23 Temmuz 2014 Çarşamba

Beni entel edenler utansın!

Geçen akşam İlker ve Arca hafıza kartı oynuyorlar halının üzerinde. Ben ise hayretle bakıyorum bu ikisine. Hayret edilecek durum şu ki; bu ikisi güya oyun oynuyorlar ama tepelerinde bangır bangır televizyon açık.

Televizyonda da belgesel filan yok hani çocuk iki hayvan yüzü görsün.

Memetali beeeyy var.
Bu yazın ya da Ramazan’ın diyelim Türk seyircisine armağanı yarışma programları. Ben çok seviyorum, bakma burun kıvırdığıma. O Selçuk Yöntem’in sunduğu yarışmada kendimi bir kaptırıyorum, cevaplarım doğru çıktıkça uçan yumruklar atmosferi dövüyor, o kadar diyeyim. Sonra Kenan Işık’ın yarışmasını seviyorum. Neden? Bir şey öğreniyorum, ne bileyim en azından kulağımın dibinde Memetali beeeyyyyy diye hönküren, hiç yakışmadığı halde gevşek gevşek kırıtan garip insansılar olmuyor. Üstelik yarışma yeni filan değil! Kim hatırlamıyorum başka biri sunuyordu gecenin bir vakti. Memetali de farklılık katayım derken bayağılığın dibine vurmuş.

Memetali bey, yerlere yatıyor seyirci kopuyor, Memetali bey kırıtıyor millet çıldırıyor. Arkadaş bu neyin kafası? Hani bilelim de ona göre biz de alalım, ortamlara akalım. Hani Ramazan olmasa bunlar seyircisiyle, sunucusuyla hatta sahne arkası ekibiyle çekmiş gelmiş diyeceğim.

Sonra Yeliz niye televizyon izlemiyor. Ulan nesini izleyeceğim? Daha sesi oturmamış el kadar çocuklara “yalnızım dostlarım”ı defalarca okutmalarını mı, istismarın daniskası! Bu kadar mı kötü olur bir yarışma programı? Çarkıfelek olmuş kartıfelek, milletin kredi kartı borçlarını siliyorlar, bir de orada anlamadığım bir grup insan var, onlar yarışmacıların yakınları mı? Her ne haltsa… Türkiye’nin içler acısı halini görmek için televizyonun düğmesine basman yeterli. 

Elle tutulur bir tane program yok yav! Biz de concon entel kesim değiliz be kardeşim, hayır bir şey değil, zorla iptal ettirecekler televizyonu tam entel olacağız. Sonra Yeliz niye entel takılıyor, yok efendim kitap okuyor, aman efendim bıkbıkbık… Beni bu hale koyanlar utansın peh!

Not: “İzlemiyom diyon ama maşallah her haltı biliyon” şeklinde düşünen, aklından kısacık bir an bile olsa geçiren varsa, hiç dillendirmeden söyleyeyim. Bizim evde televizyon, eğer İlker evde ise, açıktır yavrum. Bu yukarıda saydığım türden, anlamak ve hatta hakim olmak adına üstün zeka seviyesine bile ihtiyaç duymayacağın programlardan haberdar olmak için başka bir odada olman bile yeterli. 

3 yorum:

elvan dedi ki...

:)) haklısın canım. Her konuda her durumda bir tuhaflaşma var son günlerde. Seyrederken beyni uyuşuyor insanın. Beni biliyorsun televizyonkolik ben bile baydım ;)

Bir Terazi Kizi... dedi ki...

Valla bizde televizyon yok,alti yildir ve de gayet insan yasayabiliyor onsuz,onun yerine iki kütüphane kitap var,nasil ama:))

yeliz dedi ki...

@elvan, yo hayır olamaz sen mi:))

@bir terazi kızı;
benim için de televizyon yok denebilir ama fiziksel varlığı ve evin içinde birilerinin seyretmesi bile sinirimi zıplatıyor. kitaplar ah kitaplar...

@bloglar yarışıyor
tşkler...