1 Ocak 2024 Pazartesi

Hedeflere mi odaklanacaksın yoksa…

 Sabahları kişisel gelişim üzerine okumayı adet haline getirdim. Hem zihnim daha açık oluyor, hem elime kalem kağıt aldığım için notlar çıkarabiliyorum, malum sabah sayfaları. Gece uyumadan önce okuduğum da oluyor ama aklımda hiçbir şey kalmadığını fark ettiğimden beri akşama romanları, sabaha kişisel gelişimleri yerleştirdim. Hem aynı anda birden fazla kitap okunamayacağını kim söylemiş?


Ben! yani eski ben öyle derdim. Aman önce birini bitir, sonra öbürüne başla. İşkence seviyesine gelesiye kadar sarmayan bir kitabı bitirmenin gerektiğini de söylerdi şahsımın eski versiyonu. İnsan değişir, değişiyoruz nitekim. 


Bu sabah, İzmir’de kitapçıdan aldığım ve bir iki haftadır sindire sindire okuduğum kitabın (Toltek İç Özgürlük Rehberi) satırlarını çizer, defterime notlar alırken yeni bir şeyler öğrenmenin ne muhteşem bir keyif verdiğini fark ettim. Ve yeni yıla hiç dilek dilemeden hedefler koymadan girdiğimi. 


Galiba son yıllarda ne dilesem bir tarafımızda patladığı için yeltenmemiştim. Huzur diledim, savaşlar depremler patladı, sağlık diledim pandemi. Eh bu yıl bari biraz genel bir dilekte bulunayım, hani suya sabuna dokunmadan. Sabah keyfimi de birleştirip her gün yeni bir şeyler öğrenmeyi diledim, dileğimi de instagram postuna iliştiriverdim.  Evrim’in yorumuyla haaassss deyivermişim! Kadın haklı, sabıkam ortada, ne diye dilek diliyorsun, 2024’te cümleten bunarsak, bırak öğrenmeyi bildiklerimizi de unutursak, müsebbibini uzakta aramayın, buyrun benim!


Şaka bir yana dilek dilemek konusunda ne kadar kötüysem, hedefler koyma konusunda o kadar hevessizim  bu yıl. Kaç kitap okuyacağım (bunu Goodreads’e yazacağım ama muhtemelen sallamayacağım), kaç kilo vereceğim (ya da veremeyeceğim :P), kaç tane seyahat yapacağım… Yok hiçbiri cazip gelmiyor. Peki ya sana?


Ya da şöyle hedefler nasıl?


Her gün meditasyon ve yoga

Her gün egzersiz

Her gün bilmem ne kadar sayfa okumak

Her gün bilmem kaç sayfa yazmak

Her gün yarım saat Flamanca çalışmak


Peki yapamadığında? (Ki yapamama olasılığı çok yüksek kendimden biliyorum)


O zaman şuna ne dersin?

Bakış açısını değiştirmeye?


Öğrenmeye pek hevesliyim ya, bir kurumsal ikram olan şirket içi eğitim fırsatlarını da, bana kolaylık sağlayacağına inandığım kişisel gelişim içeriklerini, kitaplarını katiyen kaçırmam. 


Öğrendiğin teknikleri hayatına tamamen geçirebiliyor musun dersen…


Şöyle ifade edeyim, bu kurslar, aldığın sertifikalar, okuduğun kitaplar altını çizdiğin satırlar, hepsi birer bilgi yığını, hepsi araç. Bilgi ustalaştırmaz. Araçları hayata geçirmek ustalaştırır.


Bilgi, bana değişik bir açıdan bakma yetisi veriyor. Mesela son aldığım iletişim eğitimi, şimdiye kadar yaptığım müthiş büyük bir hatanın farkına varmamı sağladı. Bize öğretilen “sana nasıl davranılmasını istiyorsan sen de insanlara öyle davran”dır ya, iletişim kurmak için bu öğretide ısrar etmek, sana döngünün içinde kaybolma gibi bir lanet bahşeder. 


İletişimde yapman gereken, karşındaki insanın nasıl bir iletişim yoluna olumlu cevap vereceğini onun kişlik özelliklerinden tahmin edip ona göre iletişim kurmak. Örneğin ben, detay isterim. Karşımdaki yeterince detay vermezse sorularımla hayatından bezdiririm. Bu ihtiyacım, herkes için geçerli olacak değil, karşımdakinin içi kısa öz bir bilgi yerine benim toz ve bulut evresinden başlayan açıklamalarımdan balon gibi şişebilir. 


Eğitimler ve kişisel gelişim kitapları böyle bilgileri hap gibi vermiyor, sen çıkarımlarda bulunup kendi yolunu yeni bakış açından çiziyorsun. 


Hedefler konusundaki bakış açım da benzer şekilde kökünden değişti. Özümsemek için elbette pratik yapmanın önemi azımsanamaz, yine de henüz bu aşamada teorisi son derece içime sinmiş durumda.


Aslında çok basit.


Hedeflere değil, değerlere odaklanmak.


Değerlerim ne? Önceliklerimin ne olmasını istiyorum?

Nasıl bir insana dönüşmeliyim ki, değerlerimi, önceliklerimi gerçekleştirmem kolay olsun?

Dönüşmek istediğim bu insan, bu hedeflere ulaşmak için ne gibi özellikler yeterlilikler geliştirmelidir?


Örnek üzerinden gidelim.

Flamanca konuşan biri olmak istiyorum.

Böyle bir insan olmak için Flamanca seviyemi B2’ye getirmem lazım. 

Peki bunun için neye ihtiyacım var?

Disiplinli bir çalışma planına - her gün yarım saat elimdeki uygulama ile Flamanca çalışmalı, her gün 10 kelime öğrenmeliyim. 


Gibi… Örnekler çoğaltılabilir. 

Flamanca çalışmak hedef olmaktan çıkıp araç haline dönüşür ve o aracı kullanarak asıl önceliğin olan “dönüşmek istediğin insan - burada Flamanca konuşabilen insan” hedefin olur.


Peki tamam aynı bokun laciverti. Bakalım göreceğiz bu aracı hayata geçirince nasıl bir gelişim göstereceğim. Neyse ben gidem de Flamanca çalışam.

2 yorum:

deeptone dedi ki...

pekiiiiii :)

Okuyanguzel dedi ki...

2024 yılının çok güzel geçmesini dilerim.

Sevgilerimle,

Ahu