7 Ocak 2019 Pazartesi

Yılın ilk pazarı

Yeni yılın ilk pazartesisine bomba gibi hazırım, diyemiyorum. Bütün günümü Fransızca çalışarak geçirdim yine de sınava hazır değilim, neden?

1 Ocak 2019 Salı

Yeni yıl yazısı

Adettendir, her yılın başında yeni hedefler konur, değişimler planlanır ve tabii ki çoğuna ulaşılamadan bir sonraki yıl gelir çatar ve bir sonraki ve bir sonraki...

2018’e girerken tanımladığım “aşmış insan” tanımına bir adım daha yaklaşabildim mi? Evet sanırım, bu da bir şeydir.

23 Aralık 2018 Pazar

Avrupa tespitlerine gel!

Belçika ile ilgili bir Belçikalıdan en ilginç yorumu duydum: "Avrupa'nın başkentiyiz güya ama aslında tam bir köy burası! Avrupa bir köy tarafından yönetiliyor."

Belçikalılar için Avrupa'nın Lazları dediklerini de duymuştum. Hırsızların bir dükkana girdiği ve dükkan sahibinin "akşam gelin bu saatte para olmaz" dediğinde hırsızların gidip akşam tekrar geldikleri ve de polise yakalandıkları haberi doğruysa, evet bir Lazlık var.

Avrupa'da yaşayan her milletin diğerleri hakkında tespitlerini, önyargılarını dinlemek çok eğlenceli.

16 Aralık 2018 Pazar

Lüzumsuz bilgiler Vol.2

Geçenlerde blogda geziniyorum - evet narsistim kendi blogumu okuyorum! Hayır efendim yazın da sizinkini de okuyalım. Mecbur muyum döt kadar ekranda instagram tiradlarınızı okumaya? - eski bir yazıma denk geldim, sene 2010, #tbt tadında yeminle. Lüzumsuz bilgiler. 

Vaktiyle buralar dutluk iken bloglarda "elim sende"cilik ve birbirini mimleme çok trend idi. Hem blog sahibini tanırdın, hem seni okuyanlar kendini sana biraz daha yakın hissederdi. Derken "promote yourself" anlayışı moda oldu. Instagram sağ olsun. Herkes fotomodel, herkes filtre, instabeauty güzeli, hey allahım!

Belki bugün instagramda olduğumuz kadar ulu orta değildi hiçbir paylaşımımız ancak bugün olduğundan daha doğru tanırdık, blog yazan kişiyi de, takip edeni de. Bir büyüsü vardı bilinmezliğin lakin samimi yazılardan iyi bilirdik, iyi tanırdık birbirimizi. Yüzeysel değildik.

O günlerin anısına bilinmeyen (daha doğrusu öyle varsaydığım) yönlerimi yazayım dedim, buyurunuz: Lüzumsuz bilgiler - 2.

12 Aralık 2018 Çarşamba

E-mail hygiene

Departman toplantısıydı sanırım, müdürümüz "e-mail hijyeni için neler yapıyorsunuz?" diye sordu.

Ben "eğer bir işe yoğunlaşmam icap ediyorsa, sabah gelir gelmez outlook'umu açmıyorum, işimi tamamlayıp sonra e-maillerime bakıyorum, genelde de öğleye doğru ve öğle yemeğinden hemen sonrasını - tabii toplantı yoksa - tercih ediyorum" dedim. Bu yöntemimi çok beğendi, Türk olsaydı "bana bunlarla gelin" diyeceğinden eminim. İyi ki bu yöntemin aklıma nereden geldiğini sormadı da "tuvaletten" demek zorunda kalmadım. Evet, tuvaletten, hatta umumi tuvaletten.

9 Aralık 2018 Pazar

Sarı yelekliler

Belçika'ya yerleştiğimizden beri muhterem saçını (yani olduğu kadarını) kendisi traş ediyor. Kocam diye demiyorum, tasarrufta bir dünya markasıdır. Ama evin cücesi, makinayla üç numaraya vurulan kafayı kendisine yakıştıramadığından kuaförde traş olmak istiyor, illa modelli olacakmış, peki. Neyse ki kuaförden yana seçici değil. O cumartesi neredeysek, bir kuaföre giriyor, kestiriveriyoruz saçını. Geçen Ixelles'de telefonum tamir edilirken karşı sokaktakine girdik, bugün de Türk mahallesinde Mehmet kuafördeydik. 

5 Aralık 2018 Çarşamba

Bizde durumlar bu şekil

Bugün Fransızca kursunu ektim. Utanmıyorum. Çünkü :
1. Kendimi hasta hissediyorum. Günlerdir hissettiğim o kırıklık iyice eklemlerime ve saç diplerime yayıldı, gidişat iyi değil.
2. Yorgunum. Tamam ya herkes yorgun filan anlıyorum ama ben iki haftadır seyahat, mesai, hatta evde çalışmayla filan iyice helak oldum. Dün gece de bugünkü sunuma çalışınca pilim iyice bitti. Yeter yav!
3. Bugün sınav var. Ama ben çalışamadım (bakınız madde 1 ve 2). Hadi derslere devam etsem o kadarla da hallederim ama derslere de gidemedim (bakınız madde 2).

26 Kasım 2018 Pazartesi

Turuncu çoraplı çocuk

Arca cumartesi ve çarşamba günleri futbola gidiyor. Arca seviyor, ben de Arca sevdiği için seviyorum, İlker sevmiyor. Tüm antremanların ve sonrasındaki maçların, iyi bir futbol oyuncusu/seyircisi için tabiri caizse işkence olduğunu söylüyor. Şimdiden kulüp araştırmalarına başlama niyetinde.

18 Kasım 2018 Pazar

Kapı

Bazı yazarlar, bazı kitaplar bende okudukça yazma isteği uyandırıyorlar. Ne olursa olsun, bir şeyler yazmak geliyor içimden. Allahtan bu blog var. Haftada bir başına oturabildiğim canım blogum.

Hayır hayata sitem etmiyorum, "yapmak istediğim çok şeyim ve çok az zamanım var" cümlesini kendi kendime kurmaktan bile sıkıldım. "To Do List"imin sürekli kabarık olmasından ve gün bittiğinde ancak yarısını halletmiş olmaktan da sıkıldım ama artık kendime bir sözüm var: bunu kafaya takmayacağım, o gün için en çok yapmak istediğim şeyleri yapıp yapamadıklarım için hayıflanmaktan, kendime kızmaktan da vazgeçeceğim.

Doğru, anladınız, bu sıkıntının işle alakası yok. İş için farklı zaman yönetimi yöntemlerim var. Neler mi? O başka bir yazıya kalsın.

Hafta sonu için yapılacaklar listesi kabarık ama öncelikler üç ana gruba ayrıldı: Kesinlikle yapılması gerekenler, aşırı derecede yapmak istediklerim, yapsam iyi olurlar.

12 Kasım 2018 Pazartesi

Paris is always a good idea!

"Para harcayarak sizi zengin yapacak tek şey seyahat etmektir."

Paris'te 4 gün geçirdik.
85.000 adım
63 km yürüyüş
ve şahsıma ait kısık bir ses.
ve bize ayak uydurmayı başaran bir Arca cücesi! 

10 Kasım 2018 Cumartesi

Başkalarına yardım etmek

Bazen giysilerimiz küçük gelir. Bazen eskir. Bazen çantamızın bir yeri yırtılır tamir edemeyiz.
Bunları atmak yerine, işine yarayacak birine verebiliriz. Belki birisi, bizim tamir edemediğimiz çantamızı onarıp kullanabilir.
Peki, o kişiyi nasıl bulabiliriz?
Türkiye'de yaşarken, görmüştüm. Cadde üstünde Kızılay'ın kocaman kutuları vardı. Bizim işimize yaramayan eşyaları, annem ayırır, babam da o kutulara atardı.
Belçika'da da böyle kutular olduğunu öğrendim. Havuza gittiğimiz gün, annem üzerinde Flamanca yazan kocaman bir kutunun yanına götürdü beni ve tercüme etmemi istedi. Başkalarına yardım etmek ile ilgili bir şeyler yazıyordu. Annemin anlamasına yardım ettiğim için kendimle gurur duydum.
Başkalarına yardım etmek için, bazen bir eşya verebiliriz, bazen de Flamanca yazıları tercüme edebiliriz.


Helpen aan iemand anders.
Soms worden onze kleren klein voor ons. Soms worden ze oud. Soms worden onze tassen kapot en we kunnen hen niet meer gebruiken en reparaseren.
Maar op de plaats van naar vuilbak gooien kunnen we beter aan iemand geven die het nodig heb. En die iemand kan die spullen reparaseren en nog een keer gebruiken.
Maar hoe kunnen we die iemand vinden?
In Turkije zijn er bedrijven die arme mensen helpen. Die bedrijven laten altijd een grote doos bij sommige straten. En mensen gooien hun oude of kapotte spullen erin. Mijn mama heeft gezegd dat hier in Belgie ook zo dozen zijn om mensen te helpen. Op de dag die we naar het zwembad gegaan hebben heeft mama me naar een doos gebracht. Ze wilde weten wat op het doos staat. En het was Nederlands geschreven. Ik heb het vertaad voor mijn mama. Het was over helpen aan iemand anders. We kunnen een spul geven of Nederlandse teksten vertalen om te helpen aan iemand.