İlker de ben söyleyince fark etti, "a sahi" der gibi gülümsedi.
Akşam pişirdiği etlerden payıma düşenin bir kısmını ertesi güne neden bırakacağımı Arca'ya anlatıyordum. İlker'in özenle pişirdiği etler ve benim soslu spagettimden oluşan tipik bir cumartesi sofrasındaydık. Arca'nın kendisini hem dışlanmış hissettiği hem de deli gibi merakla dinlediği üniversite yılları anılarımız sofranın sohbet konusuydu.