sanirim artik burada da vardir. Bu gunler cok zor gibi geliyor size, ama tadini cikarin olur mu, sonra cok ozluyorsunuz. Hava yagmurlu falan demeden, giydirin sıkıca Arcayi, sıkıldıkca cıkın disari.

Oz dedi ki...

Benim lohusa cinleri hala arada bir ziyarete geliyorlar:) Her dönemin kendine göre zorlukları oluyor. Önümüz bahar ve yaz :) kendimi böyle teselli edıyorum bende.
Öptük seni ve Arcayı kocaman!

Unknown dedi ki...

merhabalar,
lohusalık bir anne için zor bir dönem.sizin bebeğe ,bebişinizin da dünyaya alışmaya çalıştığı herşeyi yeni yeni keşfettiği bir dönem.
bebeğinizin elektrik süpürgesi sesiyle rahatlamasının nedeni; o ses sizin kan dolaşımınızın sesine benzediği ve bebeğinizin kendini güvende ,annesinin karnışın içinde hissetmesinden dolayı...
lohusalık döneminde bebeğinize alışmaktan ,ona yeni bir düzen oturtmaktan dolayı anneler de hep aynı durum sözkonusu oluyor. o nedenle gün içerisinde yarım saat,20 dk. bile olsa kendinize zaman ayırmaya çalışın. inanın o zaman kendinizi daha rahat hissedeceksinizdir.sevgiler..

Adsız dedi ki...

Yeni anne olmuş biri olarak aynı şeyleri bende yaşıyorum.Yaklaşık 3 aydır dışarı çıkmadım bebeğim hasta olur üşütür falan diye.Sonra nemi oldu ben hasta oldum.Psikolojim bozuldu artık her sıkıldığımda eşimle dışarı çıkıyoruz.Bebişinize ve size sevgiler
Özge

mummy dedi ki...

Evet evet kesinlikle her gün dışarı çıkmalı anne kişisi..Önce kendisinin sonra bebişinin ruh sağlığı için şart:)

Yesim dedi ki...

Ne iyi yapmışsın yeliz, temiz hava hem sana hem de bebeğine iyi gelir. Açık havada mis gibi uyur Arca, biz de hemen hemen hergün çıkıyoruz...
Sevgiler,

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

yelizcim
bebekli yeni hayata alışana kadar olacak bı gelgitler. şöyle çantanı kapıp iki gezip gelemeyeceğini, her daim bi kuyrukla gezmen gerektiğini idrak etmek zor oluyo başta. sonra pratikleşip arca'yı da rahatça sokağa çıkarır hale gelince kolaylaşcak her şey. bak yaz da geliyor.
benim lohusalığım cinli minli değil resmen karabasanlı geçmişti. uyuyamadıkça uyuyamama durumu bende hala var ne yazık ki. bu arada ev ne tarafta anam? yakınlardaysak baharda turlarız.

yeliz dedi ki...

merhaba nihan,
bizi ziyaret etmene sevindim, yine bekleriz:) bu CD çok iyiymiş, araştırayım yoksa evde aletler bozulacak.

ah özlemcim sorma, o gün afakanlar basınca sen geldin aklıma, neyse atlatacağız bu günleri inşallah.

yeliz dedi ki...

merhaba esra,
evet bu ses olayını duymuşluğum vardı da bu kadar etkili olacağı aklıma gelmemişti. Umuyorum arkadaş bir süre sonra bağışıklık kazanmaz.

özge,
sen iyi 3 ay dayanmışsın ben 1 ayda yelkenleri suya indirdim:) gerçekten çok sabırlıymışsın.


evet mummy ve yeşim, haklısınız bundan sonra aynen gezmelere devam, bugün bile yaptık!!!

yeliz dedi ki...

merhaba hülyacığım,
gerçekten arcayla dışarı çıkmak ciddi organizasyon gerektiriyor ama pratikleşeceğim inşallah:) önümüz bahar zırt pırt kendimizi dışarı atmak lazım. Biz hatay basın sitesinde oturuyoruz, senin mailini aldım, en kısa zamanda arayacağım, siz ne taraftasınız, umarım yakınlardayızdır:)

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

şirinyerdeyim. pek uzak değiliz. alsancakta buluşuruz cicim. hava iyice ısınsın kordonda. daha da ısınsın çeşmede :))

yeliz dedi ki...

evet evet hülya,
o günleri iple çekiyorum:)