Şimdiye kadar çatalı cam masaya vurduğunda “kırılacak” demişsindir, şimdi “kırılacak ve bir yerin kesilecek diye çok korkuyorum” demektesindir. Koca kadın korkularını el kadar bebe ile paylaşmaktadır. bababbabababa başımıza taş yağacak!
El kadar bebe yüzüne kahkahayı basar ve hiç oralı olmaz. Kendini platonik aşkına açılmış ve temiz duyguları ile alay edilmiş ergen kız gibi hissedersin. Risklidir, çünkü insan olarak kızıp elinden çatalı alasın gelir.
Ben bu defa öyle yapmadım, gözünün içine bakıp korktuğumu, alay edince de incindiğimi söyledim. Hayır sarılıp boynuma özür dilemedi. Aksine daha çok bağırdı, afallamıştı ve bu alışkın olmadığı durumla baş etmek için saçmalıyordu. “Kızgınsın, kızıyorsun bana” dedim. “Evet sevmediğim şeyler söylüyorsun” dedi.
Sevmezsin tabii, bağırıp çağırmalara alışkınsın sen! Sen elinden çatalı alınıp odaya sepetlenmeye, odada bir süre düşünmeye alışkınsın. Anan korkunca tırstın tabii, “annem de benim gibi korkuyor” dedin içinden, üzülünce çok pis vicdan yaptın ama daha 4 yaşında bile değilsin, başa çıkamamam çok normal.
Tabii bunları düşünmüyorsun, karşındaki sana bağırınca, harbi üzülüyorsun. O yüzden fucking four diyorum ya zaten, çok fena içini acıtıyor. Halsiz dermansız kalıyorsun.
Kimse bana Thomas Gordon’ın elinde sihirli değnek var ve duygularını açınca bebenin empatimetresi tavan yapacak demedi. Kolay olacak demedi. Hemencecik olacak demedi.
Arca yatağa gitti o gece, ben yine mantarı ve dolayısı ile şarabı telef edecekken İlker yetişti derdime. Alkol dertleri silmedi ama İlker’le birlikte benim halime epeyce güldük! Bir de Arca’nın geceyi kabusa çevirmesi ile ilgili Lale abla’nın “başkası yapsa sittin sene yüzüne bakmazsın” yorumuna koptuk.
Mal gibi kalmıştım yav!
O da anlattı, çok pis kızıyor Arca’ya resmen gıcık oluyor lafı dinlenmediğinde. Hemen ukelalığımı konuşturdum: “kızgınlık senin ikincil duygun, aslında sen senin uyarını almadığı için kendini yetersiz hissediyorsun, bu da ona kızgınlık olarak yansıyor ancak bu kendinle ilgili bir duygu bildirimi değil, bir nevi çocuğu suçlayıcı bir ifade, yani sen beni kızdırıyorsun gibi”
Tüm içtenliği ve doğallığıyla “yooo” dedi “el kadar veledin bana karşı çıkmasına acayip sinir oluyorum”.
Muhterem kocam = Türk usülü doğal ebeveyn
Hala mutlu son formülleriyle bir final sahnesi döşeyeceğimi düşünenler, buraya kadar bu beklenti içinde bu yazıyı okuyanlar, küfretmek serbest! Yok öyle bir şey…
Sadece ödül cezanın bir yere varmayacağına tecrübe ve okuduklarıyla ikna olmuş, bebesiyle ilişkisinin karşılıklı sevgi ve saygı ile gelişeceğine ve koşulsuz sevginin her kapıyı açacağına inanan biri var elimizde, olur mu : )
Risk? Risk her zaman var!
Not: Ayça'nın yazısını da okumanızı tavsiye ederim: http://www.pi.web.tr/teori-tamam-ya-pratikte-neler-oluyor/
9 yorum:
yazının sonuna eklediğin resme ilk bakışta ayyy tatlılığa bak ne kadar masum ve sevimli çıkmış dedim... sonra terseten bakınca... sanki Arca senin bu yazına gülüyor, sen kafayı patlatmaya devam et annecim, her geliştirdiğin yeni taktiğe verecek cevabı er ya da geç bulurum ben bakışı sergiliyor.. biraz da acıma duygusu da serpiştirmiş bakışına kıs kıs gülüyor gibi :) böyle bakınca da biz anaların trajikomik durumlarına acı bir tebessüm beliriyor yüzümde :)))
Şu resimdeki yüz ifadesni görünce insanda ne sinir kalır ne kızgınlık. Şirinlik muskası kerata. Çok öptüm Arca'yı
risk demissin de basliga, neresi risktir acilmanin anlamadim (aptalligima vermek serbest:)). risksiz zor olan yolu secmissin bence, yolundan dönme, en dogrusunu yapiyorsun sakin, net ve dürüst olmakla. bir de bu yavrular bizim canimiz degil mi, onlara dürüstce dugyularimizi söylemeyeceksek, kime diyecegiz ki su hayatta? bu yaklasimini tutarli bir sekilde devam ettirecek sabri ve sukuneti diliyorum sana.
Ben kızınca arca bana böyle bakıyor bazen yumuşuyorum o yüzden koydum bu resmi:)
Çiğdemcim:)) ne güzel demişsin:) risk aslında duygularını anlattığında sana gülüp geçer ve kendini kötü hissedersin ya işte o:) ama ben uzun vadede güzel bir ilişkimiz olacağına inanıyorum ve uzun vadede risk olmayacak değil mi? Buna inanmaya ihtiyacım var:)
Sevgiler
Yeliz,benim jenerasyon el yordamıyla annelik yaptı.İnternet yok bu konuda en baba bilgi anne sütünün faydaları hakkında.Benim az buçuk ingilizcem sayesinde takip ettiğim yabancı bir yayın vardı. Bebek beslenemsi ,bebek sağlığı, ve çocuk yetiştirme gibi bilgiler vardı. Ben bu tarifleri çoğaltır,arkadaşlarıma dağıtırdım. İnan olsun,tanımadıklarım bile çalardı kapımı, hafta da kaç kez beyin verelim, yarım muz yeterli mi? diye. Bir nevi internet görevi yaparmışım. Şimdi çok gülüyoruz. Ama fena olmadı be kızlar. Gamze daha üç yaşındayken bana sarılıp ben seni sevmesem bile sen beni hep sev tamam mı? dedi. İşte o zaman anladım ki, bu işin dibi de sonu da sevgi,çocuğa kendini ifade etme fırsatı. Geri kalanı hikaye...
Sen doğru yoldasın,o evde Arca bir birey ve bunu hissediyor.Azıcık da sabır.
Sevgiler hepinize
ben anne cocuk konularinda hic yorum yapmamaya calisiyorum haddim degil zira. Ama sadece sunu soylemek istedim Yeliz cocukluguma dair cok sey hatirlamiyorum ama sevilen bir cocuk oldugumu hatirliyorum. Bu da bana yetiyor. Sevginin yetmeyecegi sey de yok galiba. ben senin anneligini cok seviyorum hep soyledigim gibi. bu yazida da cok sevdim. Arca da buyuyunce cok sevilen bir cocuk oldugnunu hatirlayacak. Ne mutlu ona ne mutlu size. okurken bile zor oldugunu hissedebiliyorum inan o yuzden bol bol sabir da diliyorum sana.
sevgiler ikinize de...
Sen off be cüceye bak yazık arkadşıma alkolik oldu,oysa hiç potansiyeli yoktu dedirt ,üstüne bu fotoyu koy :)) Tutar yok hemşerim sende :)
Hehe böyle yorumlar yapıyorum çünkü ne verecek cevabım ne de gösterecek yolum var, biliyorsun aylar önce başladı isyanım...
Gerçek risk,çocuğu şımarık büyütmektir..Çünkü o şımarıklığı başkasına yaptığında çarptığı duvar dünyada başka hiçbir şeye benzemez.
Yorum Gönder