14 Aralık 2010 Salı

Arca'ya hayvanları sevdirme procesi

Çocukluğuma kısa bir dip dalış yapsak, köpeklerden korkmam için yeterli sebebim olduğunu herkes kabul eder. Pek çok köpek saldırısına maruz kaldım. Ama bu kediler ve diğer tüylü hayvanlara dokunamamamı açıklamıyor. Evet ben hayvanlara dokunamıyorum, tüylü olanlara. Böceklerle aram iyidir.

İlker tam tersi. Eve böcek girdiyse gazete ile bile öldüremez sheltox yeliz devreye girer. Diğer taraftan tam bir köpek delisidir.

Ben ölesiye korkarken ve yolumu değiştirirken okul zamanlarında Rotweiler cinsi bir köpek edinmişti. (hmm beni uzaklaştırmaya çalışmış galiba ama ben azimle yapışmışım adama : ) ) Arthur sayesinde biraz dokunabilir olmuştum. Ama lanet hayvan bacaklarıma tırmanıyordu ve acayip rahatsız olduğumdan yaz sıcağında pantolonla dolaşır olmuştum. Epey sıcak bir yazdı!

Neyse… Hayvanlarla münasebetim yok, ilgim de yok. Gezegenimizi bu dostlarla paylaşmaya lafım yok ama ilişkimizi asgaride tutarsak sevinirim… derdim. İnsan anne olunca öyle hödö hödö konuşamıyor. Hayvanları sevsin, gezegendeki tüm canlılarla iyi anlaşsın istiyor anne yüreği. Bebek odası konseptini bile hayvan üzerine yapmıştık. Arca daha doğmamışken dünyanın parasını verip National Geography peluş hayvanları ile doldurduk odasını. Hep bir hayvan teması var hayatımızın içinde. (İncelenesi bir aileyiz?)

Bir gün İlker belgesel izliyor (ay pek entel dantel bi aileyiz, biz dizi izlemiyoruz, belgesel izliyoruz:)) ) ben hiç hazzetmiyorum. Yok o onu yemiş yok bu öbürüyle çiftleşmiş, zinhar ilgimi çekmiyor.

Kaplumbağa ile kurbağayı bile birbirine karıştırırım, ötesi var mı!

Hayvanlar filan Arca ilgilendi tabii, koştu geldi seyrediyor. Hani ben de öğretici anne olacağım ya başladım ahkam kesmeye. (bir de televizyon izliyoruz bari iletişimimiz olsun, TV başında kilitlemeyelim telaşındayım, biri beni vursun, nolur!!)

Yeliz: Aaa Arca bak keçilere!
Arca: Keçi
İlker: ya Yeliz antilop o, yuh!
Yeliz: (istifimi bozmuyorum) Afrika keçisi annecim, antilop, söyle bakim
İlker: yürü git Yeliz ya
Yeliz: sus bakim, ben de öğreniyorum işte!

………….

Yeliz: arca koş fok çıktı, fok

Arca koşar peluş fok balığını alır, gelir.

İlker: Babacım nolur annene bakma deniz fili o!
Yeliz: lımbır lımbır sürünüyor işte fok balığı gibi
İlker: Görmüyor musun hortumu var!
Yeliz: Hadi be öyle hortum mu olur ç.k kadar hortum! Bak öbürü hortumsuz o fok işte
İlker: O da deniz aslanı
Yeliz: Aman be, ne diye bildiğin fok belgeseli çekmiyorlar! Fili aslanı ayrı çek foku ayrı çek, hem küçük çocuk ne anlar deniz aslanından. Fok annecim o sev sen fokunu, ooo cici

Bu arada Arca bir elindeki foka bakar bi televizyona bir şey anlamaz tabii.
Tam o sırada köpek balığı gelir, Jaws’tan biliyoruz köpek balığını!

Yeliz: Köpek balığı geldi annecim baaak
Arca: BA-Lİ-NA!
Yeliz: Al işte artık beni takmıyor artık!

Bık bık bık… derken bazı vahşi hayvanlar bazı sevimli hayvanları yemeye yeltenir, Arca kucaklanır, ortamdan uzaklaştırılır, belgeselle ile hayvanları sevdirme projesi rafa kalkar.

Bu kadar hayvan muhabbetine buyrun Arca'nın son klibi!

“A” de bakim “AAA” bi de “YE” de “YEEE” …..

ayı from yeliz minareci on Vimeo.

9 yorum:

meltem dedi ki...

bayildim bittim Arca'ya.
Bugun beni guldurdun ya Yeliz Allah senden razi olsun (bugun anneanne Turkiye yolcusu biraz buruguz da)

ruhdagı dedi ki...

Oy ya! adamı depresyona bilem sokturmuyonuz be :)
Gülmekten yüzüm kırıştı :D

kuzunun annesi dedi ki...

Ah arcam çok şekersin bee

alev ertürk dedi ki...

süppppppeeeerrrrrrrrrrrr aileeeeee :)))))))))) bayılıyorum ben bu üçlüye ötesi yok !!!

İlknur dedi ki...

Yeliz idolumsun kardes...

yeliz dedi ki...

allah kavuştursun meltem

yeliz dedi ki...

ruhdağı! ne depresyonu mis gibi bebesi olan şahane kadın, duymiiyim depresyon filan:)

yeliz dedi ki...

kuzu... alev ... ilknur ... :)

Gulcin dedi ki...

Arca seni yerim!!!!
Yeliz tatildeyken hayatimda ilk defa deniz aslanidir, deniz filidir gordum. ozanla aramizda gecen konusmalar ayne sen ve Ilker :) Bence hepsi foktan geliyor diyorum, tabi hepimizin temel tasi hucre diyor :)))
Aman bosver oku bakayim :)))