31 Ağustos 2024 Cumartesi

Alışkanlıklar üzerine çalışmalar çabalamalar

 Yeşil sahalara doyduğum bir günün akşamından bildiriyorum. Doymayanlar içeride GS maçı izlemekte. Öyle yorulmuşum ki, üste üste içtiğim çaylar bile dinlendiremedi beni. 

Bir gözüm saatte bir gözüm yatakta, her an uykuya teslim olabilirim. 


Bu yorgunluğun tek sebebi Arca’nın maçlarının başlaması değil. Ağustos’un ikinci yarısı itibariyle herkeslerin ofise dönmesini müteakip günler üzerimden tır geçmişçesine sonlanıyor. Öte yandan son iki haftadır, belli alışkanlıklarım üzerinde çalışıyorum. Teker teker… sakin sakin…


Kolay olmuyor ve sonuçlar da hemen alınmıyor ama yine de iyi geliyor. Mesela sabah kalkar kalmaz kahve içmeyi sonlandırdım. Önce oolong çayı içiyorum. Sonraki saatlerde kahve. Kahvenin stres hormonunu artırdığına dair okuduğum yazıdan sonra bu alışkanlığı değiştirmeye niyet ettim, şimdiden bıraktım diyebilirim. 


Ekmek yemeyi de bıraktım. Alerjim varmış gibi değil de, iyice minimize etmek gibi düşün. Gerçekten faydasını gördüm. Hafiflik. Kilo vermedim ama daha hafif hissettiriyor, yemeklerin tadını da alıyorum, hatta zeytinyağlı taze fasulyenin bile. 


Yemek alışkanlıklarında edinmeye çalıştığım bir başkası yoğurt tüketimini artırmak ve kefiri yeniden hayatıma sokmak. Kefir mayalarımı buzlukta uykuya yatırmıştım, yıllardır ilişmiyordum, canlandırdım çok mutluyum. Hemen her gün kefir içiyorum. Kalsiyum lazım malum yaş belli. Kalsiyumun metabolizmayı hızlandırdığını da okumuştum bir yerde, yazanların yalancısıyım.


Sonra hareketsizlik. Bak bu da fena bir alışkanlık haline dönüşmeye başlamıştı. Aman bu sabah egzersizi atlayıvereyim hiç uyanamadım, aman da pms miskinliği… o pms geçen ayki gibi uzadıkça benim miskinliğim haftalara yayılıyor, hareketsizlik o kadar yorucu bir şey ki. Hareket etmenin, her gün mutlaka uzun kısa bir egzersiz yapmanın canlandırıcı bir etkisi var. Son iki haftadır her gün aralıksız egzersiz yaptığımdan alışkanlığa dönüşüyor diyebilir miyiz? En azından hareketsizliği alışkanlıklarım arasından çıkardım diyebiliriz.


Geçen dinlediğim bir podcastte bahsettiği gibi, hayatımız bir denklem ve bir alışkanlığı hayatından çıkarınca denge bozuluyor, o yüzden özellikle ödülün büyük olduğu alışkanlıkları yavaşça ve yerine bir şey koyarak çıkarmaya çalışmak en kalıcısıymış. Denklemi bozmadan. 

Her şey iyi güzel de, arkadaş şu memlekette bira içme alışkanlığıma bir alternatif bulamadım! Her köyün de ayrı birası olunca - evet binlerce marka biraları var - hepsini de denemek isteyince, olmuyor işte olmuyor!


Al işte bugün Arcaların deplasmanı Affligem diye bir köydeydi, adamların birası meşhurmuş bir öğlen birası içmeyelim mi? 




6 yorum:

Ali D. dedi ki...

Yemek alışkanlıklarında değişiklik zor olsa da alınması gereken kararlardan maalesef.

deeptone dedi ki...

kefir güzel de her akşam uğraşmak zor oluyor arada unutuyor insan :)

Okuyanguzel dedi ki...

Bende hayatı boyunca spor yapmayan biri olarak hayatıma düzenli sporu yerleştirmeye çalışıyorum. Ocak ayından beri haftada 3 gün gidiyorum ama halen gitmek için içimde bir istek uyanmıyor.
Bir de karbonhidratları azaltmam lazım :(

yeliz dedi ki...

Kesinlikle. Ve de uygulanması lazım.

yeliz dedi ki...

Öyle zamanlarda yani uğraşamayacağımı bildiğim zamanlarda küçük bir bardağın içine sütle birlikte buzdolabına koyuyorum birkaç gün maya yaşıyor

yeliz dedi ki...

Galiba iş biraz da sevmekten geçiyor. Zevk aldığın keyif aldığın egzersizleri yapsan mesela bir süre sonra alışkanlığa dönüşebilir. Ben haftada birkaç gün uzun egzersizlerdense her gün yarım saat ayırmaya çalışıyorum