25 Mayıs 2011 Çarşamba

KREŞ

O malum günün geleceğini hiç düşünmemiştik. Sırça köşkümüzde her yükümüze yardımcı olan Ümit ablamızın gideceğini öğrendiğimizde uzun bir süre bu konuda konuşamadık, bu ani haberi hazmedemedik. Sanki konuşmazsak o gerçek, gerçek olmaktan çıkacaktı. Araya hastalıklar, hastaneler girdi. Yok saymadık ama geciktirmek için dünya kadar bahane türettik.

Ümit abla, bakıcı bulmamız gerektiğinde bir perinin sihirli değnek ile yarattığı bir büyü gibiydi. Tek şansımızdı. Ama ne şans! Allah yüzünüze güldü, diyenler çok oldu.

Bizim için önemli olan Arca ile arasındaki ilişkiydi, başka da beklentimiz yoktu, talepkar da olmadık ama o bize çok daha fazlasını verdi. Hangi birini sayayım? Arca daha 1,5 aylıktı, işe başladığında. Süt arttırıcı yemekler mi istersin, anne sütü depolama döneminde manevi destek mi istersin, lezzetli yemeklerini, evi her zaman derli toplu tutmasını, ütüye el sürdürmemesini… hangisini anlatayım?

O Arca’nın bakıcısı değil, bizim evimizin Ümit ablası. Daha da ötesi yok.

Herkesin onun gibi bir dosta sahip olmasını dilerim.

İstanbul’daki kızı hamile, Eylül başında doğum yapacak, kendi torununa bakacak bundan böyle. Konu tartışmaya kapalı.

Kızının süt izinlerini de birleştirerek Ocak ayına kadar bizimle kalacağı gibi bir tesellimiz var, umarım bir aksilik çıkmaz.

Arca Eylül’de 2,5 yaşını doldurmuş, Ocak’ta ise neredeyse 3 yaşında olacak.

Kreş mi? Yeni bir bakıcı mı? Yeni bir bakıcıya alışma sürecinden kısa bir süre sonra bir de kreşe alışma konusu düşündürdü bizi. Böyle bir gelişme olmasa yine 3,5 yaşında kreşe vermeyi düşünüyorduk.

Bakıcı ile ilgili en çok kafamızı karıştıran: ÜA gibisi insanın karşısına hayatta kaç defa çıkar?

Sonunda ÜA’nın Ocak ayına kadar bizimle kalma olasılığı ibreyi kreşe çevirdi.

Şöyle düşündük, Eylül – Ocak arası haftada üç gün yarım, Ocak’tan sonra tam gün.

Öncelikle çok uzun bir süre Arca'nın hazır olup olmadığına kafa yorduk.
Arca,
- Normal insan gibi konuşuyor, derdini anlatıyor.
- Kakasını lazımlığa yapıyor, çişini çoğunlukla beze yapıyor, ancak 1-2 ay içinde bezden tamamen kurtulacağının sinyallerini veriyor.
- Benim tecrübesizliğimden kaynaklanan yaşının annesiz bir oyun grubuna uygun olmadığını sonradan fark ettiğim bir oyun grubu süreci var. Gitmek için yanıp tutuşup ama benimle oynamak istediği ilginç bir deneyimdi :)
- İnsanlarla iletişimi iyi görünüyor.
- Mizaç olarak uyumlu bir çocuk oldu. iki yaş inatları, zorlukları tabii ki var ama memeyi bırakmada, emziği bırakmada bizi yıldırmadı.

Kısacası - emin olmak mümkün değil ama - biz hazır olduğunu hissediyoruz.

Kreş seçimine dışarıdan bakarsan vakit çokmuş gibi görünüyor, kapıdan içeri girdiğin anda seçim sürecinin zorluğu, aslında ne kadar az zaman olduğunu yüzüne tokat gibi vuruyor.

Çalakalem dalmadım olaya. Dersimi çalıştım geldim.

Kitubi (Nurturia) Damla’nın kreş mimini ve mimi cevaplayanları okudum. Sonra Özgürümün yazısına daldım, Kirazımın yazısına gelen yorumlardan çıktım. İzmirli anneler mail grubuna danıştım, Nurturia’da sordum.

Hazırlandım, piştim geldim.

Bu arada İlker iki gündür boş vakitlerinde kreş geziyor. Gezdikçe ne kadar zor olduğunu anlıyoruz. Haftaya bir gün ben de izin alıp tüm donanımımla gezilere katılacağım.

Şimdi teçhizatlarımız tamam, teori zehir gibi ama tecrübe sıfır, dolayısı ile gittiğimizde gezdiğimizde

“Ah şunu da soraydık!”
“Tüh bak ben o konuya hiç dikkat etmedim, hay Allah!”
gibi cümlelerle hayıflanmak istemiyoruz.

Aklımdaki sorular, dikkat edilmesi gereken noktaları maddeledim:
1. Hijyene dikkat edilecek !
2. Yemek konusu mühim : Sağlıklı mı? Abur cubur ara öğünlerde veriliyor mu? Gazoz, çay vs… evde tatmadığı gereksiz tatlar menüde mevcut mu?
3. Kreşte TV var mı? (olanlar varmış)
4. Bahçe nasıl? Çim, halı, plastik vs? Kötü hava koşullarında da bahçeye çıkılıyor mu?
5. Eve ödev veriliyor mu?
6. Sınıflar kaç kişilik? Okulun fiziki koşulları nasıl?
7. Yılsonu gösterisi var mı?
8. Ana baba ile iletişim nasıl sağlanıyor? Özel defterler veya yazışmalar nasıl yapılıyor?
9. Tuvaletler açık mı? (Arca mesela kaka yaparken artık bizi tuvaletten şutluyor, çocukların mahremiyete önem veriliyor mu?)
10. Alıştırma süreci nasıl yönetiliyor? “Ağlar ağlar alışır” zihniyeti mi var?
11. Öğretmenlerin eğitim seviyesi, yaklaşımı? Tanışmak mümkün mü? Pek çoklar müdürü boşver öğretmene bak diye tavsiye veriyor.
12. Çocuklar yemeğini kendisi mi yiyor? Uykuya kim yatırıyor?

Bunlara eklenecek “aman ha şuna da dikkat edin”, “aman şunu atlamayın sakın” diyeceğiniz noktalar var mı?

8 yorum:

kuzunun annesi dedi ki...

Soruları print alıp bende Urlaya cufcuflayacagım haftaya . Zaten 3 alternatifimiz var .. Bizimde temmuzdan itibaren Gülay ablasız kalmamız olası görünüyor.

Fatma dedi ki...

Kolay gelsin, eninde sonunda bizim de başımıza gelecek, istediğiniz gibi bir kreş bulursunuz dilerim:)

ZEYNEP dedi ki...

Ödül - ceza var mı? Sınıfı toplarsanız size sürprizim var, toplamazsan bu bisküviden yiyemezsin vs vs vs.
Çocuklara boylarından büyük şeyler öğretilmeye çalışılıyor mu? Hücre nedir ne işe yarar gibi (başıma geldi de ondan söylüyorum )
Öğretmenle tanışmanın kesin gerekli olduğunu düşünüyorum.Bir iki soruda zaten insanın ya içine siniyor yada sinmiyor..Çook kolay gelsin çok!

ÇokBilmiş dedi ki...

Ben kendim kreş çocuğuyum, o günlerden hatırladıklarım:

1. Çocuk olabildiğince sizinle zaman geçirebiliyor olsun. Kreş iyi diye vaktini servislerde geçirmesin, eve yakın bir kreş her zaman daha iyidir.

2. Büyük ve küçük çocuklarla da oynama şansı olsun. Çocuk her zaman başka bir çocuktan öğrenir.

3. Kendi entellektüel seviyenize yakın ailelerin çocuklarının olduğu bir kreş olsun. Maddi durumunuz uygun değilken ata binmek isterse ya da sizden asla duymadığı galliz küfürleri sallarsa zorda kalırsınız.

Rüzgar Kumsal Anne dedi ki...

Uyku odalarına dikkat edin derim.Koğuş gibi odalar gördüm pek sevimsiz, 10-12 çocuk aynı odada ranzalarda sıkış tıkış havasız yerlerde uyuyorlar.

Bir de müdüre hanım'ım biri saat 13:00 da yatırırız 15:00'da kaldırırız, o saatte uyuyor bile olsa mutlaka uyandırılır demişti de kreşten vazgeçmiştim. Askeri düzen gibi. Arca'nın yaşı kreş için gayet uygun olacak, hala gözünüzde bebektir eminim ama:)

Adsız dedi ki...

yelizcim cok zor gercekten,
biz onumuzdeki sene ufak ufak 3 yarim gun baslasin diyorduk ama, onumuzdeki sene de oyun grubu, 3 yasindan sonra krese baslasin dedik artik, zira doruk su an konussa da, arca gibi, buyuk insan modunda konusmuyor, en iyi kres bile olsa cocuga ters gelen bisey oldugunda derdini bana anlatabilmeli.
o kadar zor bir karar ki goz boyama guzel odalar, ama ogretmenler nasil en kiymetlisi o. bir de ogretme degil de eglenme modunda bi kres bulmayi cok istiyorum ben en azindan bu yas icin.
lkolay gelsin, opuyorum.
kiarz.

Adsız dedi ki...

yelizcim mutfagi toplarken aklima geldi :)
beni en cok geren hadiselerden biri de aktivite deliligi, misal dori hamur sever ama boyama sevmez, aktiviteyi yapmak istemiyorsa ne yapiyorsunuz zorluyor musunuz yoksa serbest alanda mi birakiyoruz dedim ben hep. bazilari, baslarinda gozetmenle serbest alanda birakiyor, bir mudur (ki bu mudurun okulunu cok begendim, versem buraya verecektim), yapmak istemiyorum noktasina gelinirse onunu alamayiz, biribirinden gorup hepsi sirayla yapmiycam der demisti, e o da dogru :) bu bahsettigim yerde, cocuklar isteksizse aktiviteyi degistiriyorlarmis. ama tabi ne kadar takip ediyorlar orasi muamma.
kiraz

yeliz dedi ki...

çok sağolun arkadaşlar