15 Temmuz 2013 Pazartesi

Küçük şeyler

Arca ile hastanede kaldığımız yaklaşık bir ay aslında korkunçtu. Bir tedavi vardı ama tam teşhis yoktu, her kafadan bir ses çıkıyordu, doğuştan mıydı, sonradan mıydı, neydi, nasıldı…

Hastaneden çıktıktan sonra bir gün, Kordon’da Ege’nin annesi Elif ile yürüyorduk, tedavi sürecinde bloga yazdıklarımı okumuştu ve nasıl böyle esprili bir dille anlatabildiğimi sormuştu. Elif elini üzerimden çekmeyen arkadaşlarımdandı o haftalarda, en az benim kadar biliyordu her şeyi ve gülebilmemize şaşırıyordu haklı olarak. “Her şey kötüydü ve gülmekten başka yapacak bir şey yoktu” gibi bir şeyler dediğimi hatırlıyorum. İki sene sonra Ege de hastanedeyken telefonda karşılıklı gülerken de hatırladık. Bazen gülmekten başka bir şey gelmiyor elinden ve ufak tefek mutluluklar için eşeleniyor insan.


Gezi direnişi sırasında ağır yaralanan gençlerden kötü haberler geldikçe yine umutlar umutsuzluğa dönüşüyor. Ağaçlar kesilmesin diye başladı direniş. Gencecik fidanlara kıydılar.

Polisine, adaletine güvenemediğin belirsizlikler içinde bir ülkede yaşıyorsun ve küçük şeylerle anı kurtarmak kalıyor sana, gülümsemeye çalışıyorsun.

Bu “küçük mutluluklar” sanatının belki psikolojide bir tanımı vardır, bilmiyorum ama günü kurtardığı kesin.

İlker’in abone olduğu Sinema dergisi bizim ofise geliyor. Sinemaya gitmiyoruz ama on yıldır dergisini okuyoruz. Sinema izlemiyor okuyoruz puahha. Neyse kahve molasında şöyle bir baktım ne var ne yok diye. “Before Sunshine” ve “Before Sunset”ten sonra “Before Midnight” çekilmiş. Bizim nesli büyüten seri : )

Bir haber de Ursula K. LeGuin severler için gelsin. Yeni kitabı çıkmış, daha doğrusu Türkçe’ye yeni çevrilmiş.

Kitap deyince…

Kitaplıkta Lale ablanın şiddetle tavsiyesi "rüzgarın gölgesi"ni görünce küçük çapta bir şok yaşadım. Haydaaa … ne ara sipariş ettim ben bunu ne ara geldi, katiyen hatırlamıyorum. Bu kadar merak ettiğim bir kitabı alıp da unuttuysam, kitaba bu ara fazlaca harcama yapıyorum anlamına geliyor. Niye bu kadar reklam alıyorum bloga sanıyorsun bacım kitap masrafını çıkarıyoruz! Elalemin mutfak masrafı olur benim de aylık kitap masrafım var:)

Ve yine kitap deyince…

Geçen ablama uğradım, Elvan’dan Ahmet Ümit kitabı aldığımı öğrenmiş, “aa deli misin kızım bende hepsi var, ne taşıyorsun İstanbullardan” diyerekten yazarın bütün arşivini paket edip elime tutuşturdu. Ne ara okudun ablam sen hepsini demedim vallaha kaptım getirdim eve.

Küçük mutluluklar elini üzerimizden çekmesin ki, hayat daha çekilir hale gelsin, e mi :P

2 yorum:

lale dedi ki...

Yeliz,annem son 20 gününü hastanede geçirdi,bizim için çok üzücü ve yorucu günlerdi. Ama şimdi geriye baktığımda bir o kadar da komik olay yaşamışız ve gülmüşüz...Sanırım hayatta gülmek ve ağlamak yanyana yürüyor ve iyiki de öyle oluyor.

Rüzgarın Gölgesini bakalım bakalım beğenecekmisin. Şimdi Cehennem/Dan Brown okuyorum. Ve bir okuma klavuzu oluşturdum:)) İşte böyle saçma sapan şeylerle uğraşıyorum Allah sonumu hayretsin:))

Ah benim de öyle ablam olaydı,benim kitaplarımı söğüşlemek isteyen bir kardeşim var halbuki:)

morkalemlik dedi ki...

Before midnight haberine sevindim, diger ikisini yeni izlemistim :)

Sevgiler