22 Mart 2014 Cumartesi

Söylemesi ayıp ben safranlı risottomu tıkınırken bizim memlekettedelinin biri...


An itibariyle manzaram budur. Daha doğrusu bu satırları yazarken… Osurmaya bile bok gibi para alan İtalyanlar wireless konusunda da kendileri gösterdiler ve geceliği dudak uçuklatan cinsinden bir meblağa kaldığımız otelin wirelessı pek tabii ki ücrete dahil değildi. Bundan sebep blog yazımı worde yazıyorum, eh haliyle geç yayınlıyorum. Ama Allah için Centrale di bilmem ne manzaralı odam var, Allah için… Aldıkları paranın sebebi buysa, ben bu manzaraya bakarım. 


Dün sabah tongaya düştük ve fuara giderken yanlış bilet aldık. Mal gibi de polise yakalandık ve acayip bir ceza ödedik. Ben tabii İtalyan aksanlı İngilizceyi ancak idrak ettiğimde arkadaşım adımıza cezayı ödüyordu. It’s not fair diye ortalığı inletmemin, biz turistiz kardeşim hata etmiş olabiliriz, sen git vatandaşından al o cezayı diye çemkirmemin bir esprisinin kalmadığını ceza makbuzu elimize tutuşturulduğunda fark ettim. Geç idrak eden hücrelerimin taaaa

Dün de grev varmış, konserve kutusundan daha istif bir metro seyahati sırasında Çinli arkadaşımın önceki gün başına gelen hırsızlık olayını dinledim, ağzım açık kaldı yuh! Kızı lafa tutmuşlar, parasını da araklamışlar. İtalyanın döviz girdisi kaynakları oldukça sıra dışı.

Neyse fuarda it gibi dolaştık, belim koptu, bizden geçmiş, yaşlanmışız. Kol gibi cezayı yiyince iştah kalmadı tabii krakerle ve espresso ile günü geçirdik. Var ya bu kadar olumsuzluğa rağmen ben bu memlekette yaşarım arkadaş. Sert kahve, nefis yiyecekler, şarap, peynir, zeytin yağı…

Diyerek ve Milano seyahatimden notlar paylaşarak kendimce anılarımı yazdığım bu temiz sayfayı şenlendirmek, arkadaşlarımla paylaşmak isterdim.

Gel gör ki ben safranlı risottomu tıkınırken delinin biri twitter’ı kapatmış.
Te allammm

Sabah arkadaşıma anlatırken yan masadan Türkler daldı muhabbete, doğruladılar. Sabah bir Alman kanalı haber olarak veriyormuş. Yanarım yanarım elalemin ağzına sakız olduğumuza yanarım. Rezil etti bizi millete. Uçağa binerken Çinli bir başka tanıdığı gördük, ay biliyor musun twitterımızı kapattılar vah vah derken onun o Çinli sevimliliğindeki yüzünde “welcome to the club!” ifadesi vardı. Welcome to the home of dictator!

Hayır şimdi Bilal DNS ayarlarını nasıl anlayacak? Aman onu  da babası düşünsün!




1 yorum:

Adsız dedi ki...

Ahh ahh bu günleride görecekmiydik biz. Gerçekten artık bu ülkede yaşanmaz gibi geliyor bana. Bırakıp gitsen ne olacak? Nereye gideceksin ve geride kalanlara ne olacak?

Ahu