15 Ocak 2010 Cuma

Sezercik !!

Kaç zamandır üye olduğum mail grubunda uzuncana konuşulan sezeryan - normal doğum hikayeleridir gidiyor, birkaçına baktım. Sonra konuya özgürüm parmak basmış. Blogcu annenin oluşturduğu normal doğum hikayelerini anlatan bloğu henüz ziyaret etmedim ama eline sağlık eminim çok başarılıdır. Son yılların sezeryana özendiren halleri yerini normal doğuma bırakıyor. Eminim güzeldir, özeldir, olması gerekendir. Lakin ben bunları söylerken başından beri tam zıttı bir yol izledim. Benim 2 doktorum vardı. Kanserden kaybettiğim Gülnur teyzem rahatsızlığından dolayı beni arkadaşına yönlendirmişti, ama ara sıra ona da gider, ultrasona girer, endişelerimi rahatlatırdım. Gülnur teyzem normalci, diğer doktorum sezerciydi:) Herkesin doktoru sezerciğe özendirmeye çalışırken Gülnur teyzem yav sen keçi gibisin pırt diye doğurursun başlatma sezerciğe diye beni az paylamadı:) ama ben özellikle bebeğin uzun süre ters durduğu dönemde ve belki de çok öncesinde kararımı vermiştim: sezercik!!! Neden? Tırstım!! Daha ne kadar açık olunabilir:) Acayip tırstım, Özgürümün normal doğum linklerini okumama rağmen, Gülnur teyzeme rağmen, genel itibariyle herşeyin doğalından yana olmama rağmen tırss-tım:) Çünküüüü... annem korkunç hikayeler anlattı, sonra çevremdeki başkaları da.... ıı-ıh yok değil beni tırstıran doğum anı, çekilen sancılar, değil, bebeğin sağlığıydı. Oksijensiz kalıp beyninde hasar oluşan birkaç örnek beni acayip afallattı. Çok rahat normal doğum yapabileceğime (çatım geniş, fazla kilo almadım, bebek standart....) inanmama, normal doğumun anne için en doğrusu olduğunu bilmeme rağmen ve sezercik gibi bir seçenek sunulmuşken tercihim sezercik oldu. Hamileliğimi birlikte geçirdiğim blog dostlarımın hemen hepsi sezeryana mecbur bırakıldılar, hem de normal için hayaller kurarken (ben bizim tayfanın son gebeşlerindenim ya, bazen diyordum, ya bu dostlar sapır sapır sezeryan oldu, ben sezeryan isterken ister misin erkenden normal doğurayım? ne ironi olurdu ama:)) ) sezeryan olup hayal kırıklığı yaşadılar, hep tanık oldum. Ben galiba kararımı verdikten sonra acayip rahatlamıştım, iyi yönlerinden baktım, misler gibi doğuma girip bebişi kucağıma aldım, önüme baktım. Daha kötü bir anne mi oldum, normal doğum yapanlardan daha mı az annelik yaşadım? Önemli olan bebişin sağlıkla doğması değil miydi?
Şimdi bakıyorum da herkesler bölünmüş görünüyor:
- normal doğumu seçmiş, yaşayabilmişler => Kahramanlar!!!
- normal doğumu seçmiş ama yaşayamamışlar => "ah yazııık"lar
- benim gibi sezeryanı seçmişler => şaşırtanlar... hmm bundan pek yok ben azınlıktayım galiba:)

Normal doğuma özendirmek, bilgilendirmek adına yapılan herşeye eyvallah, takdir ederim.
Ama kimilerinin yaptığı gibi doğum şeklinin anneliğe bir etiket olarak konması yanlış...
Belki de sezeryan anneye bir doğum şekli bir seçenek olarak sunulmamalı, sadece son çare olmalı. Eğer bu şekilde olsaydı, belki ben de normal doğum yapardım, kimbilir. Ama sorumluluğun benim üzerime verildiği anda ben bebeğim için hangisinin en iyi olacağını düşünüp tarttım buna göre bir karar verdim!!

Bu tıpkı emzirme olayı gibi, tıpkı dün Özlemle konuştuğumuz, tıpkı Özgürün üstüne bastığı gibi!! Emzirebilmek güzel, ama emzirememek dünyanın sonu mu!! Eksik anne mi oluyorsun, kötü anne mi???

Demem o ki özendirmeli, bilmeyene anlatmalı, yardımcı olmalı ama yaşamayanı yadırgamamalı, yaşayamayanı üzmemeli...

11 yorum:

a.y. dedi ki...

Ben ah yazıklardanım:) Ama ben de her zaman bebeğe oksijen gidememesi kaygısı taşıyordum. Çünkü benim de yakın bir arkadaşımın bebeğinin başına gelmişti bu durum. Belki de bu yüzden bilinçaltım bir türlü normal doğurmama izin vermedi. Üstelik günlerce bekledim tansiyonum 16 lara çıkana kadar direndim. Neyse ki çocuk ilkokula başlamadan sezeryana razı oldum:)) Aslında asıl karmaşa şurada bence sezeryan genelde doktorların istediği, kendilerini minumum riske attıkları bir tercih. Bunun böyle olduğunu bilmek biraz can sıkıyor . Yani normal doğurabilecekken seni kesip biçiyorlar gibi geliyor. Sonra bu sezeryan sonrası normal doğum meselesini kabul ettirebileceğin bir Türk doktoru bulunabileceğini hiç sanmıyorum ben. Adamların en iyisi bile sen normal doğurabilecekken "çok bekledik hadi" ya da "yok bu yerleşmemiş ki daha" falan filan diyip alıveriyor seni sezerciğe.
Emzirme meselesine gelince, emzirme meselesi meşakkatli iş. Ne kadar emmeye direnirse dirensin. Bu dirence sizin ne şeklide karşılık verdiğiniz, gücünüzün ne kadarına yetebildiği de önemli. Pes ederseniz çok kötü bir anne mi olursunuz. Sanmıyorum ama dayanırsanız başarırsınız çok iyi biliyorum. Ama bu yine de sizin iyi ya da kötü bir anne olduğunuzu değil tercihlerinizi gösterir. İyi emziren vahşi bir anne olabilirsiniz pekala:P

ÇOBAN YILDIZI dedi ki...

Çok haklısın Yelizciğim.Annelik o kadar büyük bir emek arz ediyor ki;doğum şeklinin anneliği belirleyi hiç mi hiç fonksiyonu yok.Esas annelik doğumdan sonra başlıyor.İster emzir ister emzirme o minnacıcık et parçasını bakabilmek için yaptığın tüm fedakarlıklar kadını anne yapıyor.Gerisi teferruat. Öpüyorum üçünüzü de !

K.T dedi ki...

Ay ağzına sağlık. Bende eskileri yayınlarken kendimi tartışma içinde buldum. Ne bu tartışma veya niye???

Amaç belli bebeğimizin sağlıklı doğması ve sağlıklı bir anne. 2 yol var ikiside aynı amaca çıkmaya çalışıyor.

Sınıflamana da katılıyorum. Ekleyeceklerim var.

Normal doğum yapan: herkes yapsın herkes yapsın. Ben yaptım bebeğimi sizden daha çok seviyorum ispatıdır.+ 10 puan

Sezaryen yapmak isteyen: (normal doğum yapanların gözünde)İnanmıyorum nekadar kötü bir anne.Normal doğum yapmadı. -10 puan.

Doktorlar hikayelerinize katılıyorum. ama benim doktorum sonuna kadar normal doğum yapabiliriz dedi. Sınırsız özel sigortam vardı ve normal dedi.Çıkar düşünmeden. Lafta değil arkadaşlarım aynı doktorla sezaryen düşünürken normal doğumlar yaptı.

Unutmayalım;
Bu normal doğum fanatikliği yüzünden sezaryen olduğu için bunalımlara giren, bebeğini sevemeyen,emziremeyen çok kişi var. Sezaryen olduğu için her sorunu ona bağlayan.

Bu sebepten hamile arkadaşlarımıza amaçlarının sağlıklı bebekler ve anneler olduğunu söylemeliyiz.Ruhu bedeni anneleri doğru yönlendirecektir.

Ozguranne dedi ki...

Selam Yeliz, bence bu bir seçenek olarak önüme konmamalıydı demişsin ya bence çok haklısın.

Bu arada geçen okuduğum konu şöyle bir şeyden bahsediyor: Bulunabilirlik etkisi: Çıkan bir tane fala karşılık çıkmayan yüz tane olsa da biz çıkanı hatırlarız. Emniyet kemeri yüzlerce hayat kurtarır ama biz kritik anda açılmadığı için suyun altında kalan adamlı filmi hatırlarız. Yani istatistiksel olarak daha az rastlanmasına rağmen bizler irrasyonel olarak aklımızda kalandan korkarız. Benzer şekilde oksijensiz kalma, vakumla çıkarken zedelenme gibi hikayeleri duyuyoruz. Oysa anlatılmayan binlerce kolay normal sağlıklı doğum hikayesi var. Onlar aklımızda kalmıyor. Bulunabilirlik etkisi.

Pozitif doğum örnekleri o nedenle önemli bence. Olumsuzlar kadar olumluları da duymalı ınsanlar. Hem bu devırde artık o tarz komplıkasyon ıhtımallerınde dırekt sezaryene alıyorlar zaten.

Tartışmalara gelince... Bizler için olan oldu zaten. Nasıl desem demişsin ya tırstım. Sence verdiğin karar özgür iradeyle verilmiş bir karar mıydı, yoksa pompalanan korkuların yarattığı bir karar mı? Diyeceğim şu ki, bizden sonrakiler şartlanmaları kıracak cesareti bulsun. Kendileri ve çocukları için daha sağlıklı ve doğal olanı tercih etsin.

Tabi en doğrusu tercihin asla hastaya bırakılmaması kanımca.

sevgiler.

ruhdagı dedi ki...

Hamile kalmadan öncede bu tartışma çok saçmaydı benim için, şimdi hamileyim halen saçma geliyor.

Bu annenin en iyiyi hissederek ona göre karar almasıyla ilgili. Anneliğini nasıl iyi veya kötü şekle sokabilir ki. İnsanlar ikiye bölünmeye ne meraklı anlamıyorum.

Bence her hamile kadın doğum anından çok bebeğin sağlıklı doğmasına kafasına o kadar takıyor ki sezeryanı seçmesindede işte bu korumacı duygular ağır basıyor. Sonuçta en başından beri düşündüğü bebeği oluyor kendi değil. Bu onu nasıl kötü bir anne yapar?

Ben kendi adıma normal doğururum tabi derken şimdi soranlara en doğrusu nasılsa öyle istiyorum diyorum. 10 saat suni sancıyla cebelleşip olmuyor diye sezeryana giren kadınlarda var bu stres hem anneye hem bebeğe zarar.

Kimsenin doğum tercihi anneliğini alçaltmazda yüceltmezde. Doğum başlı başına çok ulvi bir an zaten. Ne şekilde olursa olsun.

Sevgiler.

Deynerya dedi ki...

Ben kendi isteğimle sezeryanı seçtim, korkudan mı? Hayır. Çocuk için en iyisinin bu olduğuna karar verdim ve pişmanda olmadım. Normali normal doğum belki ama saatlerce suni sancı çocuğa ve anneye işkence çektirmek gibi geliyor bana.

Eksik annelik tartışması sadece normal doğumda değil sanki emzirme konusunda da yaşanıyor. Sütüm yetmediği için o kadar üzülüyorum ki eksik anneyim gibi hissediyorum. Bu da medya baskısı mı? :)

fazi dedi ki...

İlk olarak anneliği doğum şekline göre bölen zihniyeti tamamen cahil olarak adlandırıyorum.
Vajinal Doğum da risk taşıyan bir doğum şeklidir.Hem sadece doğum esnasında değil doğumdan seneler sonra bile ortaya çıkabilecek riskleri vardır.Mesela türkiyede yaygın olarak kadınlarda mesane sarkması ilerleyen yaşlarda idrarını tutamama vs gibi bir çok etkisiyle karşılaşılabilir.Doğum zaten başlıbaşına komplex bir olay ve hamile kalmak aslında ne kadar zor ise doğumu sonuna kadar gerçekleştirebilmekte o kadar zor.Yani bu hayatta hiçbirşey kolay başlamıyor:)Ben tüm anatomisini bilip ,bilmem kaç tane normal doğum görmüş bir kadın olarak yine sezeryanı tercih ettim.En başa dönsen yine sezerciği tercih ederdim.Sezer olup bir sürü antin kuntin iş gelebilir başınıza hatta ikinci ameliyata girme riski ,ölme riski hiç uyanamama riski falan hep var .Ama ya bu doğurma yoluna hiç girmeyip çoluksuz çocuksuz yaşamı tercih edeceksin .Ya da doğuracaksan her ikisinde de tüm riskleri göze alacaksın.Hem bebeğin Hem kendin için :)

Bence kıyaslama hiç yapılmamalı aslında bence ben de bu yazıyı yazıyor olmamalıyım.Annenin veya Dr un seçimi neyse ne her ikisi de doğum , ve DOĞUM = RİSK

Adsız dedi ki...

kendim doktor olduğum halde,üstelik kadın doğum uzmanı olduğum halde sezeryanı seçtim.Normal doğumu hiç düşünmedim neden bilmem.Ve kadındoğumcu annelerin %99 u sezeryan oluyor.

bilge dedi ki...

merhabalar ben 2 çocuk annesiyim . arkadaşım sezeryanla doğum yaptı fakat sonrasında mikrop kaptığı için uzun süre hastanede yatmak zorunda kaldı bende korktum zaten her şey normaldi 2 çocuğumuda normal doğum yaptım.biz çalışan anneler çocuklarımızı doya doya ne zaman emzirebildikki süt izinlerimiz 1 saatti benim zamanımda sütlerim akar göğüslerim sızlar neler neler maalesef içimde hep bir eksiklik hissettim hala da hissediyorum..ki çocuklarım biri 27 diğeri 25 yaşında olmalarına rağmen sevgilerimle...

Unknown dedi ki...

Yeliz'cim,
Ben de normal isteyip, sezaryen olanlardanım ne yazık ki. Bu konuda ne hissettiğimi/düşündüğümü Özgür'ün pozitif doğum hikayelerindeki yazısına yorum olarak yazmıştım.

http://pozitifdogumhikayeleri.wordpress.com/2009/12/30/ozgur-anne-ve-elanin-hikayesi/

Sonuçta melekler kucakta ve sağlıklı :) Önemli olan da bu değil mi?

larcencielblog dedi ki...

Merhaba,

Benim de sinir olduğum tartışmaların başında geliyor bu doğum konusu!

Benim hep şartlar uygun olursa normal doğururum, olmazsa zaten sezaryen olurum gibi bir tavrım vardı -ama dikkatinizi çekerim, şartlar uygun olmazsa "yapacak bir şey yok" demedim, "sezaryen olurum" dedim. Çünkü herşey insanlar için! Ve hatta, yaygın olanın aksine, bana sezaryenle ilgili korku hikayeleri anlattılar hep, hiçbirini de takmadım!

Sonuçta oğlum ters geldiği için sezaryen oldum. Epidural, ve oğluma teşekkür ettim :) Nasıl keyifli, nasıl güzel doğum yaptım :) Epidural olduğu için de bebeğimi hemencik görebildim, dokunabildim... Tabii isterdim hemen de emzirmeye başlayayım ama olsun, 13 ay boyunca da emzirdim! Ne var yani? Normal doğurmadığım için de hiçbir eksiklik hissetmedim, hiç de merak etmedim... gittiğin yoldan çok ulaştığın sonuç önemli değil midir? Bebiş kucağımda mı, ben anne miyim, ben mi doğurdum? Evet! Tamam o zaman!

Ama yine de sezaryenle doğum yapanları "ezik" görenlere, eksik görenlere deli oluyorum. Madalya mı takılsın istiyorlar normal doğum yaptıkları için anlamıyorum. Madem normal doğum, adı üstünde normal olanı; o zaman biz böbürlenelim "yani bebeğimi doğurmak için ameliyatı göze aldım!" diye :)) Nasıl ama?

Sevgiler :)