Arca iki yaşına gelinceye
kadar televizyon izletmedik. Yok aslında izlettik. Ama çok kontrollü. Hatta
benim açımdan manyaklık derecesinde kontrollü. Mickey’nin kulüp evi, ama
mutlaka babasıyla birlikte bir kere de saçı traş edilirken Baby TV… Televizyonun
iki yaşına kadar çocukların beyin nöronlarındaki bağlantılara zarar verdiğini,
geç konuştuğunu, ne bileyim dikkat eksikliği gibi bazı sorunlara sebebiyet
verdiğini okumuşum aklıma da yatmış demek ki evde terör estiriyordum.
Sonra Arca hastaneye
yattı. Yani o tedavi gördü ama birlikte kaldık tabii ki, 2. Doğum gününü
kutladığımızın akabinde. Bir aya yakın bir süre hastanede kaldık. Damardan günde
3-4 defa ilaç alması gerekiyordu. Yani sakince oturması… Bunu Cars filmi
sağladı. Her ilaç dozunda bir doz da Cars aldı bizim oğlan. Çocuğunun sağlığı
söz konusu olunca nöronları filan yemişim diyorsun haliyle… Özgecim canım,
puzzle filan yaptırırsın çıkınca nöronları bağlayıverirsin bişeycik olmaz
demişti de ne gülmüştük. Zaten sinir krizinin eşiğindeyken bir isyan ediyorsun
bir gülüyorsun. Günler öylece geçti, gitti.
Hayat normale dönünce
tabii ki bizim ekranlara vedamız da gündeme geldi. Neyse ki azalarak normale
döndü. Ama normale, sıfıra değil yani:) Toplantıda okul psikoloğu 5-6 yaşındaki
çocukların günde maksimum yarım saat, o da on beşer dakikadan iki defa olmak
üzere ekranla ilişkilerinin sınırlandırılması gerektiğini anlatınca bize de gün
doğdu. (Ekran derken sadece televizyondan bahsetmiyoruz tabii ki, ipad, telefon,
bilgisayar, televizyon hepsi.) Dayandırılacak bir bilimsel veri olduktan sonra
Arca’yı ikna etmek kolay oluyor. (bu arada bilimsel bir araştırma yok daha doğrusu net bir şey yok. ama şimdilik Arca makale göster filan demediği için istediğimiz gibi kıvırabiliriz)
Ama pratikte uygulama her zaman kolay olmuyor.
Bizim için bile… Açık konuşayım, hafta sonu Zeyneplere giderken, annemin
günlere giderken yanında götürdüğü tığ işi misali yanımıza oyuncağın yanı sıra
ipad’i de alıyoruz. Poyraz’la birlikte oynuyorlar, suyunu çıkarmadıkları sürece
fazla da ilişmiyoruz. Dışarı yemeğe gittiğimizde boya kalemleri ve boyama
kitapları çantamıza konuyorsa, ipad de konuyor.
Yalnız yaşasaydım, evimde
televizyon olmazdı. Son derece ciddiyim ve eminim. Çünkü İlker eve üç gün
gelmesin, o televizyon üç dakika açılmıyor. Ama İlker evdeyken hemen hemen
kapanmıyor. Oturup dizi izlemiyor belki ama – kökü kazınacasıca – Survivor izleniyor.
Sonra futbol maçları, tenis maçları, basketbol, hentbol yani sporun her türlüsü
mutlaka izleniyor. Bir de belgesel (biz zaten dizi izlemiyoz hep belgesel hep
belgesel aqwnmflske)
Neyse ne fark ettim, onu
anlatacaktım. Televizyonun açık olması ile olmaması arasında inanılmaz bir fark
gözlemliyorum. Televizyon açıkken Arca aynı benim gibi başka hiçbir şeyle
ilgilenemiyor. Ben de mal mal ekrana bakarım. Ablamın üniversiteyi televizyon
karşısında bitirdiği gerçeğine bakarsak benim iq oldukça düşük kalıyor,
biliyorum. Neyse geçiniz… Sadece mala bağlasa sorun değil. Uyku saatine yakın
bir ekran süreci geçiriyorsa, uykuya dalması zor oluyor, sinirli oluyor, çünkü
oyun da oynamak istemiş ama oynayamamış oluyor. Televizyon açıksa konuştuğun
hiçbir şeye konsantre olamıyor. Eh ben de zaten sesten televizyondan bıyk
olduğum için birbirimizi yiyoruz. Ama tüm dış etkenler ortadan kalkınca
neredeyse bir ütopya yaşıyoruz. Resim yapıyoruz, kitap okuyoruz, konuşuyoruz
yav konuşuyoruz! İyi o halde ekranı tümden oradan kaldıralım ütopya ayağımıza
gelsin, diyeceksin. Ama işte öyle olmuyor. Keşke olsa…
Bir de şu var; gündem
var. Elektronik aygıtlar, ekranlar her daim etrafımızda, bizde olmasa
arkadaşlarında… Bir anlamda bıçak gibi kesmek de yaşadığımız ortamın ve zamanın
çok alakasız bir yerine koyuyor bizi. Hem sanki uygulanabilir, sürdürülebilir
olacak mı?
Arca’nın doğumundan beri
alacağımız aksiyonların önce sürdürülebilir olup olmadığına karar verdik. Ekran
olayını tümden hayatımızdan çıkarmak bizim için de sürdürülebilirliği şüpheli
radikal bir karar olacaktı.
Sonuç olarak bu ekran
meselesini “dozunda, kararında”ya bağladık. Ara sıra gerilmiyor muyuz
geriliyoruz. Ama şu var ki, geri adım atmıyoruz.
Okul psikoloğunun tavsiye
ettiği gibi, maksimum yarım saat. Saat kuruyoruz bu arada. Alarm çaldı mı,
elindeki bırakılır, açıksa televizyon kapatılır. Bu kurala uyulmazsa üç gün
yok. Seçim kendisinin. Genelde bırakmayı tercih ediyor. Çünkü etmezse sözümde
duracağımı biliyor. (nereden mi biliyor? Denedi de oradan:))
Yine de ara sıra ekran
bağımlısı mı oluyor, çok mu televizyon izledi, diye sormaktan kendimi
alamıyorum. Geçen Arca Minecraft diye bir oyundan bahsetti, yükleyelimmiş. Ben
de ona buna sordum, nedir ne değildir diye. Bir de üzerine online annelerin
yazısına denk geldim. Derken bir başka yazıya kaydım. Yabancı bir kaynaktan
Türkçe’ye çevirmiş, hazırlamışlar. Bence çok faydalı olmuş. Ben de izinlerini
istedim, iletiyorum.
Çocuğunuz ekran bağımlısı
mı diye merak ediyorsanız, aşağıdaki sorulara cevap vererek öğrenebilirsiniz.
Kaynak:
4 yorum:
Evet çocuğum bağımlı değil. Tüm sorulara cevabım hayır ( :))) )ama aynı endişeleri ben de taşıyorum. Ben de geriliyorum. Biz şu anda babamızla birlikte yaşamadığımız için hafta içi zaten hiç açılmıyor televizyon. aynen dediğin gibi televizyon açılmadığında evde bir huzur oluyor orası kesin. Ben daha da bir mutlu oluyorum o da kesin. Ayrıca aylardır televizyon izlemediğimi gururla belirtmek isterim. Ama hafta sonu ve özellikle babamız geldiğinde o televizyon açılıyor. Erkekler yüzünden demek istiyorum. Eşim olmasaydı kesinlikle televizyonu hayatımdan çıkarırdım net. Ama olmuyor işte.
Telefonda alarm kurmayı ben de epeydir kullanıyorum, benim akıllı ertelemeyi öğrendi, şükür ki durdurmaya basmıyor henüz :) Evde kesinlikle çıkarmadığım tableti dışarda birinde görünce yapışıyor o çok fena oluyor işte :(
Bire bir aynı şeyleri yaşıyoruz evde. Erkek çocuklar ve babalarının ittifakına karşı yalnız kalan anneler :(
O degil de Yeliz sanirim ben kendim ekran bagimlisiyim :( Oazna gonderecegim yaziyi bana detoks yapsn
Tuna uyanıkken tv açmıyoruz biz, çizgi film vs hiç izlemezdi Tuna ama ne olduysa birinci sınıfa başlaması ile planet çocuk varmış minikago varmış diye açıp izlemeye başladı, kısıtlamaya calıstıgım zaman ters tepti 15 gün falan sürdü şimdi geçti çok şükür:)
Yorum Gönder