4 Eylül 2024 Çarşamba

2507. Yazı

 Merhaba! 

Blogspotun ana sayfasına girdim baktım. Otuz küsür taslak yazıyı saymazsak 2506 yazı yayınlamışım. 17.700’ün üzerinde yorum almışım, cevaplarım dahil, teknik aksaklıklardan sekteye uğramış olmasına rağmen. 

2008 yılının ocak ayında yazmaya başlamıştım. Ne Arca vardı akıllarda ne Belçika. Hayatımın 16 yılına, neredeyse üçte birine tanıklık eden blogumu çok seviyorum. 

Otuzlu yaşlarımı, hamileliğimi, lohusalığımı, memleket ve hayatla ilgili tüm çalkantılarımı ve hatta kırklarımın krizlerini, dönüşümlerini atlatamama yardım eden bu sayfayı ömrümün sonuna kadar yaptığım en iyi şeylerden biri olarak kabul edeceğim. Oh diyeceğim iyi ki iyi ki yazmışım. Zaten ben yazmazsam kafamın içindeki tüm o sesleri nasıl düzene sokarım bilmiyorum. Yazmazsam nasıl yaşarım bilmiyorum.

Mesela bu sabah uyandığımda ve her sabah olduğu gibi neye ihtiyacım olduğunu kendime sorduğumda blog yazmak cevabını aldım, sonra da oolong çayımı ve oturdum blogun başına. Saatlerimiz 06:30’u gösteriyordu. 

Bugün yazma amacım, yeni bir platformda daha yazmaya başladığımı, bu blogu hala takip edenlere duyurmak.

Veda atmosferi mi yarattım? Katiyen. Bu ancak daha fazla yazmak, daha fazla interaktif olmak, yazdıklarımı okumak isteyenlere mail kutusundan daha rahat ulaşmak ve biraz da İngilizce yazma tecrübesi edinmek için yeni bir yol denemesi.

Önümde beni bekleyen çok uzun bir gün var. Arca’yı uyandırıp çamaşırları asıp duş almam ve ofise gitmem gerekiyor. Belki siz de o arada substack alanıma üye olur oradaki yazılarımı da okumak istersiniz :)

Neden Substack ? 



2 yorum:

Okuyanguzel dedi ki...

En sevdiğim blog bu benim :)

deeptone dedi ki...

izmirde yazmaya başlamıştın demiiii :)