Fiziksel olarak benzemiyor, zaten bunu anlamak için ikimizi yan yana görmek yeterli. Röfleli saçlarımla Moldovyalı bakıcısı gibi duruyorum Arca’nın. Neyse bu meseleyi aştım artık, napalım, anasının şahane güzelliği oğluma geçmemiş: )
Mesele başka.
Çocukken çok hareketli ve girişkendim. Oyunun dibine vururdum. Futboldan, şebnemlere kadar geniş bir repertuarım vardı. Her türlüsünü severdim. Hala dizlerimdeki yara bere izlerinin her birini hatırlarım, güzel birer anı olarak: ) Neyse ortamlara çok hızlı giriş yapmak, çocuklarla hemen kaynaşmak gibi güzel özelliklerim vardı, yabancılık çekmezdim. Güzel özellikler olarak sayıyorum, çünkü bunlar etraf tarafından kabul görürdü ben de bu özelliklerim sayesinde mutlu, keyifli, dışadönük, hareketli bir çocukluk geçirdim. Bundan hiç zarar görmedim.
Şimdi bakıyorum da kendi çocuğumun da kendiliğinden böyle özellikleri olması gerekirmiş gibi bir bilinçaltı geliştirmişim.
Arca çok ama çok farklı benden.
Tatile gittiğimizde çocuk diskosu vardı, Arca dans etmeyi çok sever, daha yürümezken Ezel’in jenerik müziğinde öne arkaya sallanırdı (puhahaha koşarken obua da çalıyor). Dedim ki içimden kesin çocukların arasına dalacak, döktürecek. Yok öyle olmadı. Önce “hadi sen de dans et “ dedim. Yok, ayakları geri geri gitti. Ben oturdum, o bacaklarımın arasına yerleşti, birkaç şarkı diğer çocukları seyretti. Sonra şansımı bir daha denedim, ıh dedi, beraber gidelim mi? deyince elimden tuttu. Pistin kenarına iliştik. İkimiz dans ettik, bir süre sonra (bana göre epey uzun bir süre sonra) diğer çocukların arasında dans etmeye başladı, sonra pisti acayip benimsedi, mini disko bitmesine rağmen hala pistte daireler çizerek koşuyordu.
Geçen akşam İlknurlara gittik, Emrenin yeğeni Arca’dan 3 ay büyük, Yasemin. Nasıl bıcır bıcır tatlı bir çocuk, tam dilli düdük. Arca önce kalabalıktan tırstı, kucağımda iken evdeki herkesi süzdü, Emrenin ablası, emrenin babası, annesi, … diye tek tek herkese yoklama çekildi. Kenarda oynayan Yasemin’in yanına gidecek misin dedik, totosunu daha da yerleştirdi kucağıma. Uzatmayayım bir süre (yine bence epey uzun bir süre) sonra Yaseminle kanka olmuşlardı. Beraber dönen koltukta döndüler, kitap baktılar, koşturmaca oynadılar.
Ha havasında oldu mu bizi şaşırttığı da oluyor. Örneğin bir akşamüstü Göztepede yürüyüş yaparken apartman önünde oynayan çocukların yanına şaşkın bakışlarımız altında hop oturdu, “ee napıyoruz ne oynuyoruz” diye suratlarına baktı, onlarla yakalamaç oynadı. Hmm şöyle bir bakıyorum da bu sanırım tek örnek. Zaten biz de şok olmuştuk, hiç Arca davranışı değil.
Kısacası Arca asosyal bir çocuk değil, başka çocuklarla bir şekilde iletişimde, sadece kendinden biraz daha büyük ve baskın çocuklardan tırsıyor, geri adım atıyor, kendinden daha sakin çocuklarla da daha girişken bir yapı sergiliyor.
Bunları Topolino’ya gittiğimizde düşündüm, hani her çocuk farklı demiştim ya… Arca’nın sadece arabaları elinde tutarak durduğu o 20 dakikalık süre, epey uzundu, derin derin düşünmeme imkan verdi, baksana çocukluğuma bile indim: ) Gerçekten ben bir Ela, bir Ege idim çocukken. Tamam itiraf ediyorum, belki o kocaman kaydırak benim için bile zor bir deneyim olurdu ama en azından onlar gibi direkt dalardım ortama. Hayat’ın yüzünde annemin çocuk yelizin peşinden koşarkenki ifade vardı o gün. Onlarda kendimden bir şeyler bulduğum için takdir ettim belki de, vaayyy dedim.
Arca bence muhteşem bir çocuk, belki böyle temkinli, önden sorgulayan, bir durup düşünen karakteri ileride onun için artı bir özellik olacak, bilemiyorum. Arca’nın büyümesini seyretmenin ve bunun bir parçası olmanın kendi adıma benim için zor bir süreç olacağını seziyorum. Bendeki tezcanlılık, hareketlilik, çocukluğumdaki girişkenlik Arca’da yok.
Farklılığımızı kabul etmek en başta biraz emek istedi zaten, onu olduğu gibi kabul etmek zaman aldı. Onun adımları ile ilerlemek benim için de ilginç bir deneyim olacak.
9 yorum:
yeliz aynen aynen ayneennnn
dorugu anlatsan bu kadar olabilirdi, beni anlatsan bu kadar olabilirdi.
ilerde umarim ki bu durum bize, her denilene inanmayan, bazi olaylar, maceralar yasamadan herkesciklere hemen guvenmeyen biri olarak geri doner, zira ben bu sazanligim sayesinde zamaninda cok kazik yemisimdir, varsin garantici olsunlar.
ya daha çok küçükler ve böyle kesin ifadeler için çok erken diye düşünüyorum
henüz frontal lobları ve süper egoları gelişmediğinden toplum içinde nasıl davranmaları gerektiğini bilmiyorlar.(feci bilimsel konuşurum :P) içlerinden geldiği gibi davranıyorlar. harvey karpın deyimiyle "onlar birer mağara adamı".
yok eğer hep böyle kalırlarsa ayvayı yedik. tuna arca'dan daha beter asosyallikte. 2 gün sonra cevcevlerle buluşacağız, onun stresi sardı şimdiden. cevcevi görünce de kendini yere atmasın tuna dümbeleği :)
Nasıl bir surat ifadem vardı acaba , tek hatırladıgım aksam nakavt oldugum cünkü biz orayı terkederken 7 yi geciyordu . 4 saat non-stop kosturdu yemeden içmeden ..
Bencede erken be Yelizim , gecen sene bana sorsalar pek naif , yumusak huylu bir cocugum olacagını söylerdim heralde . Bu kadar hareketli olacagını tahmin etmezdim. Belki yine degişir , kimbilir
Yorum yapmak için bence de çok erken ama işte biz anneler bu tür düşüncelere hep kapılırız. Daha kim bilir nasıl değişecek, gelişecek ve seni sık sık şaşırtacak Arca:))
evet dorukla gerçekten benziyorlar da bizim bu kadar benzediğimizi bilmiyordum:))
evet umarım, çünkü fazla tezcanlılık da çok iyi değil
yok hülyacım genel davranışlarından çok karakterleri ile alakalı bir durum bu. gözlemlediğin zaman farklı birşeyler görüyorsun. tuna bikerem asosyal filan değil o da temkinli. Arcanın gerçekten asosyal olmadığını düşünüyorum, postta da yazdım zaten. gerçekten sosyal bir tip, çocuklarla iletişimi güzel, beraber oynuyor, seviyor falan filan. o konuda bir sıkıntım yok. sadece biraz daha geç biraz daha önden hesaplı ve kendini güvende hissetmeden adım atmıyor.
böyle hüzünlü bir post gibi olmuş, okuyunca ben de fark ettim. yok aslında bu daha çok durum tespiti gibi. farklı bir renk ... güzel bir bakıma, çocuğumuz bizimle aynı olacak değil ya:)
ama dediğin gibi zaman gösterecek. belki de davranışları zamanla değişecek.
"ben bu çocukla napacağım, bir dakika durmuyor, bi dinlen evladım" bakışı hayatcım:) ben o bakışı iyi bilirim:) çok tatlı ela çookk ama senin işin de zor bacım allah kolaylık versin:)
bakalım fadiş, zamanla o mu değişecek biz mi onun ritmine uyacağız:)
bir gün Nazlı bana dedi ki- Anne benim yerime hayaller kurma ben çok normal bir hayat yaşamak istiyorum... hayatımın dersini vermişti bana ve o gün orada durdum:))
Bence Arca tam da bu çağın insanı olacak. Önce düşünüp sonra hareket edecek konuşacak... öyle herşeye atlamayacak... süper olacak süper Aslanım Arca
Yorum Gönder