22 Temmuz 2013 Pazartesi

Cimri kadının alışveriş rehberi

İndirim dönemi haricinde elini cüzdanına atanı harcarım, bozuk para gibi harcarım.

Çok ihtiyacın varsa - ki hadi dürüst olalım, hiçbir kadının “gerçekten” hiçbir şeye çok ihtiyacı olmaz – o sitelerden alışveriş yapabilirsin. Ama o fotoğraflardaki çıtı pıtı hatunların üzerinde durduğu gibi duracağını sanıp da sepetini doldurma bacım. Zira senin gibiler sayesinde tekstil markaları on senelik outlet mallarını bir senede tüketmişler. Yapacağın şey basit, mağazalara sık sık uğrayıp deneyeceksin. Hem indirim öncesi tenha olur. Denediğin ürün bir şekilde o sitelere düşecek, düştü mü de havada kapabilirsin. Böyle bir Mudo elbisem var, allah seni inandırsın, indirimi beklesem bedenimde bulamayacaktım. Sezonda yarı fiyatına aldım.

İndirim döneminde bile sırf yeni üyesine 20 TL’lik ilk sipariş indirimi yapıyor diye, siparişimi ikiye bölüp İlker’i de üye yapıp, indirimin üzerine 40 TL’lik indirim almış utanmaz bir tüketiciyim. Üzerime deneyip hemen oracıkta telefondan sepete eklediğim ürünler var kaçmasın diye. Hayır mağaza ismi vermeyeceğim, sonra foyam ortaya çıkar, kapısından sokmazlar beni.



Kapısına yakında “wanted” ibaresiyle bir fotoğrafımı asacaklardan biri de Nine west. Her alışveriş merkezindekine girerim, affetmem! Umumiyetle İlker’i de sokarım, o modeli seçer ben indirimi beklerim. %50, katiyen tatmin etmez. Bu günlerde indirimin %70’e çıkacağının kokusunu alıyorum, uzakta ağır ağır pişen kahvenin huzurlu kokusu gibi usulca geliyor burnuma. hmmm nefis… “Türk kahvesi ateşle değil, sabırla pişer” diye bir laf vardır, işte ayakkabı indirimi de öyle sabırla pişer, ağzıma düşer.

Ayakkabı demişken babet dediğinin rahat olması lazım ama rahatlıktan yana ayaklarım ruh eşini bulmuş değil. Daha doğrusu değildi. Arca’ya indirimden pijama alalım demiştik. C&A’da (ben bu bunu kırolar gibi CEA olarak okuyorum, ofisteki Almancı arkadaşım se und a gibi bir şey okuyor, İlker “benim yanımda bari İngilizce okumaya çalış” diyerek utancını dile getiriyor, ben tınmıyorum. CE A işte peh!) babetleri 15 TL görünce atladım tabii. AA 36 yok. Sonra Gülçin’in yazısı bir film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden, 37 aldım. Evet bacım, babetin dandiği, bir numara büyüğü ve tabii ki 15 TL’lik olanı makbuldür.

Unutmadan, Zara, Massimo Dutti filan hep arkadaşmış, bunu arkadaşım Elvan’dan öğrendim, hepsi aynı anda indirime girerlermiş. İndirim vakitleri de Temmuzun ilk haftası ve Ocak’ın ilk haftası, umumiyetle Perşembe günü olurmuş. Utanmadan sorarım ben, alışverişte utanmak yok. Bu Dutti sadece Forum’da var, İlker de pek sever gömleklerini bu markanın. İndirim zamanı geldi miydi, uzatır kafamı dükkandan içeri sorarım, “indiriminiz ne zaman başlayacak?” Sonunda çareyi “telefonumuzu verelim bir mesaj atın” demekte buldum. Kasadaki bayan da yukarıdaki pek mühim bilgiyi paylaştı ve dükkan benden kurtuldu.

“Bunun ederi bu” anneden kıza geçen çok faydalı bir “alışverişte kendine hakim olma” yöntemidir. Annem pazarda bile pazarlık eder, malın ederini tespit eder, beğenmeyen tezgaha da arkasını döner gider. Çok defa yoldan çevrilip “tamam abla sana olsun” ile kendi tespit ettiği ederde malı kapatmışlığı vardır. Söylemesi ayıp, bu güzide gen annemden bana da geçmiş.

Geçen indirim tezgahlarını kurcalıyorum, pijama almak istiyorum kendime. Abicim indirimde bile 25 tl takımlar. Elim gitti geldi, bıraktım, onun ederi o mu? Değil! Hazır Arca yazlıktayken geçen akşam pazara uğradım. 3,5 TL alt (üstelik LaSenza :P) 3,5 TL pamuklu üst kapmışım, bir de onları kombin etmişim, al sana 14 TL’ye iki takım pijama.

Pazar, iyidir, candır. İndirimden 20 TL’ye bulamayacağın penyeleri 5 TL’ye düşürürsün. Ayağına Birkenstock giyebilirsin ama el kadar t-shirt’e 20 TL verme bacım, gözünün yağını yiyeyim, verme! Semt pazarının, pazarcının yanında ol!

10 yorum:

Tuten dedi ki...

İstanbul'da yaşayacak hatunmuşşsun, gel bir hsonu pazar yapalım yani annemle yap süpersdir bu konudfa. İzmir zayıf bence tekstil konusunda.

buya dedi ki...

off ya bu pazarlık geni bi bende yok... her yere kocamı götürüyorum pazarlık yapsın diye. benimle gelip pazarlık yapmazsa ürne bakıyorum...bakıyorum...bakıyorum sonra buna gerçekten ihtiyacım var mı, şimdi kabine girip denemeye değer mi, ederi bu mu diye düşünüyorum hatta o kadar çok düşünüyorum ki vazgeçip almadan çıkıyorum. ama es kaza bir ürüne aşık olduysam, vurulduysam elimden hayatta bırakamıyorum yok öyle indirim dönemi falan bekleme yok, bıraktığım anda başkası alırsa diye anında ödeyip alıyorum. ama bu dediğim çoook nadir oluyor.
ve dediğin gibi bi tane penyeye dunya kadar para verilmez zaten o verdiğinde ürünün parası değil,etiketin parası oluyor...

Unknown dedi ki...

Yeliz süpersin, acilen senden "alış-veriş" dersi almam lazım, ya da annenden gen aktarımı yapıp olayı ucuza mı kapatsam:) Bu arada o tabii ki CE-A :)

yeliz dedi ki...

yaşadım zaten:)))10 sene hem de :)) bütün semt pazarlarını bilirdim.
bakırköyde oturuyorduk, çevrede üç ayrı market vardı umumiyetle aldığım ürünler hangisinde daha ucuz bilirdim ve üşenmez bir market alışverişini üç ayrı marketten tamamlardım. ve evet izmir zayıf ama yine hatay bostanlı pazarı filan iyidir. candır:)

yeliz dedi ki...

onu ben de yapıyorum hatta üründen önce etiketine bakıyorum. satın almayacağım ürünü denemiyorum bile:)

yeliz dedi ki...

denizcim gel beraber alışverişe çıkalım seninle, yeminle içindeki bütün alışveriş canavarlarını tek tek öldürürüm:) yurttan oda arkadaşlarımla market alışverişine çıktığımızda, kasaya gitmeden evvel sepetlerini denetlerdim gereksiz bir şey alanın sepetini boşalttırırdım. hatta belli parası olan benimle markete giderdi, şu kadar param var daha fazla harcatma bana derdi, bütçesine göre alışveriş yaptırırdım çok cimriyim çoookkk:)

Unknown dedi ki...

süpersinnnn:)

Adsız dedi ki...

Hatay Pazarı'na gidiyorsun. Çocukluğumda ve genç kızlığımda annem birkaç kez götürdü. Kalabalığı ve adım adım ilerleyen insan trafiğini görünce her gittiğimde içim daralmış ve hiçbir şey alamamıştım. Sonra pazarın yakınında mola verdiğimizde, aldıklarını poşetlerinden çıkarıp çıkarıp birbirlerine gösterenleri görünce ''Millet neler buluyor yaaa, biz niye bir şey alamıyoruz?'' diye annemle hayıflanmıştık :) Yazdıklarına sonuna kadar katılıyorum, bir sezon, iki sezon giyilecek tişörte 10 liradan fazla para verilmez :) Pelin/ İzmir

Sıla Topçam dedi ki...

Ben de istiyorum:))) hiiç anlamıyorum bu işlerden. Kafam karışır hep alışverişe çıktığımda hiç bir şey bulamam. Bir de pahalı pahalı şeyleri görünce sinirim bozuluyor, göZ göre göre kazıklıyorlar insanları

Sıla Topçam dedi ki...

Ben de istiyorum:))) hiiç anlamıyorum bu işlerden. Kafam karışır hep alışverişe çıktığımda hiç bir şey bulamam. Bir de pahalı pahalı şeyleri görünce sinirim bozuluyor, göZ göre göre kazıklıyorlar insanları