14 Mayıs 2010 Cuma

Emzik, tespit ve diğerleri

Arcanın bu hafta emzikle vedalaşmasına tanık olduk ailecek.
Çok düşmüştü son zamanlar. Sadece uyku öncesi ritüelinin bir parçası iken, son zamanlar bıraksan tüm gün emerim nesnesi olmuştu. İstanbul öncesinden başlayacaktım da yokluğumda zor olmasın diye ertelemiştim. Tecrübeli anneler 1,5 yaşına kadar bırakmalı sonrası zor diye öğütlemişlerdi.
Ayrıca bi dolu dişi var, acaba dişlere zarar verir mi diye düşünmeye başlamıştım. Sonra konuşma zorluğu çeker , daha doğrusu emzikle çok haşır neşir olursa konuşamaz gibi endişeler peyda olmuştu.
Öncesinde çok yöntem okudum. Çoğu 2 yaş üzeri çocuklara yönelikti, işe yarar mı emin olamadım. Emziği baloncu amcaya verip yerine balon almak, kediye verdik demek, pis oldu demek, pencereden aşağı atmak... Arcanın bunları anlayacağını sanmıyorum henüz. Kanlı yöntemler de var. Mesele ablamınkine karabiber sürmüşler. Ben 2,5 yaşındayken teyzeme bırakmışlar beni, annemler tatile gitmişler. Teyzem de görev aşkıyla emziği bıraktırmış bana. Yöntem : delip sirkeye batırmak. Hala sirke sevmem:)
Ben emziğin ucunu kesme yöntemine sıcak bakmıştım. Çünkü emdikçe keyif almamaya başlayıp kendiliğinden bırakıyorlarmış. Hem de kansız!! Ümit ablaya sordum fikrini. Yok dedi, vermeyiz olur biter. Baktık olmuyor uyumadan önce veririz dalar dalmaz hemen ağzından alırız, uyku halinde emmez böyle böyle unutur dedi. 1 hafta deneyelim, olmazsa keseriz dedi. Önceki bebeklerde bu yöntem işe yaramış. Tecrübe konuşuyor!! Bu yöntemler Tracy'nin son kitabında da yazıyor, aklın yolu bir!
İlk gün biraz gündüz uykuları zor olmuş ama azimle gece de devam ettik. Hiç taviz vermedik. 1-2 akşam uyutmak zor oldu ama yılmadık. Pazartesi gününden beri emziksiz uyuyor, konu kapandı!! Umarım bir daha aklına gelmez:)

İlkerle bir hayalimiz vardı: 32. yaşgünümüzde teknemiz olacaktı. Haftasonları, tatiller, hep teknede takılacaktık, ufaktan ertelendi. Ama İlker yaşgününü ona hediye ettiğim olta takımı ile birlikte yine de teknede kutladı. Biz de balıkçı karıları olarak İlknurla evde kocalarımızın balıktan dönüşünü bekledik. Hasılat pek doyurucu değil ama pek yorgun pek de tatmin olmuş halleri vardı. Balıktan eli boş dönen kocama mesaj kaygılı bir organizasyon düzenledim. Rakı balık!! Arcayı anneme bıraktık, içimiz kaldı. ama o balkonda martılara denize baka baka yemeğini yemekle meşguldü, gittiğimizi umursamadı bile. Arcasız biraz eksik olduk ama kendimizce teselli aradık. Rahatlıkla yemek yiyebilecektik, hem Reis'te ne zamandır ilk defa denizin dibindeki masaya oturabilmiştik, kafamızı boşaltabilecektik .... ama sohbetin büyük kısmı telefondaki fotolarına bakarak ve Arcadan bahsederek geçti. Doğuma 6 hafta kalan Zeynep çok şeker bir hamile oldu, her hafta daha da güzelleşiyor. Poyraz'ın aramıza katılmasına az kaldı. Bebekle alakam olmadığı zamanlarda hamile kadınların göbeğinin kamuya mal olmasına gıcık olurdum. Sonra hamileyken göbüşümden gururlu bir vaziyette okşanmasına ses çıkarmamıştım ama garipsemiştim. Özellikle de anne olmuş kadınlarda acayip bir hamile göbeği fetişi var diye düşünürdüm. Haklıymışım, görünce dayanamıyor, elliyorsun:) Mesela bebek olayına mesafeli olan Gül bir kere dokundu, ben nerdeyse öpecektim. Hem kızı bunaltmak istemiyorum hem dokunmadan edemiyorum. Tekrar hamileliği düşünmememe rağmen o günleri özlediğimi farkettim. Çok kutsal zamanlardı.

Hemen her rakı balık masasında olduğu gibi be defa da tatil planı yapıldı. Çok değil 3 günlük bir tatil olacak, Zeynep henüz ağırlaşmadan yapılacak ve acil durumlar için çok uzaklaşılmayacak. Organizasyon çalışmaları start aldı.

Gece döndüğümüzde Arcanın götünde pireler uçuşuyordu, kucakta arabaya ve kendi yatağına taşındı. Bütün gece uyudu.

Bir tespit daha... tecrübeli annelerin tespitleri çok tutuyor. Mesela Hülya yürümeye başlasın, çok güzel uyuyacak diyordu, uyuyor valla. Özgürün Ela bi dönem erkencikten kalkıveriyordu, Arcada da tüm gece uyumaların ardında 6 buçukta ayaktayız ve tüm enerjisiyle oyuna, anne yatağında kestirme bile yok. Bu sabah o kadar uykum vardı ki, 7 buçukta oyunu ilkere devredip 20 dakika daha kestirdim. Dur bi kahve içeyim açılayım.

8 yorum:

Adsız dedi ki...

uyuyor mu yuruyunce ne diyosunnn :)

valla hep soyluyorum masallah X41 arca: ultra uyumlu bebek.
allah bozmasin

yeliz dedi ki...

uyuyor valla kirazım (burada kulak çekip tahtaya vuruyorum) bak görceksin doruk da rahatlayacak. bi de diş de çok etkenmiş, rahat çıkarıyor diye biz hep geri plana atıyorduk. Şimdi daha birkaç ay köpekler çıkmaz dedi ya doktor, onun da etkisi olabilir.

kuzunun annesi dedi ki...

Evet diş sorunu varken isterse koşsun farketmez , uyanıveriyor sık sık .

yeliz dedi ki...

haklısın kuzucum, diş birinci etken. diş sorununun kısa süreliğe bitmesi yürümeye başlamaya denk gelince rahatlattı bi süre ama sabahın köründe kalkmaya çözüm yok maalesef:)

kuzunun annesi dedi ki...

allahtan bizimki 7.30 dan önce pek kalkmıyor , hatta bu ara 8 , 8.30. sanırım gece fazla uyanıp bölünce uykuyu sabah dinlenesi geliyor cocugun .

ÇOBAN YILDIZI dedi ki...

Yelizciğim Nil hiç almadı meme. KUsma pozisyonuna geçip atıyordu memeyi.

San memeyi bıraktırma organizasyonuna ben de şahitim.Suratının halini hala unutamıyorum :)))) Çok şekerdin çokkkkk!

Sadece anne.. dedi ki...

Yeliz, bir de kendi kendine uyuma durumlarından ses etsene.. Ööle yatağa koyup azıcık pışpışla uyuma moduna geçti mi kuzu Arca?

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

hayatcan
benim tespit anayı emmeyen çocukları kapsıyor:)