Belçika yazı denen günlere şahit oluyoruz. Hava sıcaklığı 25 dereceyi geçti, gün içinde güneşliklerin kapatılması öneriliyor. Sıcağa alışkın değiliz. Hayır. (Ben ne sıcaklar gördüm de buranın sıcağı başka vallahi abartmıyorum.)
Akşama kadar güneş gelmeyen home office odam olduğu için şanslıyım. Şanslıyım ki…
Evden çalışmanın tadını çıkardım bugün. Son haftalarda iki günlük evden çalışma hakkımı sıfır olarak kullandığımdan, bu hafta fırsatını bulmuşken sonuna kadar kullandım. Oh canıma değsin.
Evden çalışma deyip geçmeyin, bir kere daha geç kalkma şansın var. Yine de erkenden kalktın mı, benim gibi kendini yürüyüşe atabilir, ya da evde sabah sporu yapabilirsin. Benim gibi evde çalışırken kameranıaçmayangillerden isen - ki kamera açmak hiç sağlıklı değilmiş zira kendimizi izleyip yargılar dururmuşuz laf aramızda kamerayı bizim ofiste sadece 50 yaş üstü açıyor, çok old fashion! - prezentabıl olmak zorunda da değilsin. Allah seni inandırsın mecbur kalırsam cool durayım diye siyah t-shirtümü sırtımdan eksik etmiyor, gözlüklerimi takıp, saçlarımı en kötü ihtimalle bandana ile hizaya getiriveriyorum, tamam!
Gerisi… Yap kahveni geç işinin başına.
Nitekim bugün ben de…
Çamaşırlarımı astım, akşam ve yarın ne yesek diye düşünürken öğlen buzluktan bir şeyler çıkarabildim. Dahası ayak maskesi, manikürü bile aradan çıkardım. Öğle yemeği sonrası 15 dakikalık kestirme de cabası! Yaşasın evden çalışma! Hani terasım biraz daha çiçekli olaydı, bir de onları sulayıverirdim ya neyse…
Kuruyan bütün çiçeklerimin saksılarını yenilerini dikmeye hazır ettim geçen hafta. Niyetim cumartesi sabah sıcaklar başlamadan çiçeklerimi dikmek. Hadi hayırlısı. İlker yok ya hafta sonlarını kaliteli geçirme planları içindeyim. Bu hafta terası renklendirme ve mutfak dolapları, haftaya cam çerçeve kuaför gibi gibi…
Bu akşam Arca ile son günlerin en tatlı sohbetini yaptık. Stephan King okuyan o Belçikalı-Afrikalı kızın sohbetini yaptık mesela. Hafta sonu birlikte Stephan King filmi izlemeye karar verdik. Mesela şeriat nedir, laiklik nedir konuştuk. Birlikte ilkokulu iki sınıf okudukları arkadaşlarının bugün instagramda gördüğüm ortaokul mezuniyetlerini, LGS hazırlıklarını, konuştuk. İğrenç ergen bıyıklarını ne zaman kesecekti? Sınıfça anlaşmışlardı, seneye ilk Almanca dersine Hitler bıyığı ile gidip sonra keseceklermiş. Iyyy. Belçikalıların espri anlayışı. Vallahi bana sorsan şimdiki ergen gurbetçi bıyığına her şeyi tercih edebilirim. Babası yok ya dökülüyor cüce; “ anne ya ne diye sofrayı topluyoruz? Sen yokken babamla hiç toplamıyoruz, her şey masaya tezgaha yığılı kalıyor”
Peki.
Ben keyifle yazarken akşam iyice çöktü, geçen akşamdan kalan ergen dansçı dizisinin iki bölümüne bakıp yatayım, yarın ofis, yarın Arca’nın koşu antrenmanı ama yarın en güzeli cuma, ahhh…
2 yorum:
Cuma gelsin diye bekliyorsanız yanlış iştesiniz diyorlar ama cumayı beklememek sevmemek mümkün müdür?
selam yeliz, bende ki 3 kilo yatıya kaldı biraz inşallah il fırsatte geri göndereceğim. Ya 50 + değilim ama bende online toplantılarda kamera açan , açılmasınıda talep edengillerdenim. diğer türlü sanki boşlukla konuşuyormuş gibi hissediyorum, konsantre olamıyorm .
Yorum Gönder