7 Ekim 2010 Perşembe

İzmir'e sonbahar gelmiş!

Bu sabah içim üşüdü, güneş de gitmiş. Demek ki neymiş? İzmir'e sonbahar gelmiş!

Sadece hava mı? Bizim eve sonbaharın gelişi ufak tefek değişikliklerden fark edilir. Ev içinde giyilen penye şortlar hafiften kaldırılır, uzunlar çıkar. Misal düne kadar pike ile uyurken ani bir karar ile battaniyeye geçilir. Bir tane de salondaki koltuğa konur ki Arca uyuduktan sonra her ne yapılıyorsa (TV, PC, kitap…) bacaklar üşümesin.

Tarhana akşamları başlar. Dün törenlerle tarhana akşamlarının açılışını yaptık. Annem muhteşem tarhana yapar, ne pütürsüzünden, kaynattın mı kaymak gibi olur, fırından yeni çıkmış ekmekle el ele tutuşup mideye akarlar. Evde yemek yoksa tarhana vardır!

Arca’ya geçen sene indirimden alınan “2 yaş” cicileri çıkarılır, denenir, etiketleri çıkarılarak makinaya atılır. Hafiften dolapların düzenlenmesi planlarına başlanır. Eee ne de olsa havalar soğuyasıya kadar ertelenmişti, artık zamanıdır. Bir cumartesi günü birkaç saatliğine Arca anane-babane-hala veya teyze olasılıklarından biri seçilerek şutlanacak, tüm dolaplar kışa göre düzenlenecektir. Bu hafta Buca Gölete gidildiğine göre en iyisi bu işi haftaya halletmek!

Babamın 19 Mayısta törenlerle terk ettiği yün atletiyle buluşması tüm aileye duyurulur ki sonbaharın geldiği resmiyet kazansın. Olur da ses seda çıkmazsa, havalar hafiften serinledi mi babama sorarız “yün atletini giydin mi?” Hemen gömleğini sıyırır “işte burada” der! Tamamdır! Sonbahar gelmiştir!

İlker kanepede her gece istisnasız uyuyakalır. Bazı günler Arca’yı uyumaya götürürüm, bir bakmışım İlker çoktan uyumuş. İnatla ben gitmeden yatağa da gitmez, öyle bütün akşamı kanepede geçirir.

Sonbahar başlangıçların mevsimidir ya… Yeni kararlar alınır! Aklının bi köşesinde varken ama bir süreliğine ertelenmişken bir fırsat çıkar karşına ve “tamam şimdi !”dersin!! Hayatın da küçük değişikliklere ihtiyacı var.

9 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

bize bu gün kış geldi, daha uzun sonbahar yürüyüşleri vardı, koruda yapılması planlanan... taze fasulye koyacaktım dondurucuya...ama bu gün kış geldi... geçen gün polar örtüleri çıkardım, hadi artık hazırım kış demiştim, o da inanıp hemen geliverdi:)
Tüh keşke İzmirde olsaydım, Aslanım Arca bize gelirdi... kışa hazırlık seromonisinde.

ruhdagı dedi ki...

Sonbaharın gelişi ne güzel :)

Babanın yün atleti çok hoşuma gitti. Tanıdığım biriymiş gibi geldi ve sıkıca kucaklamak istedim :)


Ben çok mutluyum kapalı havadan ama tek üzüntüm Ege'nin sevimli bacaklarının örtülmüş olması. Her alt değişiminde bacaklara yumulmak serbest ama :)

Öpüyoruz seni :)

alev ertürk dedi ki...

Sonbahar mı???İstanbul da tam anlamıyla kışş...resmen donuyoruz bizden battaniyeler kalkıp ta yerini yorganlar alalı tam 1 ay olacak :)))Kışı sevmem hem de hic sevmem şimdiden yazı göresim var hemen yaz gelse olmaz mı :((
cok güzel bir yazıydı ellerine sağlık :)))

yeliz dedi ki...

hahah çok güldüm lale, demek bişey istesen olcakmış:) baharlar uzun sürsün, kışlar kısa...

yeliz dedi ki...

ruhdağım ben de seviyorum sonbaharı, keyifle karşılıyorum... ama şimdi batikli tulumlar giyecek, yine çok sevimli olacak:)
biz de sizi kocaman kucaklıyoruz.

yeliz dedi ki...

sevgili alev,
ben de pzt istanbuldaydım burası yazken orası sonbahardı, birkaç günde mevsim nasıl da döndü:) ben de kış sevmiyorum, hep bahar olsun:)

Hülya Cinsçiçekçi dedi ki...

yün atlete koptum :)
eskiden hayat bilgisi derslerinde sorarlardı ya .. mevsiminin geldiğini nasıl anlarsınız diye.. işte yapraklar dökülür, kar ağar, ağaçlar yeşillenir, göçmen kuşlar hötürüzöt zöt yaparlar.. ne salakçaymış onu düşündüm şimdi.
takvime bakarak anlarız oysa ki..
ilker sen de kalk yerinde yat adam gibi, sırtın ağrıyacak bak sonra...
çok yoruldum ben bugun de saracak yer arıyom. öptüm herkeşleri
i

yeliz dedi ki...

biz de seni öptüm hülyacan:)

yeliz dedi ki...

biz de seni öptüm hülyacan:)