.... dün lasonille tanıştı. Oturma odasındayız, yerde oturup oynayışını izliyorum, pıtı pıtı sehpanın yanındaki kamyonunu almaya gitti. Herşeyi de önüne vermek istemiyoru zaten tembel mizaçlı bir velet, kendi işini kendi yapsın!! ama oyuncağı alırken dizi kaydı başı sehpanın ayağına çarptı. Önce çok bişey yoktur, öper, su veririm oyalarım dedim ama yok ağlaması durmuyor. Buz da yok, dondurulmuş bezelye koydum kafasına daha fena. İlker - allahtan alttaki eczane nöbetçiydi - lasonil aldı. Sürdük. Biraz sakinleşti ama uyukluyor. Tamam dün ilk defa sadece öğlen uyudu ve uykusu gelmiş olabilir ama bi türlü uyandıramıyoruz. Aklıma geldi: Bebek düşerse uyutmamak lazım!! Sarsıntı mı geçirdi? İlkere sakın uyutma dedim, doktoru aradım. Yok sadece soğuk kompres uygulayın lasonil de sürmeyin dedi. Bişey olmazmış. (öfff ya çok evhamlıyım değil mi!!) Soğuğa kızıyor, basıyor yaygarayı. Hem uyku, hem açlık hem de acı perişan etti miniğimi. O arada babası yemeğini hazırladı, biz buzdolabı magneti şeklindeki puzzle larımızı oynarken, cici yapıyoruz ayağına dondurulmuş bişeyler koydum kafasına. Alnı şişti, kızardı, sanırım moraracak. Bu arada uyku da açıldı. Yemeğimizi yedik misler gibi, keyfimiz yerine geldi ama ben yorgunluktan sızdım. Yemeğini yedirirken ellerim titriyordu, insan fena oluyor. Tabii ki en kötüsü böyle olsun ama bu bile gerdi:(
Halbuki güzel bir haftasonuydu... Havanın ilerki günlerde kötü olacağını bildiğimizden cumartesi gezeli istedim. Hem Arcaya evde giysin diye yelek almamız lazımdı. Göztepe yürüdük, Arca parkta kuşlarla oynadı. Sahil sakindi, öğle yemeğini körfeze karşı yedi, akşamüstü çaya ananeler geldi. Akşam Güllere gittik. İlkerin tezine göre Arca kimin yatağında uyursa bebekleri oluyor. Zeynepler istemezken o kadar çok o yatakta uyuttuk ki garanti sonunda hamile:) Arcanın yeni görev alanı Güllerin yatak:) Bakalım başarıya ulaşacak mıyız:) Pazar PS oynamaya karar veren İlker ve arkadaşlarına Arcayı postladık ve 3 kız AVM ye gittik. Ne kalabalık öyle... Yılbaşı öncesi fena...
Bugün pazartesi ama mutlu olmak için sebep çok...
Yarından itibaren izinliyim:) yılın son iş günü:)
Sonra bu akşam Ezel var. Geçen hafta üzülmüştüm, AROG bile kesmemişti.
Sonra....
dışarıda resmen gök çatlıyor, yarılıyor ve inanılmaz yağıyor.
en son çocukluğumda böyle yağmurlar yağardı. Ama ne yağmak. Günlerce sürerdi.
Daha eskiler İzmirin 40 ikindilerini bilirler. Ağustos sonunda başlar, ikindi saatlerinde birkaç saat sağnak yağarmış ve 40 gün boyunca hergün aynı saatte başlarmış. Üzüm serme-toplama zamanlarında ki bu Ağustos sonu oluyor, Akhisarda da hemen hergün sabah karşı yağdığını hatırlarım, bağ damında çocukların başına bir büyük bırakılır, sergi yerlerinde üzümlerin üzeri örtülürdü. Yağmur yağmadığı sene dedemin sevincinden annemlere fazladan çeyiz yaptığını anlatırlar.
Yağmur güzel...
Tatil güzel....
Arca şiş kafalı!
8 yorum:
Çok geçmiş olsun. Nazlış da ilk defa Arca kadarken karyolasının başına çarpmıştı kafasını. Ben çok soğukkanlıydım da Hakan hemen panik yapmıştı davul gibi şişen anlınını görünce Nazlı'nın. Biz de doktoru aramıştık. Doktor da çarptığı yer mermer, taş vs. olmadığı sürece ve şakaklarını (kafatasının en ince olduğu yerler şakaklarmış), ve ensesini (beyincik orada çünkü) çarpmadığı sürece endişelenmeyin, özellikle alın bölgesi çok sağlandır demişti.
Canıım öperim onu ben o şiş başından. Nasıl korktuğunu tahmin edebiliyorum. Çok geçmiş olsun.
Arca'nın minik şişinden öperim. Nazar boncuğu olsun oda :)
siz ne kadar panik halde koşturursanız onlar da o kadar kokruyor. "yok bişi çocuum" diyip serin durmak lazım ama 2.3.4. darbelerden sonra ancak vicdansızlaşıyor insan.
geçmiş olsun öperim uf olan yerlerinden
Geçmiş olsun çok. Malum bizimki fazla hareketli olduğundan çarmaya düşmeye alıştık. Yine de zor yaw. Özellikle morluk, şişlik filan. İnsanın canı acıyor. Bu arada düşe düşe ustruplu düşmeyi öğreniyorlar. Kaleci gibi enteresan hareketlerle başı kurtarıyor artık eskisine göre. Öperim ben de kafayı, sehpayı da döverim, yapmasın bi daha.
Çok geçmiş olsun canım allah beterinden saklasın. Bu arada Özgür anne sehpayı döverim de dememek gerekiyormuş:)) Hele gidip sehpaya vurursan ya da kızımı ,oğlumu uf yaptın dersen bebişin elinden sorumluluğu alıp nasılsa ben yapmadım o yaptı moduna giriyomuş ki bu da hayatı boyunca kullanacağı savunma mekanızmaları davasının bozuk şekillenmesine neden oluyomuş:)) Mış ta mış:)))))))
Çok geçmiş olsun:((
Oyy kıyamam ben ona , canım benim . Seninde tepkini gözümün önüne getirebildim desem :)) Panik olmuşsundur . Hele bir yürümeye koşturmaya başlasınlar sen asıl o zaman gör bunları . Neyse şimdilik ucuz atlatılmış sanırsam .
Bu arada anne yazarın yorumunu ilginç buldum . Daha neler öğreneceğiz değil mi ?
Bir sonraki buluşmayı 4 gözle bekliyoruz . İyi senelereeee..
Yorum Gönder