Cumartesi
sabahları Arca’nın piyano dersi var. Tamam, Arca piyano seviyor, bunda öğretmenini
çok sevmesinin ve kurumun sahibinin halasının olmasının verdiği bir “buralar
benim” havalarının etkisi var biliyorum ama seviyor mu seviyor arkadaş: ) Kimse
ondan bir sanatçı çıkacağına inanmıyor (mütevazılık değil, hadi gerçekçi
olalım, bu çocukta benim genlerim de var) ama piyano, beynin sağ sol bölümlerini
kullanmasına müthiş faydalı. Ayrıca hey müzik aleti öğrenmek bence bir insanın
kendisi için yapacağı en iyi yatırımlardan biri!
Cumartesileri Arca’nın
sevmesinin başka bir sebebi de anne Arca günü olması. İlker’in bazı sabahlar
bizi metro istasyonuna bırakmasına bile tahammülü yok, birlikte yürüyecekmişiz.
Desrten çıkınca da hemen eve dönmüyoruz, Kemeraltı, Alsancak, bazen anneanneye,
artık canımız nereyi çekerse gidiyoruz. Yoğun ama ağırlıklı olarak dışarıda
geçirdiğimiz cumartesileri ikimiz de seviyoruz. (Bundan sebep Pazar günleri
Arca’yı kapının önüne parka bile çıkaramıyorsun, babasıyla evde miskinlik
yapmayı seviyormuş, eh bütün cumartesi it gibi dolaşırsan sokaklarda…)
Bu hafta cumartesi
etkinliğimiz belliydi, birdolapkitap.com’un sevgili dolap kapakları Yıldıray ve
Banu ile tanışacaktık. Dünyalı dergisi, çocuk kitapları ve hemen her şey
hakkında konuşacaktık, ah işte tam benim sevdiğim konular.