Öğleden sonra gittik, ciğerleri dinledi, iyi dedi ama yine de ciğer filmi istedi.
İşte herşey böyle başladı. Önce damardan bir tüp kan alındı, Arca sarsıldı. Sonra boğaz kültürü. Sonra röntgen, kollar bacaklar tutuldu, orantısız güç kullanarak yatırıldı. O bir tüp kandan sonra acımayacağına ikna edilemedi. Kaka tahlilinin icraatı müteakip acilen yapılmasına karar verildi.
Sonuçlar elimizde doktora gittik. Ciğerin dörtte biri enfeksiyon ile kaplanmış olarak görüldü. Hastanede yatak ayarlayalım dedi doktor. Zatürreye çevirmiş. Biz çöktük. Hızlı ve acil bir müdahale, damardan antibiyotik ve hastane bakımını şart koştu. Yırtamadık. Hazırlıksızız. Hem fiziksel hem ruhsal olarak duruma hakim değiliz, adapte olamıyoruz. Kendimiz alışamadık, Arca'yı hazırlamaya vakit yok.
Ege Sağlıka kayıt yaptırıyoruz ama bir rüyada gibiyiz. Yeterince badire atlatmışız zaten. Bir odaya çıkyoruz Arca ile ikimiz. Katiyen kalmak istemiyor sürekli "eve! eve!" Hemşireler geldi. Damar yolu açacaklar. İlker dayanamadı, bayılmaya ramak kala kendini dışarı attı. İki bacağım ile bacaklarını mengeneye aldım, çenemle başını ellerimle ellerini tutuyorum. Neyse ki ilk seferde damar bulundu, takıldı. Hadii bu defa da o zımbırtıyı çıkarmak ister.
Benim sinirlerim boşaldı, ben ağlarım Arca ağlar.
Kucağımda "bana bir masal anlat baba" şarkısı eşliğinde uyudu.
Akşam evde eşyalarımız taşındı, Arcanın oyuncakları kitapları, bilgisayarlar, DVD ler, bir bavul eşya...
Sabaha karşı serum hortumunun çıkarak yatağı tavuk boğazlanmışa çevirmesini saymazsak iyi bir geceydi. Uyuduk.
Gündüz daha uyumluydu Arca. Tabii ki "eve"ler, "çıkar bunu"lar devam etti. Ama ziyaretçileri vardı, herkes oyncak kitap getirmiş Arcaya acayip mutlu oldu, oyalandı.
Akşama doğru dans ediyordu, hemşirelere yeni figürlerini gösteriyordu.
Hastanedeki odamızdan birkaç manzara... Pazartesiye kadar buradayız.

Arca uyurken serumu yemekte.

Guffy ve Pluto'ya damar yolu açtık birlikte. Kollarında sargı bezi var, Arca gibi. Arca ateşlerini ölçüp damardan ilaç veriyor, tıpkı kendi gibi.

Test sonuçlarının üzerine park etmiş arabalar. Her yerdeler.

Bilgisayarda defalarca Cars izlendi. Ratatuy, Incredibles ve Ice Age ile tanıştı. İki yıldır özenle baktığımız nöronları birer bire öldürdük son 24 saat içinde!
Son birkaç cümle: Aslında son derece ciddi bir travma Arca için yaşadıkları. Tüm o tahlil ve tetkikler, sonra evinden ayrı kalmak, kolundaki zımbırtı herşey ama herşey aleyhine. Ama yine de mutlu yine de dans ediyor, gülüyor eğleniyor. Neden? Çünkü anne babası yanında, ihtiyaç duyduğu sevgi onunla. Bu kadarı bile çektiği acılara gülüp geçmesine yetiyor. Biz bu yaşımızda bunları yaşasak bu kadar güçlü olabilir miydik? Sanmıyorum. Ama olmalıyız, sevdiklerimiz yanımızda ise sızlanmamalı dört elle sarılmalıyız sahip olduklarımıza. İyileş çocuğum, iyileş ki yine kahkahalarla gülelim eğlenelim.
Biraz daha serum alsın diye aytakta kalmaya çalışıyorum, yazmak iyi geldi, şimdi yanına kıvrılıp kokusuyla uyuyacağım.