İzin günü, boş boş oturacağıma geçen yılki gibi fotoğraf çekeyim, her sene için ayrı bir anısı olsun. |
30 Aralık 2011 Cuma
Yıllık yılbaşı ağacı hatıra çekimi
Burda biri pazarda teyzelere şevket-i bostan tarifi veriyor!
Pazara gidince ilk iş Elif nineye uğruyorum. Ot çer çöp hep ondan alıyorum, bazen de yumurta. Minik ama sarısı neredeyse turuncu yumurtaları var.
29 Aralık 2011 Perşembe
Hayata insanlara dokunmayı başarabildin mi?
Bazı insanlar vardır, "gözlerimi kapatır görevimi yaparım" derler. Bazıları ise gözlerini dört açmış, yaptığım işe daha fazla ne katabilirim diye didinirler.
Bizim ofiste Gül var mesela. Canavar gibi. Gencecik evlenmiş, benim yaşımda ama boyunca çocuğu var. Ortaokul mezunu, çok uğraştık liseyi bitirtemedik, velisi olacaktım yav...
Bizim ofiste Gül var mesela. Canavar gibi. Gencecik evlenmiş, benim yaşımda ama boyunca çocuğu var. Ortaokul mezunu, çok uğraştık liseyi bitirtemedik, velisi olacaktım yav...
Cansu bize geldi
Aylardır görüşmüyorlardı.
Sırayla hasta oluyorlardı.
Cansu'nun geleceğini öğrendiği o gün takım eşofmanlar giyildi. Bevk'in aldığı parfüm süründü.
28 Aralık 2011 Çarşamba
Hafta sonu Vol.3 : DIY'ın Dibine vurdum şerefsizim!
Hafta sonu ayazdan burnumuzu dışarı çıkarmadık. Arca pencereden güneşi gösterip "bugün hava çok güzel" şeklinde kıtır attı ama yemedim:P Yağmur, kar eyvallah... 10 C'ye kadar dış hava koşulları eyvallah ama ayaz soğuk bııırırırı...
Arca ile tek başımıza olduğumuzda her şey çok güzel. Üçüncü şahıslar olmasın mümkünse, hatta İlker bile... Tüm cumartesi günü tek arıza çıkarmadı. Tamamen onun istekleri doğrultusunda hareket ettik.
Misal erkenden öğlen uykusu uyumak istedi, hay hay... Erkenden pilav istedi, hemen! Yanına et, derhal! Ayran pek tabii!
Kurabiyelerden bahsetmiştim.
Şirinlere ev yapalım mı dedim, atladı fikrin üzerine!
Yaratıcılıktan değil be ya... Ela'lara gittiğimiz o gün çok şaşırtıcı bir şey oldu ve Arca, Ela'nın oyuncak evi ile epeyce uzun vakit geçirdi. Oyunlar kurdu, konuştu, vs...Eve döndüğümüzde ilk iş İlker'e anlattım.
Nitekim Şirinler'in şarkısını söyleye söyleye beklentimden çok daha uzun zaman bu dandirik evin önünde oyunlar oynadı.
"Oyuncağın, oyunun kızı erkeği olmaz"ı pek güzel gösterdi bize.
Ela'nın oyuncak evi ile pek mesut zamanlar geçirdi |
Var ya bu anne D.I.Y.'ın dibine vuruyor dostlar.
Ayakkabı kutusundan oyuncak ev yapıyor var mı ötesi?
Üstelik çevreci bir duyarlılık ile "geri dönüşüm" olayına destek bir öneri sunuyor!
Hey yavrum hey!! GERİ DÖNÜŞÜM D.I.Y.'I BURADA!! D.I.Y.'A GEL D.I.Y.'YA!
27 Aralık 2011 Salı
Hala duymadınız mı? STET?
Sınır tanımayan ebeveynler topluluğu , kısaca STET.
Nehir blogunda bahsetti, hala duymayanlar duysun, duyursun.
Değerli insanlar güzel işler yapmak için bir araya geldi. Şimdi bir dernek oldular, amaçları çok basit ve net:
Gebeliğinden itibaren maddi manevi zorluk içindeki her anneye yardımcı olmak...
Web siteleri burada.
Gönülden destekliyorum.
Nehir blogunda bahsetti, hala duymayanlar duysun, duyursun.
Değerli insanlar güzel işler yapmak için bir araya geldi. Şimdi bir dernek oldular, amaçları çok basit ve net:
Gebeliğinden itibaren maddi manevi zorluk içindeki her anneye yardımcı olmak...
Web siteleri burada.
Gönülden destekliyorum.
"Tevazu, kişinin kendisini anlamadığını kabul etmesidir."
Hafta sonu kitabın biteceğini biliyordum. Hani bazı kitaplar vardır, bitmesin istersin, bitişini ertelersin. Pazar Arca uyuduktan hemen sonra uyuyakalmışım, her yerim ağrıyordu. Bir pazara gitmek bir insanı bu kadar mı yorar kardeşim! Ama böyleyimdir ben, hafiften depresyondaysam, uyku paklar beni. Tam dalacakken telefon çaldı, uyku açıldı.
Hafta sonu Vol.2 : İktisadi İlimler Akademisi
26 Aralık 2011 Pazartesi
Hafta sonu Vol.1 : Chocolate chip cookies activity
“haydi oylar Yeliz’e, Yeliz gelsin meclise”!!
Yaşım 33.
25 sene bu şekilde çalışırsam emekli olacağımı düşünüyorum.
Allahın biçtiği ömür bilinmez lakin bu hayat şartlarında 25 sene yaşayabileceğimi sanmıyorum. Dolayısı ile emekli maaşımı muhtemelen hiç göremeyeceğim.
Eğer milletvekili olursam;
25 sene bu şekilde çalışırsam emekli olacağımı düşünüyorum.
Allahın biçtiği ömür bilinmez lakin bu hayat şartlarında 25 sene yaşayabileceğimi sanmıyorum. Dolayısı ile emekli maaşımı muhtemelen hiç göremeyeceğim.
Eğer milletvekili olursam;
25 Aralık 2011 Pazar
Evde bir çocuğun olması demek…
Evin mütemadiyen savaş alanı olması demek.
Buzdolabında bolca süt, meyve, yoğurt demek, sağlıklı beslenmek demek
24 Aralık 2011 Cumartesi
Kaz ayaklarımın müsebbibi bulundu
Hayır pek çok
sırıtmak değil sadece. Tamam o da var. Tamam cidden sürekli sırıtan bir
suratım! Lakin sadece o değil. Asıl sebep lensler! Daha doğrusu kuruyan
lensler!
23 Aralık 2011 Cuma
HAYIR, yalnız değilim! : Bu bir TO DO LIST postudur!
Geçenlerde Gamze ile yazışırken ikimizin de sadece kendimizde var olduğuna inandığımız, bir
benzerimizi bulduğumuz için ölümüne sevindiğimiz bir yönümüzü keşfettik.
LİSTELER!
Hiç bu kadar
mutlu olduğumu hatırlamıyorum, benden bir tane daha var, üstelik neslimin
tükendiğini sanıyordum. Evet biz Gamze ile “to do list”lerin bile listesini
tutan kadınlarız. Hayata ne gibi bir katkımız var bilmem ama biz böyleyiz, bizi
seven böyle sevsin!
Yeni yıl
yaklaşırken fark ettim ki ben – tatil günümde yapılacaklardan, menüye kadar,
market alışverişinden, yılbaşı hediyelerine ve hatta “okunacak” “alınacak”
“daha sonra alınacak”, “alınsa da olur alınmasa da olur” kategorisindeki
kitaplara kadar liste hazırlayan – ben, hayatımda hiç yeni yıl listesi
hazırlamamışım.
Hay bin kunduz!
Dün saat dedim
çıkarmıyorum dedim ya, hay eşek arıları sokasıca dilim! Akşama doğru klik diye
bir ses, saati elimize aldık. Var bir gudubetlik hadi hayırlısı : )
Hafta sonu
dötümüz donacakmış. Ayaz olacakmış. Ayaz bir hava koşulu değildir, hiç haz etmem
kendisinden! Ilık olsun yağmur olsun. Ha illa ki soğuk yapacaksa kar yağsın,
bir anlamı olsun.
Uzun lafın kısası
umumiyetle evde ikamet edeceğiz cüceyle.
22 Aralık 2011 Perşembe
“Bebekten sonra hayatınızda ne değişti?”
Hani klasik anket soruları vardır, “bebekten sonra hayatınızda ne değişti?”
Ulan hayatım değişti dalga mı geçiyorsun!
Dün şu ZAZ ileilgili yazıyı okuyan Emre, kahkahalarla beni aradı. Evet “okuyucularımdan beğeni telefonları alıyorum” alt metnini işte tam bu noktada yazıya enjekte ediyorum! Çiçek göndermek isteyen olursa adresimi verebilirim:P
Emre kim diye merak edenler yazının sonundaki dip notu okusunlar. Burada bana uzun uzun şahıs tasviri yaptırmasınlar.
Neyse biz telefon sohbetine dönelim.
Taktik taktuk tiktak tiktak
Dün akşam
annemlere gittik, balık alkol. Maçın bitimine doğru benim gözler kaymaya
başladı. Arca bir cin. Ufak tefek uykusuzluk arızalarını müteakip uyudu eve
gelince… Ben de o miskinliğin üzerine dört gündür kıyamadığım fönlü kafamı
yıkadım, biraz miskinlik daha…
Dumur diyalog #34
Hazzın ertelenmesi ile ilgili olan oyunu yeniden oynamak konusunda konuşurken...
---------------------------------------------------------------------
A: Noel Baba’ya
kızıyorum.
İ: Neden babacım?
A: Hep kitap
getiriyor, hep kitap getiriyor, hiç oyuncak getirmiyor.
---------------------------------------------------------------------
A: Annem seni
seviyom.
Y: Neden beni
seviyorsun?
A: Anne olduğun
için seviyom.
21 Aralık 2011 Çarşamba
Magandalık sana mı kaldı kadın!
Yağmurun şehri esir aldığı o gün, sabahın beşinde İstanbul’a
gitmek için yola çıktım. Bu aralar taksi kullanmıyorum, otoparka bırakmak daha
ucuza mal oluyor.
Neyse… Gece gök yere inmiş, sokaklar Venedik’ten hallice…
Arka sokaklardan kestirmeden gidiyorum. Zira velet sabahın köründe naz yapmaya
karar vermişti. Önümde tıngır mıngır bir beyaz Şahin. Ne sinyali belli olur, ne
freni. Sollayayım şunu dedim. Hiç huyum değildir, tin tin takılırım önümdekine,
şeytan dürttü kanımca. Magandalık şeytanı. Gaza bastım, tam yanından geçerken bir su birikintisine –
su birikintisi pek mütevazi bir tanım oldu, Tahtalı barajından hallice demeli –
girdim, bütün su beyaz Şahin’in üzerine…
Karışık kaset
Yağmurun İzmir’le
işi bitmiş, bulutlarını da alıp gitmiş bu sabah. Geriye yıkanmış, temizlenmiş
bir şehir kalmış. Öpesim geldi, hani çocuklar banyodan sonra mutlaka öpülür ya …
Bizim
gençliğimizde (hey allam yaşlanıyoruz) “karışık kaset” diye bir kavram vardı.
Hatta bunun için dükkanlar vardı, resmen sektördü yav! Misal Göztepe’de bir
Murat vardı, karışık kaset hazırlardı. Yasemin Hediyelik eşya dükkanının
yanında. Birkaç basamak ile inersin, her yağmurda su basar. Listeler vardı,
seçerdin. Sevgililer birbirlerine mesaj kaygılı karışık kasetler hazırlardı.
Hah işte muhterem kocam dün gecesini buna ayırdı. Tabii devir değişti, şimdi
karışık MP3 CD’si hazırlanıyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)