23 Nisan 2023 Pazar

Yalnız kalma korkusu bir gizli toplumsal şantaj olabilir mi?

“Me time” mı diyorlar, ay hiç bilmiyorum, Türkçe meali kendinle geçirilen zamanlar. Yaşlandıkça bu süre artıyor. Neden biliyor musun? Çünkü yaşlandıkça kendini daha daha çok seviyorsun. Yani en azından ben daha çok seviyorum. 

Canım kendim. 

Tatlı kadınımdır ben, yani ben ben olmasam, arkadaşım olayım isterim yani. Bir tek şu var ki, ben biraz götün önde gideniyim. Yani bir an “hepinizi döverim” bakışı, bir an “seni sevgi manyağı yaparım” modu. Stabilite arıyorsan ya net içedönük ya net dışadönük insanla ilişki kurmak istiyorsan ben seni tutmayayım ama ben öyle ortaya karışık. 

Bu kişilik tipinin başkaları için kolay olmadığına eminim ama nasıl desem… kim takar? 

Diğer yandan kendimi pek çok sevdiğim zamanlar kimselere ihtiyaç duymamak ve müthiş keyif almak kendinden… işte bu, bacım-kardeşim herkese temenni ettiğim şahane bir özgürlük.Yalnız kalma korkusunu bir nevi sinsice gelişen şantaja bağlayıp son verseydik ve sadece kendimize tutunsaydık ne olurdu? Yemek yerken yalnız olmanın nesi kötü? Peki ya yalnız içmenin, yalnız alışveriş yapmanın nesi o kadar korkutucu? İlla bir refakatçi mi olmalı sosyal bir aktivitede?  

Dün sabah İlker Arca’nın maçını izlemek istedi, ben merkeze inip alışveriş yapmak. Beni yalnız bırakıyor endişesi vardı onda, bende oh be kendimle takılacağım hevesi. 

Dükkanlara girdim, reyonları gezdim, kendimle konuştum bazı bazı. Bundan bende var, allah giymek nasip etsin, baktın iyi hissettirdi, gelir alırsın, şimdi acele etme dedim kendime, bazen de ay bu Duruya iyi olur alayım, dedim, kendime hep kendime. Birkaç dükkan sonra yağmur bastırdı, şemsiyeden yana tedarikliydim, bir telaş arayan İlker’e burda da yağıyor sorun yok, keyifler yerinde dedim, ben ve kendimin. Evde mi yiyecektim? Bilmem acıkırsam girer bir lokantaya yerim diye düşünmüştüm, kimsenin bana göre plan yapmasına gerek yoktu, ay bu nasıl bir özgürlük keyfiydi… 

Acıktım ama, evde yumurta kırmayı tercih ettim - bütçemi aşan o kadar alışverişin üstüne - tramvayda kitap okudum, caddeleri seyrede seyrede geldim eve. Duraktan eve yürürken… Nasıl temiz sakin bir yağmur, ne rüzgar var ne sağnak… usul usul yağıyor. Tam “acıkmasam böyle bir bir saat daha yağmurun altında yürürüm” diyordum ki sitenin bahçesinde bu çıktı karşıma, merhaba lale ;)


2 yorum:

Okuyanguzel dedi ki...

Sanırım ben de son zamanlarda yalnız kalmayı sevmeye başladım :)

Bir de son okuduğum kitabı tavsiye edeceğim sana beğeneceğini tahmin ediyorum. "İşin Aslı,Judith ve Sonrası"

Sevgiler,

Adsız dedi ki...

Sanırım biz Türklerde var yalnız bir sey yapamama yabancılarda yok. Yalnız birşey yapmaktan utanan ergen bir kızım var, geçen hafta Malmöde bir cafede her masada bir kişi olması dikkatini cekti. Kimi yemek yiyor kimi kahve iciyor yalnız başına genci de yaşlısı da. Normalin bu olduğunu söyledim de umarım uygulayabilir:)
Pınar