22 Kasım 2017 Çarşamba

En sevdiğim mevsimdi sarı sonbahar

İstanbul'un en sevdiğim mevsimi sonbahar. Yok bana hiç kimse baharda açan erguvanlardan bahsetmesin. Büyükşehir belediyesi otobüsleri erguvana boyadı beridir, sevmem baharı, onların olsun! Zaten İstanbul'un gri kışı ile yapış yazından kimsenin hazzetmediğinden eminim.


İstanbul'da sonbahar, en sevdiğim. Ekim demek fakülteye dönmek demek, İstanbul demek, biraz da İlker biraz da özgürlük demek... Bir de küçük fakültenin çınar ağaçlarından dökülen sarı yapraklar demek. O vakit ayağımıza postaldan başka pabuç geçirmezdik, postallarla yaprak tekmelemek demek... İzmir'de öyle dökülen yaprak filan nerde... Ben en güzel sonbaharı İstanbul'da yaşadım, en sarısından, en romantiğinden... (eskileri anlatmaya başladın mı, bil ki yaşlanıyorsun.)

Ama yok arkadaş! Hikayeymiş. Ulen burada bir yaprak dökülüyor hey yavrum hey! Arca ile okul yolu tam bir doğa harikası. Bu cücenin babası ben postallarla yaprak tekmelemece oynuyorum diye uyuz olurdu bana, allahtan onun yaprak tekmelemeyi seven prototipini doğurdum, birlikte tekmeliyoruz. Biz İzmir'de bu vakitler Arca ile yaprak toplardık, hepi topu iki üç çeşit yaprak olurdu. Abicim burada yaprak toplamaya kalksan ev çöp eve döner şerefsizim. O bakımdan ben sadece fotoğraflarını çekiyorum.

Bak şimdi Brüksel'in yazını sevdim, iki gün boğuyor üçüncü gün şimşek kıyamet yağmur yağıyor bir ferahlıyor ortalık.

İlkbaharında gelip üç gün kalmış, doğasına hasta olmuştuk. Sonbaharı desen lokum. Kışından nefret edersin diyorlar, bakalım göreceğiz. Kanada'ya taşınan İzmirliye dönmeyelim de:)

10 yorum:

Adsız dedi ki...

Yelizcim, anlattıklarınla beni üniversite yıllarına ışınladın. Sanki o zamanlar tanışıyormuşuz gibi hissettim. Halbuki ben İstanbul'da değil Ankara'da okudum ve benim öğrenciliğimde Ankara daha çoraktı. Şimdi, her ne kadar betonlaşma artsa da insanın gittiği yere en azından birazcık yeşillik de gidiyor. Ve bu sene, Ankara'da işyerime yakın parkta da yerler aynen böyle yapraklarla dolu. Ben de fırsat buldukça o yaprakların üzerinden yürüyüp çıtırdamalarından mest oluyorum. Hatta Pazartesi akşam iş çıkış havanın bozması ve aniden rüzgarın çıkmasıyla o yaprakların halini bir görecektin. Yapraklar bir anda daha hızla dökülmeye ve zaten dökülmüş olanlar da rüzgarın etkisiyle yerden havalanıp uçuşmaya başladılar. Parkı aşıp otoparka ulaşıncaya kadar daha önce hiç görmediğim bir manzaraya şahit oldum. Bir tek kar yağarken böyle olur, o da bazan. Neyse, gene yazmaya başladın ya eskisi gibi ben esas buna seviniyorum ve tabi tekrar yazmana sebep olan mutlu gelişmelere. Hep böyle ol. Sevgiler,
Vuslat

Colorful dedi ki...

7 yillik Avrupa hayatimin en sevmedigim kismi kis mevsimi, ana sebep de gunlerin cok kisa olmasi kisacasi karanlik. (zaten gun icinde de hava bulutlu olunca hep bir gri-karanlik gokyuzu) Soguk beni etkilemiyor, hele kar yagarsa sahane bence cunku aydinlaniyor ortalik.
Ilkbahar ve yaz sahane, sonbaharda oyle. Izmir'de dedigin gibi Yeliz kuru yaprak gormemis biri olarak ilk yil saskina donmustum :)

okuyanguzel dedi ki...

:))

Işın dedi ki...

Sonbahar kesinlikle en sevdiğim mevsim, gerçi erguvan zamanı benim için hayat durur, dünya bir yana İstanbul ve erguvanlar bir yana moduna geçerim. Ne kadar kuzeye gidilirse o kadar güzel oluyor sonbahar. Avrupa'nın kuzeyi muhteşem. Bir ekim başı Stockholmdeydim, büyüleyiciydi. Hayalimde ise en az bir kaç sonbahar İngiltere ve İskoçya var. Her gün fotoğraflara bakıp iç çekiyorum. Bir sonraki sonbahar belki turlarsınız yavaş yavaş, ne de olsa çok yakın oradan. İstanbul Türkiye şartlarında nispeten sonbaharın çok güzel yaşandığı bir şehir. Bu yüzden Ege'ye, Akdeniz'e falan hayatta taşınmam ben. 4 mevsimi birden yaşayabilmek benim için çok önemli. Elimdekilerle yetinip o park senin bu koru benim geziyoru Tadını çıkarın renklerin, kokuların. Kışı da atlatırsınız bencd, kitaplar, konserler bir şeyler bılınır mıtlaka...

GeCe dedi ki...

Kış da güzel, daha doğrusu güzelleştiriyorlar. Her yer ışıl ışıl cıvıl cıvıl. Ben artık her mevsimini seviyorum Amsterdam’ın

yeliz dedi ki...

Vuslatcım ben de böyle güzel ve uzun yorumlarına çok seviniyorum. sıcacık ne güzel yazmışsın:)

yeliz dedi ki...

tüh ya yazdım silindi. İzmirde çok az ağaç var ve onların bir kısmı da portakal mandalina gibi yaprak dökmeyenlerden o yüzden kuru yaprak pek az. bir de geçen kış izmirden bile nefret ettim. Çünkü kış saati uygulamasına geçmediler, sabah karanlıkta ofise girip akşam karanlıkta eve dönünce depresyona girmiştim. Muhtemelen burada da günlerin kısalığından epey mutsuz olacağım:(

yeliz dedi ki...

Doğru tespit. Ne kadar kuzery o kadar güzel sonbahar. İzmirde zaten sonbahar pek yaşanmıyor. Yirmi derecelerden bir anda on dereceye ayaza dönüveriyor hava ve direkt kış. Mevsimler beni de çok etkiliyor, arada bir tane hızlı geçti mi, rahatsız oluyorum.

yeliz dedi ki...

Christmas ruhunu çok seviyorum, ışıl ışıl... pazarlar, sokaklarda insanlar... inşallah severim ben de:)

Gulcin dedi ki...

KAsim Aralik guzel. Ocak yeni yil coskusuyla idare ediyor. Bana subat ve mart basiyor Yeliz. bak benden tavsiye sana Subat sonu izmire kac. Vallahi cok iyi geliyor :)