17 Nisan 2018 Salı

Hallerbos

Bahar geldi. İnanması güç ama Brüksel'e bile bahar geldi. Geçtiğimiz hafta sonlarının birinde, bir pazar, yine yeniden Bois de la Cambre parkına gitmek istediğimizde, İlker çatladı! "Arkadaş madem parka gideceğiz, zibilyon tane park var, ne demeye her seferinde Bois de la Cambre'a gidiyoruz?"
"Ay işte bilmiyoruz!"
"Bilmiyoruz da neden öğrenmiyoruz?"

Geçtik bilgisayarın başına, başladık park araştırmaya. Aklımıza Kralın sarayı geldi, buranın kralı evinin bahçesini yılın belli bir zamanı misafirlere açarmış, çiçekler, bitkiler... Botanic overdose... Ama işte maalesef Nisan sonu- Mayıs ortasına denk geliyormuş bu zaman. Geçtik.

İlker'in aklına Hallerbos geldi. Haller Ormanı. Çan çiçeklerinin (bluebells) açılma mevsimi varmışmış... O da bir hafta sonrasıymış peh!


Kös kös Bois de la Cambre'a gittiğimizi düşünenler fena halde yanılıyor, başka parka gidilmesine muhterem tarafından bir karar verilmişse dönülmezdi. İlk göz ağrımız, toplu taşıma ile güle oynaya gittiğimiz canım cicim parkımıza o hafta gidilmeyecek, yeni park keşfedilecekti. Yaptığımız internet araştırmaları önümüzdeki iki hafta sonunun programını belirlemekten başka işe yaramamıştı.

Atomium'um oradaki parka gittik. Hay gitmez olaydık. Sen de Gülhane parkı, ben diyeyim Fuar Kültürpark. Profilin seviyesi yerlerde. Mangal yakanlar mı dersin, çimenlikte çiğdem çitleyenler mi? kabukları da yere atılmış dememe bilmem gerek var mı? Bizim Göztepe Sahilin yaz akşamlarının seviyesi bunun yanında Avenue des Champs-Élysées (bildiğimden değil lan google'dan buldum Fransızcasını - bizim bildiğimiz haliyle Şanzelize caddesi)



Tamam tavşan gördük, balıklara baktık, yavrularını korumaya çalışan bir ördeğin göstermelik saldırısına maruz kaldık, yani biraz eğlendik ama daha da o parka gitmeyeceğimize dair aile kararını da verdik.

Bu hafta, hafta sonu ne yapacağımız geçen haftadan belliydi! Allahım bir Belçikalı sorsa da, göğsümü gere gere "Hallerbos'a gideceğiz, çan çiçeklerinin açılma mevsimi malum" diyeyim diye çok bekledim ama hiçbiri sormadı! Peh! olsun pazartesi öğle yemeğinde satarım (bu satırları bloga ayırdığım yegane iki saatte, GS maçı saatinde yazıyorum, ne zaman yayınlarım bilinmez, siz bu satırları okurken ben çoktan havamı belgique'lere atmış olabilirim).

Bizim evden, normal bir şoförün kullanmasıyla 25 dakika benimkiyle 45 dakika (navigasyon okumayı derhal öğrenmeliyim!) sonra ormanın göbeğinde cennettesin! 10 km'den fazla yürümüşüz ama değdi. Bir manzaraya denk geliyorsun, bundan güzeline rastlayamam diyorsun sonra bir tane daha bir tane daha!

Bugünkü gezinin bence en önemli tarafı Arca'nın harita okumayı öğrenmesiydi. Navigasyon bile okuyamayan anası olan bir çocuk için değerli bir kazanım. Ve Hallerbos Arca cücesinin değerlendirmesinde ilk sıraya yerleşti. Her hafta gidelm diye tutturduğu Bois de la Cambre ikiye düştü.



Yazın da çok keyifli bir yer oluyordur eminim ama denk getirebilirseniz en güzel mevsim Nisan ortası çan çiçeklerinin açma mevsimi, aklınızda olsun.

https://www.hallerbos.be/en/bloom-bluebells/flowering-season-2018/


1 yorum:

asli@b dedi ki...

İlk foto süper, atomium fotoğrafta sakin bir pazar gezmesine çıkmış ailenin uzaylılarla imtihanı tadında olmuş :)