Geçen akşam iş çıkışı İlker geldi, Arca yazlıktayken eve gidesimiz yok. O bit kadar boyuyla nasıl da dolduruyor evi, o yokken duvarlar üzerimize geliyor sanki.
Biraz Forum’da dolandık. Mothercare’de indirim varmış, adet olduğu üzere indirimden seneye giyebileceği bir şeyler var mı diye bakındık. Her şey bana pahalı geldi. Hem de indirimde! E, biz geçen yıla kadar en azından indirimde buradan alışveriş yapabiliyorduk? Ne ara bu kadar pahalı gelmeye başladı?
İlker'e demiştim ama, daha hafta başı maliyet çalışmaları yaparken üç yıl önceki projenin dosyalarını buldum, o vakitler dolar 1,80’miş, notlarımda görünce şok oldum, diye… Nasıl enflasyon yok? Mümkün mü olmaması? Kur artışı elbet her ürüne yansıyacak.
Neyse, elimiz boş çıktık dükkandan. Karnımızı da IKEA’dan ucuz yollu doyurup çay içmeye Zeynep’lere uğradık. Güller de geldi, balkonda muhabbetin dibi… Çaylar bitti, biralara devam edildi… Laf döndü dolaştı hayat şartlarına geldi.
Hepimiz hemfikirdik. Alım gücümüz düşmüştü. Hayat eskisine göre yani bizim çocukluğumuzun zamanına göre zordu, bence dünyanın en şanslı beyaz yakalısı dolarla maaş alan Zeynep için bile:)
Biz yıllardır Arca için özel anaokulu, bakıcı, şimdi de özel okul, derken servet harcıyoruz. Bu yıl Zeynep’ler aynı sürece girecek, bir sonraki sene belki Gül'ler. Günümüzde bu özel okul meselesinde ciddi meblağlar söz konusu.
Hep böyle miydi? Hayır. Biz de özel okulda okuduk, hatta ailelerimiz iki çocuğu birden özel okula gönderebiliyordu. Annem ev hanımıydı, o dönem geliri yoktu ve ailelerimiz zorlansa da okullarımızı bitirebildik. (Babamın en sevdiğim sözü: evimi satarım kızlarımı okuturum:))
O akşam, yirmi beş yıl öncesini bugünle karşılaştırmaya başladık, mesela ben biraz fazla tükettiğimizden dem vurdum. Öyle ya, ben hazırlıkta alınan formamı lise ikiye kadar giymiştim. Arca - tabii ki ilkokul çocuğu olmanın verdiği enerjiyle - bir senede dört pantolon paraladı. Bir çift ayakkabı ile tüm seneyi geçirirdik. İkinci kat kıyafet ancak bayramlarda alınırdı. Hem o vakitler aşırı lükslerimiz yoktu. Şimdi hemen hiçbir lüksten geri kalmıyoruz, hatta dün lüks dediğimiz her şey, bugünün zaruri ihtiyacı. En tutumlularımızın bile bir ev kirasına yaklaşan aylık giderleri arasında cep telefonu, internet, digiturk gibi o yıllarda aklına gelemeyecek giderleri var. Sonra ev kredisi, belki araba kredisi, o olmasa kira illa ki… Uzun lafın kısası, bizim çocukluğumuzda, ailelerimizin en büyük masrafı özel okul ise, şimdi bir o kadar daha giderimiz var. İçinde debelendiğimiz çark bizi daha çok tüketmeye teşvik ediyor, istediğin kadar diren!
Peki sadece bu kadar mı?
Tüketmesek de, tüm bu giderleri bir şekilde bertaraf etsek de, özel okul fiyatları eskisine göre kat be kat yüksek değil mi?
Üşenmedim, araştırdım, hatta hesapladım. 1992 yılı benim ortaokulda okuduğum sene. Ablam da liseye gidiyor. Yani bizim hanede iki çocuk için özel okul gibi ciddi bir gider var.
Bizim İzmir'deki okulun o yılki ücretini bulamadım, bulsaydım oradan hesap edecektim. Zira altmış küsur senedir hala mevcudiyetini devam ettiren bir okul, fakat gazetelere haber olmamış o yıllar:)
O halde ulaşabileceğim, köklü eski İstanbul kolejlerinden hesap yaptım.
1991-1992 öğretim yılında en yüksek ücret 16 milyon lira ile Üsküdar Amerikan Kolejine aitmiş.
Bu o dönemin dolar kurundan bugünün TL'sine çevrildiğinde 10.598 TL'ye denk geliyor. Peki bu yıl aynı okulun ücreti ne biliyor musunuz? 56.680 TL! 5 katından fazla.
Tamam diyebilirsiniz ki, ekonomik veriler karmaşıktır, böyle net bir ifade gerçekçi olmayabilir. Ben ekonomist değilim, alt tarafı mühendisim, hay hay... Sağlama yapalım.
1992 yılında asgari ücret 801.000 lira imiş. Yani Üsküdar Amerikan Lisesinin ücreti o yılın asgari ücretinin 20 katıymış.
Asgari ücretlinin evladını, özel okulda okutamaması, her dönemin gerçeği fakat şimdi konumuz bu değil.
Bugün asgari ücret 1647 TL ve aynı okulun bu yılki ücreti, mevcut asgari ücreti 34 katı!
Demek ki neymiş?
Enflasyon varmış. Alım gücü geçmişe göre oldukça düşükmüş. Çocuğunu özel okula göndermeyi planlayan ailelerin ikinci çocuğu düşünmemesi normalmiş.
Ha bir de, "işin gücün yok mu oturmuş hesaplamışsın zaten biliyorduk", diyebilirsin. Vallahi hiçbir sakınca yok, diyebilirsin. Asabiyetim üzerimde değil, kimseye dalmıyorum bu aralar.
Fakat ben rakam insanıyım, hesaplamasam şişerdim:)
Ha bir de, "işin gücün yok mu oturmuş hesaplamışsın zaten biliyorduk", diyebilirsin. Vallahi hiçbir sakınca yok, diyebilirsin. Asabiyetim üzerimde değil, kimseye dalmıyorum bu aralar.
Fakat ben rakam insanıyım, hesaplamasam şişerdim:)
Döviz çevirici kaynak: http://paracevirici.com/doviz-arsiv/merkez-bankasi/tcmb-gecmis-tarihli-doviz-kurlari-cevirici.php
Okul ücretleri kaynak: http://gazetearsivi.milliyet.com.tr/Ara.aspx?araKelime=kolej%20%C3%BCcretleri%201991&isAdv=false
9 yorum:
Teşekkür ederiz. En azından biz mi çok harcıyoruz da yetiştiremiyoruz için bir açıklama bulmuş olduk. :))
evet harcıyoruz ama aynı zamanda çok da zorlaştı yaşam. Zaten düzen buna göre kurulmuş. Bolca harcama yapmana fakat fazla para tasarruf edememene göre. Böylece modern kölelik denen düzenin dışına çıkmadan yıllarını tüketiyorsun.
Türkiye'de çalışan, çocuklu çiftlerin çoğu okul parası ve ev kredisi için çalışıyor, bu bir gerçek. Hayatın ucuz olduğunu ise kolay kolay iddia etmek mümkün değil sanırım. Hatta yiyecek içecek giderinin bile Avrupa'dan ( ki eskiden çok pahalı gelirdi) ucuz olduğunu iddia etmek zorlaştı. Öte yandan son 30-35 yılda yani benim çocukluğuma kıyasla öyle çok şey değişti ki eskiyle karşılaştırmak imkansız geliyor bana. Benim çocukluğumda özel okul ciddi bir istisnaydı, şimdi çevremde devlet okulu istisna. Elektronik harcaması diyre bir şey yoktu Ne dvd, ne akıllı telefon, tablet. Ha şimdi bunları aldığında da artık 10-20 kullanman mükün değil. Ya benim kitap, dergi masrafım bile anne babamınkini ona yirmiye katlar. Çok basit yaşanırdı memur ailelerinde. Gider kalemi inanılmaz azdı. Hobisi olan, spor yapan yetişkin insan falan hatırlamıyorum hiç. Dışarda yemek istisnaydı. Ha bana sorarsan hayatın bugün daha zor olduğuna hala daha kimse beni ikna edemez. Anne babamın zamanında yaşamak istemezdim, hele hele anane, babaanne zamanında hiç. Kadınların yükü çalışsın çalışmasın çok fazlaydı. Yine beşte, altıda kalkmaktan bahsedilirdi. Hayatı kolaylaştıran hiç bir elektrikli alet yok düşünsene. Bakıcı, yardımcı da istisnaydı. Hsftasonu, tatil kavramı yok. Bugün pazar yemek pişirmeyeyim, sandviç yeriz dışarda yok.öÇocuk sayısı genel olarak daha fazla. Kıyafet evde, dikilir, örülür. Evde toplanılır, evde eğlenilir. O Ücretli yıllık izin bile yeni bir şey Türkiye'de. Ha o günleri özleyenlet, daha rahattık diyenler var tabii ama ben kendi adıma hiç katılmıyorum. Harcamaların ir kısmını da tamamen kendi rahatımız, keyfimiz için yapıyoruz.
Ama şu özel okul ücretleri konusunda gerçekten bir şeyler yapılması lazım acilen.
kesinlikle katılıyorum. hayat bir yerde daha kolay kesinlikle. özellikle de şu dışarıdan yemek yeme meselesi. geçen bizim sokaktaki apartmanların önü dikkatimizi çekti, sıra sıra motorsikletler. Kardeşim bir yumurta kırıp yiyin, ne bu pizza kebap merakı:)))
yaşamımızı iyice sadeleştirsek de hayatımızdan televizyonu interneti cep telefonunu çıkarsak da yine de alım gücümüz eskiye göre daha az maalesef:(
ABD icin de durum farkli degil. Siklikla ayni konuyu dile getiriyoruz esimle. Herseyin fiyati artiyor (sorsan enflasyon dusuk burada) ama maaslar artmiyor. Orta direk hakikaten yok oluyor. Turkiye daha bir uctu gitti gerci. 15 yildir burada yasiyorum, ilk yillarda kiyafet alisverisini gittikce Turkiyeden yapardik ya da gelenlere siparis ederdik. Simdi ise oradan alisveris mi yapilir, deli misin kategorisine gelmis fiyatlar (sosyete pazari haric). Ozel okul fiyatlari ise masallah burayla yarisir.
6 yıldır yurtdışındayım senede 3-4 kez gelip gidiyorum ama her gelişimde yuh ne kadar pahalanmış diyorum. Ve evet artık giyim de gıda da daha pahalı tr de özellikle temel gıda. Şimdi istanbuldayım geçen gün bimden muz aldım 6,5tl kilosu. Orda 1eu civarı olur genelde şok oldum.
Yalnız burdaki dışarda yemek olayı hollandada bu kadar yaygın değil. Doğrusu bu bana ekstra masraf olarak geliyor
Günaydın,
Evet, hayat şartları gün geçtikçe daha da zorlaşıyor. Bir kısmı bizim dışımızda gelişen durumlardan, bir kısmı da şuurumuzu kaybetmişçesine, başkalarının dolduruşuna gelip, ihtiyacımız olmayan şeyleri satın almamız, kiralamamız vs. nedeniyle oluyor.
Ev hanımlarının, küçücük çocukların ellerinde son model akıllı telefonlar var, her sene bir renk - model ön plana çıkartılıyor, o tarz da giyinilmeye çalışılıyor. Tatile gidilecekse, beş yıldızlı - her şey dahil otellere rezervasyon yaptırılıyor. Her yıl yeni özel okullar, yeni eğitim - öğretim metodları çıkıyor. Maaşla çalışan anne - baba şartlarını çok zorlayarak, bu okulların taksitlerini ödüyorlar ama dünya para ödenen okullardan da pek memnun olan yok. Ne anne - babalar ne de son yıllarda bu özel okullardan mezun olanları istihdam eden patronlar. İlkokuldan beri iki yabancı dil öğretilen çocuk, bırakın o dilleri rahat konuşup - yazsın, kendi ana dilini dahi doğru kullanamıyor.
Son yıllarda, çocuklar üzerinden de ayrı bir kuşatma altında bırakılıyoruz. Tahtını yapmaya çalışabilirsiniz, ama bahtını sadece Allah.
Dört duvar - bir apartman dairesene, site içinde diye, havuzu - saunası - spor kulübü, güvenliği var diye, kredi çekerek daha daha da yüksek rakamlar ödüyoruz. Öderken, ömrümüzü çürütüyoruz. İşimize gidebilmek, iş sonrası eve dönebilmek için saatleirmizi yollarda geçiriyoruz ve hiç kullanma fırsatı bulamadığımız havuz- spor salonu vs. için ev kirası kadar, aidat ödüyoruz. Krediyle ev (daha doğrusu daire)satın alırken, bu durum size nasıl empoze ediliyor, kira öder gibi ev sahibi olun, beş - on yıl sonra rahat edin.
Rahat olmayan hayatımız, başkaları daha da zengin olsunlar diye heba oluyor.
Yeterli demeyi öğrenebilirsek, buna gerçekten inanırsak belki hayat yine rahat olmayacak ama daha fazla zorlaşmayacak.
Bende 6 yildir Turkiye disindayim. Bana da ilk yillar (ilk 2 yil gibi) Turkiye'de ki kiyafet ve yiyecek fiyatlari cok dusuk gelirdi. Simdi sok oluyorum cogu fiyata. Artik hicbir sekilde ordan alisveris yapmiyorum. Cunku burda (UK) gercekten daha ucuza kiyafet bulabiliyorum. 1,5 yil once gitmistik en son, cocuk bezi fiyatlarina sasirmistim mesela, burdan daha pahaliydi. Disarida yemek olayi UK'de Turkiye kadar rahat olmayabilir belki ama Hollanda'dan daha esnek. Take away alternatifleri cok fazla ve ucuz. Ama tabii kucuk bir cocuk olunca evde disarida yememk yemek yada siparis vermek de azaliyor evde pisirmek her zaman cok daha saglikli bir alternatif oldugu icin.
Yeliz düzeltmek gibi olmasın ama söylemeden geçemiycem asgari ücret brüt 1,647 TL. net 1,300 TL. :(
Yorum Gönder