22 Aralık 2009 Salı

Çam Süsleme Geleneği

Geçenlerde posta kutuma düşen bir yazıyla yeni birşeyler öğrendim, hristiyan kardeşlerin Christmas'ı öncesi paylaşayım, havaya girelim dedim.
sevgili lalenin bahçesi de Sümerolog Muazzez İlmiye ÇIĞ'dan bahsedince aklıma geldi, copy-paste paylaşımı yapayım dedim, buyrunuz...


Hıristiyanların İsa'nın
doğuşu olarak kutladığı Noel bayramı, çok eski
Türklerin yeniden
doğuş bayramıdır.

Türklerin, tek
Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre,
yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı
bulunuyor.

Buna hayat
ağacı diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim
bütün halı, kilim ve işlemelerimizde
görebiliriz.

Türklerde
güneş çok önemli. İnançlarına göre gecelerin
kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22
Aralık'ta gece gündüzle savaşıyor.

Uzun bir
savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor.

İşte bu
güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük
şenliklerle akçam ağacı altında
kutluyorlar.

Güneşin
yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak
algılanıyor.

Bayramın adı
NARDUGAN

(nar=güneş,
tugan, dugan=doğan) Doğan güneş.

Güneşi geri
verdi diye Tanrı Ülgen'e dualar ediyorlar.

Duaları
Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar,
dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler
diliyorlar Tanrıdan.

Bu bayram için,
evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın
etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar.
Yaşlılar,
büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya
gelerek birlikte yiyip içiyorlar.

Yedikleri; yaş
ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ve
dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır,
uğur gelirmiş.

Akçam ağacı
yalnız Orta Asya'da yetişiyormuş.
Filistin'de bu ağacı bilmezlermiş.

yüzden bu
olayın Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunu
da Hunların Avrupa'ya gelişlerinden sonra onlardan
görerek aldıkları
söyleniyor.

İsa'nın
doğumu ile hiç ilgisi yok.

"Doğum,
güneşin yeniden
doğuşu"



not:
resmin kaynağını bilmiyorum, google dan buldum, sahibine teşekkürler

5 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

Biz pagan geleneklerimizi bile kaptırmış bir milletiz valla:)))

Ağaç süslemek, bu süslenmiş ağaçları görmek içimi neşeyle dolduruyor...

Sevgilerimle

Adsız dedi ki...

ben de cok seviyorum agac susleme isini, o ruh iyi geliyor bana.
bekarken suslerdik ne guzel ev arkadasimla.
bu sene doruk icin bir fidan dikecegiz sanirim.

kuzunun annesi dedi ki...

Bu yazı 1 ay önce benimde mailboxıma düşmüş ve beni mutlu etmişti. Gecen gece teketekte M.İlmiye Çığ tekrar bu savı onadı ve bundan mutluluk duymak gerektiğini söyledi . Bir sürü beyinsizde Fatih Altaylıya mail atarak hristiyan geleneklerini mi pompalıyorsunuz falan dediler . Enteresandı , ama öyle uykum vardıki tamamını segredemedim programın , Eloş sagolsun .
Cam süslemek bencede güzel bir adet . Seneye Eloş için alırım diye düşünüyorum , bu sene bir şey anlamaz pek .

fatma dedi ki...

Valla biz ne milletmişiz ki, her şeyi ilk biz yapmışız da, elin avrupalısı kapmış:))))
Ağaç süslemek isteniyorsa süslenir ve hatta christmas kutlanmak isteniyorsa da kutlanır. Herkes yaşamak istediği gibi yaşar. Eleştirmek isteyen de eleştirir.
Benim açımdan sıkıcı ve acı olan bunlar için bahaneye ihtiyaç duyulması.
Bu yazılanlar ne kadar ilmi bilemiyorum, galiba bir şeyin bilimsellik kazanması için kaynaklarının belirgin olması ve bu alandaki etkin kişilerce de kabulü ve geçerli bilimsel kaynaklarda yayınlanmış olması gerekir ki, yukarda yazılanlar bu açıdan masaldan öte bir şey değil...

yeliz dedi ki...

Fatma haklısın ama yukarıda anlatılanlarbir sümerolog tarafından kaleme alındığı için ben yeterince bilimsel buluyorum