Ha bir de unutmadan, Sığacık-Karlovasi feribotunu tercih etmeyin, mümkünse Kuşadası'ndan gidin. Bizim gittiğimiz hat sanırım çok yeniydi, organizasyonsuzdu, yığılmalar oldu, belki tatildendir bilemiyorum ama özellikle feribot seyahatini üstlenen firma çalışanlarından çok şikayet oldu. Free-shop da yok maalesef, hani içki, parfüm almayı free-shop'tan halletmeyi düşünürseniz, aklınızda olsun.
Gidiş ve dönüşümüzün olumsuzluklarını bir tarafa bırakırsak, diğer her şey harikaydı. Bizden bir hafta önce Samos'a gitmiş olan Deniz'lerden şahane öneriler aldık. Hava muhalefeti sebebiyle bize yüzmek nasip olmadı ama Samos özellikle kumsalları, denizi ile ziyaretçi çeken bir yer. Sakız'a şubatta da gidebilirsiniz (biz öyle yaptık mesela) ama Samos'un tadını çıkarmanın en iyi zamanı muhtemelen yaz olacaktır.
Pisagor'un doğduğu köye, Manolates ismindeki dağ köyüne ve Karlovasi'ye uğradık.
Karlovasi, çok ilginç bir yer değil, limanımız orada olmasa, gitmeye değmez.
Fakat Manolates'e giden orman yolu enfesti. Pencerelerimizi açıp doğayı içimize çektik.
Aç olmadığımız için oturmadığımız AAA isimli cafe, çok kişiden tavsiye aldığımız bir mekandı, aklımız kaldı.
Pythagorio'daki arkeoloji müzesinin saatini kaçırmamız, Hera Tapınağı'na girmeyi de başaramamamız bu tatilin bizim açımızdan hatalarıydı, aman gidecek olursanız, siz dikkat edin.
Otelimizin olduğu Kokkari çok güzeldi. Bir daha gidecek olursak yine aynı otelde kalırız, Kalidon Hotel.
Otelden çıkıp hemen kumsala ve lokantaların olduğu caddeye inebiliyorsunuz.
Meltemi, Kokkari'de, nefis deniz ürünlerinden yiyebileceğiniz (ayrıca kıl Arca gibiler için pirzola filan da var) çok keyifli yer.
Hava, yol, rotamızı istediğimiz gibi çizememe gibi pek çok olumsuzluğa rağmen çok güzel bir tatil oldu, Yunan adaları her zaman iyi bir fikirdir:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder