Takvimler 5.günü gösteresiye kadar soğuk algınlığı olduğundan emindim. Çünkü yorgunluk, halsizlik , hafif boğaz ağrısı ve maksimum 37,3'e çıkan ateş dışında bir sıkıntım yoktu. Karantinamın 5.gününde İlker'de de benzer belirtiler görüldü. Tırstım. Doktoru tekrar arayıp bilgi verdim.
5.gün salı
Doktor tüm hikayemizi tekrar dinledikten sonra evden çıkmayın, kötüleşirseniz hastaneye gidin, dedi. Sorduğu sorular: Baş ağrısı, boğaz ağrısı, ağrı, nefes alamama var mı... Bu kadar. Şüpheliymişiz. Peki. Zaten çıkmıyorduk. Ve zaten Belçika'da lockdown ilan edildi. Corona virus krizi sebebi ile kurulan hükümetin ilk icraatı bu oldu.
Biz zaten pazartesi itibariyle home offıce çalışmaya başlamıştık.
Bu yıl alacağımı umduğum terfi olmadı. Bu kadar başarılı olduğum söylenmesine rağmen hala terfi edilmemeyi anlamamakla birlikte, içinde bulunduğumuz koşulları göz önüne alınca üzülmeye bile utandım. "Sağlık olsun"la "böyle haksızlığın taa...." arasında bir yerlerde sıkışıp kaldım. Sıçtığımın kapitalist düzeni demeye pek yakında başlarım, hayır yani tam kariyeri odağıma almıştm, yazık oldu motivasyonuma.
Sağlık demişken, 4.gün her şey iyiye gidiyormuş gibi görünürken 5.gün birden sırt ağrısı ve hafif öksürük başladı.
Bizimkiler İzmir'den bizim için endişelenirken, biz de 65 yaş üstü bu iki insanı bir türlü evde tutamamanın kaygısını yaşadık. Evet iki durak metroya biniyorlardı, evet tahlil sonuçlarını almaya hastaneye gitmişlerdi.
Günün gülme sebebi Arca'nın İlker'in muhteşem yemeklerine methiye düzerken şahsımı gömmesi "baba ya iyi ki annem karantinada, senin yemeklerin daha güzel!"
6.gün çarşamba
Öksürük azaldı. Sırt ağrısı devam ve hafif ishal görüldü.
Ne zamandır göremediğim rakamları gördüm tartıda. Genelin aksine eksi. Muhtemelen iki günde bir keyfettiğim biralar da dahil olmak üzere tamamen kestiğim alkolün etkisiymiş o 1,5 kilo.
İlker'de baş ağrısı görüldü, bende sırt ağrısı. Bir de göğüs ağrısı.
Babam evden çıkmamıştı ama annem telefonunu yaptırmaya yürüyerek gidip otobüsle dönmüştü. Hey allahım, sabırdı. Erkenden yattım.
Günün gülme sebebi: Tavuğu haşlayan İlker'in "yarın mı tavuk suyuna çorbayı yapsam acaba" sorusuna "aman yarın ne olacağımız belli olmaz sen şimdi daha iyiyken çorbayı da yemeği de yap" diyen iğrenç çıkarcı insan imajım! Ay ne yapayım, adam iyi yemek yapıyor, bana mı kalsın yemek işi!
7.gün perşembe
05:45 kalktım.
Son bir haftadır uyguladığım sabah ritüeli:
Bir limon sıkıp içmek.
Propolis içmek
Meditasyon
Kahve ve 06:30 itibariyle dükkanı açmak.
Erkenden çalışmaya başlıyorum çünkü akşama doğru halsizlik, yorgunluk, ateş, ağrı şikayetlerim başlıyor, en geç 15:30 gibi çalışmayı bırakacak şekilde toplantılarımı organize ediyorum.
Ev ahalisi kalkınca kahvaltı molası.
Evde herkesin işi var, Arca okuldan gelen notları çalışıyor, ödevlerini yapıyor. İlker'in dil kursu online devam ediyor.
akşam içtiması alınsın diye İzmir tayfası aranıyor. İlker'in annesi laf dinliyor, hiç çıkmıyor, bizimkilerde hep bir fire. Te allam!
Günün gülme sebebi İlker'in neşeleneyim diye mantarlı risotta pişirmesi..
8.gün cuma
Sabah rutini tekrarlandı. İş günüm üst üste aldığım sorunlu haberlerle pek gergin ve keyifsiz geçti. Tek iyi haber nihayet çalışma iznimin çıkması, bu 3 yıllık oturma iznimiz için ilk adım. Şükür.
Kendimi ilk defa iyi hissettim bugün. Tamamen iyileşmiş gibi. Ateş yine 37 civarı, neyse ki 37,3 pek görülmedi.
Annemler İnciraltı'nda yürüyüşe gittiler. 65 yaş üstünü evde tutamıyoruz!
Günün gülme sebebi, canım arkadaşlarımla Zoom üzerinden iki saat muhabbet etmek! Online da sosyalleşebilirsiniz arkadaşlar çok da keyifli...
Ve bira içtim evet sanırım iki hafta sonra ilk defa bira içtim, özlemişim.
9.gün cumartesi
Sabah rutini tekrarlandı. Kocaman bir tostla güne başlandı. Kitap okundu. Hiçbir şikayetim yok, ateş 37.
Çamaşırlar yıkandı, tuvalet banyo temizliği yapıldı.
Öğlen içtiğim tarhana çorbasının ardından uykum geldi, bir saat uyudum.
Arca ilk defa dışarı çıkıp futbol oynadı. Akşam yemek vaktine kadar gelmedi. Komşularımız İdil ve Yiğit bizim için marketten alışveriş yaptı. Çok şanslıyız!
Arkadaşlarımızla ailelerimizle görüştük. Teknolojinin gözünü seveyim.
Günün gülme sebebi: 65 yaş üstüne sokağa çıkma sınırı getirildi, nihayet! Bugün evde duramayarak yazlığa giden babam arandı ve "oh iyi oldu, herkes dışarıda olacak iş değil! çok yerinde bir karar" cevabı alındı :)))
Ve ben kendimle ilgili çok ilginç şeyler fark ettim. Onu da sonraki postta anlatayım... Coronasız günler dilerim :)
6 yorum:
Çoooooooook geçmiş olsun Yeliz. Biz öyle perişanız ki çorba çorba çorba üstü propolisten sıtkım sıyrıldı. Dün koca bir tart yaptım elceğizlerimle, fakat sorun şu: tat alma duygumuz yok. koku da yok (yoksa tart çok güzel olmuştu eminim, evet evet)
Umarım atlatmışsınızdır.Geçmiş olsun.
umarım şifa bulursunuz bir daha tekrarlamaz.
Hastayken bile çalışıyorsun Yeliz ne kıymet bilmezmiş bunlar. Çabucak atlatırsınız inşallah. Arada instagramına girip bakıyorum Yeliz iyi mi diye. Habersiz bırakma:)
Pınar
Çok geçmişler olsun, şifalar bulun. Sevgilerimi gönderiyorum.
Bilmukabele, geçmiş olsun, bo şifalar Işın
Yorum Gönder