28 Eylül 2015 Pazartesi

Ben sana doyamadım doysun sarı yapraklar

Tekneyi çıkardılar denizden, römorka bağladılar, temizlediler, İlkerle Emre. Epey uğraştılar. İşleri bitince Emreler gitti, biz de toparlandık, çıktık yola. Arca daha Zeytinler kavşağını göremeden uyumuştu. Sağımdan akan yolu ve rüzgâr türbinlerini seyrediyorum, aklıma Don Quijote ve yel değirmenleri geliyor. İki cilt öyle uzun sürdü ki serüvenleri, sanırsın Don Quijote bizim uzaktan enişte. Kanımca çocuklar için olan versiyonda yel değirmenleri serüvenine kadar yazılmış, gerisi atlanmış. Yel değirmenlerinin üzerine 700 sayfa okudum hala bitmedi. 



Sağımda yol akarken benim taraftaki aynadan römorktaki tekneye de takılıyor gözüm. Sallana sallana geliyor. Bütün yaz koyda yüzmüştü, kah balığa çıkılmıştı, kah açığa yüzmeye… Hava izin vermeyince de bağlıyken üzerine çıkılıp denize atlanmıştı. Hava artık denizde bırakılmasına izin vermeyeceği için şimdi depoya gidiyor. Bana bu yaz az geldi. Az mı tatil yaptık? Yoo.. Hem kafamız hem de bedenimiz çok çalıştı, çok yoruldu, belki ondandır, belki de psikolojiktir. Evet bak bu olabilir, ben yaz seviyorum, sıcak seviyorum, yaz hiç bitmesin istiyorum.

Yazı sevmek için milyonlarca sebep sayabilirim!
Bi’ kere sıcak iyidir. Üşümektense terlerim arkadaş. Doğru kullandın mı klimayı bile sevebilirsin.
Sonra yaz akşamları balkon sefaları… Gerçi ben hava iyice kötülemediği sürece içeri pek girmem ya… Geçen İlker’le balkonda yemek yiyoruz, baktım baktım da bizim sokakta bizden başka balkonda yemek yiyen, oturan yok. Üstelik hepsinin de balkonları büyük. Tamam manzaramız yok ama önümüz açık, dışarda ferah ferah oturmak varken niye içeri tıkılalım ki? Sırf bu balkon sevdası yüzünden o camlı balkon kapatma olayına girmeyi hiç düşünmüyorum ki etrafımda yaptıranların tamamı memnun
Bisiklet mesela. Kışın bisiklet sürme raconlarını hiç bilmiyorum, yazın püfür püfür pek hoşuma gidiyor. Bir de tabii en güzeli yer cücesiyle birlikte bisiklet sürmek…

Battaniyeye sarınıp okuma koltuğuna kıvrılıp okumak kadar muhteşem olmasa da açık havada kitap okumanın da tadı bir başka canım:)

Televizyonda izlenecek bir şey olmaması da yazın en sevdiğim şeylerden biri. Böylece televizyon iptal ve birbirimizle daha çok vakit geçirebiliyoruz. Aynı zamanda ayrı da vakit geçirme bahanelerimiz var. Benim kitap kulübüm ve İlker’in balığa çıkması mesela…

Yazın lahana gibi giyinmezsin, birkaç elbise, birkaç kombinle tüm haftayı geçirebilirsin. Şimdi kış gelecek işin yoksa kat kat giyin.

Hem toplu taşıma da ne iyi olur yazın. Klimalar çalışır, milli eğitim mensupları tatilde olduğundan bomboş olur, rahat rahat seyahat edersin.

Yaz güzeldir ya, serin sabahlarıyla, nemli akşamlarıyla, deniz ve çim kokusuyla güzeldir...

Şimdi sarı yaprakların, sert esen rüzgarların, uzun gecelerin mevsimi geliyor, peh!
Yaz ben sana doyamadım, doysun sarı yapraklar! 


11 yorum:

aaa dedi ki...

Yelizcim, günaydın. Ben de çalışırken yaz en sevdiğim mevsimdi. Çünkü izin kullandığım, ailemle daha çok zaman geçirebildiğim vs vs. Oysa emeklilik sonrası kışı seviyorum. Bir kere sosyalleşiyorsun. Yazın herkes bir yere savruluyor. Kışın tüm özlediğin arkadaşlarınla bir araya geliyorsun. Yağmur da soğuk da olsa giy botunu çık sokağa. Bir de kalın bir mont giydin mi rahatsın. Ama sıcakta sokağa çıkmak azap. Velhasıl daha pek çok nedenden artık kışçıyım ben:)))))))))
Sevgiler
Eski yazcı yeni kışçı Çenebaz:))))

Gulcin dedi ki...

Yaz gibisi var mi Yeliz ya dedigin her seye katiliyorum her seye.

Ama bu sene kisi da sevdigime karar verdim ben. 1 guzel yonunu budum. soyleyeyim mi? Turkiyeye biletler ucuz rahat rahat gelebiliyorum :)

Bir dahaki yaza haziranda gelsem eylulde donsem. hep cesmede olsak. tekneye de ciksak. ne guzel olur ah...

TUĞBA'NIN DÜNYASI dedi ki...

Yeliz;
Biz de yazı sevenlerdeniz ama ekim doğumlu olduğum için sonbahara karşı da büyük ilgim var ama kıştan pek haz etmiyorum. Yalnız şu bir gerçek de yurt dışında olanlar için özellikle kışları daha fazla imkan bulunabiliyor. Yazın tatil fikrinden denizden insan kendini ayrı tutamayınca pek çok şey yapmaya olanak kalmıyor. Ama kışın (özellikle de benim gibi kayak falan tatili sevmeyenler için diyorum) arkadaşları görmeye, dışarı çıkmaya, ev için bir şeyler yapmaya daha çok zaman kalıyor. Yaz tatillerimiz huuup diye geçiyor senelerdir bir şey anlamadan ve bakıyorum kışları ne çok şey yapıyoruz. Sanırım 15 sene oldu en az bisiklete binmeyeli, oysaki çoook çook severim. Döner dönmez eşimle ilk iş bisiklet alacağız,İzmir'de karşıyaka sahilde herkes deli gibi bisiklete biniyor. Ben de artık bizim evin oralarda bolca gezerim. En büyük hayalim döndüğümde arkadaşlarımı toplayabileceğim bir evim olacak ve bisikletim. Bir de tabi Türkiye'de çok çeşitli sebze olduğundan, evimde bol bol sebze ve salata yapabileceğim:) Ayrıca tüm sevdiğim kitaplarımın da her an elimin altında olacağı bir kütüphanem olacak, daha ne isterim:) Sağlık olsun ki o olmadan hiç bir şeyin tadı tuzu olmuyor. Yalnız yazı seviyoruz evet ama bu sene izmir bizi heba etti. Cezayir'de bu kadar yanmadık, terlemedik. Sanırım döndüğümde, özellikle de yazları Cezayirin havasını özleyeceğim.
Sevgiler

okuyanguzel dedi ki...

Evet ben de Kasım doğumluyum ama tam bir yaz severim. Ben de doyamadım bu sene yaza ve kış gelmese diyordum ki senin bu yazın geldi.

Önerim mevsimlerin şu şekilde düzenlenmesi : İlkbahar-Yaz-Sonbahar-Yaz

Aslında bunu yapabiliriz ama olmuyor ki. Mesela şu anda güney yarımküreye geçsek kış bitene kadar orada yaşasak ve oraya kış geldiğinde kuzey yarımküreye dönsek mesela diyorum.

Ahu

gulsenz dedi ki...

Yazılarınızı çok özlemişim...Her gün açıp açıp bakmaktan yorulmuştum artık ne yalan Söyleyeyim :)) İzmir'e taşınalı 1 yıl olmuş ve klimalı hayata daha alışamamış ve devamlı klima tarafından çarpılan biri olarak şu klimayı doğru kullanma yöntemlerini de bir post haline getirseniz keşke...sevgiler 😘

yeliz dedi ki...

evet insan büyüdükçe zevkleri de değişiyor, yine eskisine göre sonbaharı daha bir seviyorum, haksızlık etmeyeyim:)

yeliz dedi ki...

ah süper olur süper:))

yeliz dedi ki...

karşıyaka bizim buralardan daha elverişli bisiklet binmeye her eyere bisikletle gidersiniz ne şahane olur. döndüğünüzde hem tanışırız da:)

yeliz dedi ki...

hhahah aynısını geçen arca dedi, hadi güney yarımküreye geçelim peki:) ben aslında ekvator dolaylarında yaşasam diyorum hemp bir ılık hava ne şahane olur

yeliz dedi ki...

sahi tam bir kamu spotu gibi olur. Yapayım ben o işi ama yaza doğru:)

TUĞBA'NIN DÜNYASI dedi ki...

Bizim ev Seyrek, Villakent'de. Ama orası da geniş bir bölge olduğundan bisiklete keyifle binilebilir. Eşimin ailesi Karşıyaka'da ve pek çok arkadaşımız da. Yani o civarlarda hep olacağız. Bisiklet için de güzel bir yer karşıyaka, bostanlı. Birlikte de bineriz belki bir gün. Tanışmak için heyecanlıyım inan. Hadi bakalım az kaldı:)
Sevgiler