Canım Duru, yeğenim, küçükken bir olay anlatmaya başlarken nedense “geçenlerde…” diyemez hep “geçenler” diye başlardı. Yaş üç bilemedin dört.
Şimdi yirmi bir yaşında muhteşem bir genç kadın oldu, okuyor çalışıyor, önümüzdeki yıl mezun olacak. Evlendiğimiz yıl doğması bizim için büyük şans zira kaç yıldır evli olduğumuzu saymayı bıraktığımızdan bir anda hatırlayamıyor, Duru’nun yaşını söyleyiveriyoruz. Gözümüzün önünde küçücük bir kız çocuğunun bir yetişkine dönüşmesi gibi ortak hayatımız da her geçen yıl evriliyor, dönüşüyor. Birlikte yaşayabilmek için imza atmıştık yok biz nerden baksan 27 seneyi devirdik.
İşte “geçenler” biz bu imzanın yirmi birinci yılını devirmeyi kutladık. Ufak tefek ızgara deniz mahsülleri, kabak çiçeği dolması ve birer duble ouzo ile. O kadar.
Sonra yine diyetimize geri döndük. Pardon rejim. Anneannem gençken az yediğimizde “recim mi yapıyonuz” diye darlardı bizi. Ben de İlker’i darlıyorum ama yapsın diye.
Yapıyor da nitekim. Kırmızı et yemiyoruz artık, Arca isyanlarda malum “bir mağara adamının et yemesi gerek!”(*) Ha boyna balık tavuk. Karaciğere iyi gelen gıdaları eksik etmiyoruz, enginar salatası, mümkün mertebe brokoli, ıspanak. Yolumuz uzun gençliğimiz var (?)
Geçenler ne diyordum? Bir şeylerin değişimlerin eşiğindeyim sanki diyordum. Korkulur benden. Korkun benden! Evet büyük değişimin bilgisi geldi, evimizi satıyorlar. Tahminimizden uygun - ama bize uygun değil - bir fiyatla satışa çıkacağı için çok kısa sürede satılacağını ve bizim de çok kısa sürede evden çıkmamız gerekeceğini sanıyorum. Ev arıyoruz, hele ben deli gibi ev bakıyorum. Aklımızda Brüksel’in biraz dışı var, Flaman bölgesi, bakalım evrene bütün mesajları ilettim, artık evren tüm güçlerini birleştirip bize bir ev nasip etsin amin.
Bu evi çok sevdik, çok seviyoruz ama o kadar bütçemiz olsaydı da buraya verir miydik? Sanmıyorum. Her şeyin bir ömrü var. Bana da burası sanki bize yuva olma misyonunu tamamlamış gibi geliyor. Şahane bir mahalle ve nazik sevimli insanlar, her yere toplu taşımayla kolayca ulaşma gibi avantajları var, ama işte sanki buraya kadarmış gibi. Bir yandan çok sevdiğimiz komşularımız İdil’le Yiğit taşındı, Arek ve Ayşe de taşınmak üzere. Arca, okul arkadaşlarının yakınlarında bir yerlere taşınmak istiyor. Bize de Flamanca konuşulan bir yer daha iyi olur gibi geliyor. Öyle işte…
3 yorum:
Nice seneleriniz olsun :) Umarım en kısa sürede yeni bir ev bulursunuz.
Umarım gönlünüze göre bir ev bulursunuz. Nice mutlu 21 yıllar dilerim :)
Tebrikler, nice sağlıklı ve mutlu yıllara!
Yorum Gönder