3 Aralık 2015 Perşembe

Aralık, Sindrella Kompleksi ... ortaya karışık...

Sizi bilmem ama ben Aralık ayında seyahat edeceğim hem de bir değil iki değil tam dört kere! Üçü İstanbul biri Ankara. Bakanlık “projeyi bitirdik gel anlatalım” dedi, kıramadım kerataları puhahahah! Yok yav ciddi bir piyasa gözetimi söz konusu, nasıl gözetleyecekler bizi bir öğrenip geleceğiz, sonra ters köşe olmayalım. Yani yılbaşına kadar hemen her hafta havaalanlarındayım, beklerim:)

Aralık ecnebilerin ve Hristiyan kardeşlerin tatil zamanı, biz de atmosferinden yararlanacağız tabii ki… Bu hafta bizim oğlanın okulunda kermes var, Alman konsolosluğu tertip ediyormuş, geliri Behçet Uz çocuk hastanesine verilecekmiş. Bana böyle etkinliklerle gelin kardeşim, ne o öyle götünle balon filan patlatmak?! (aylar geçti hala utanç duyuyorum:P)

Yılbaşı atmosferi demişken, bizim ağacı haftaya kurarız artık. Arca hatırlattı, geçen sene kahvaltı organizasyonu yapmışız, sonra da ağacı misafirlere kurdurmuşuz, hmm iyi fikir. Ama daha iyisi toplamaya da davet etmek. (Zeynep burayı okuyorsun biliyorum, bunu bir davet - hatta iki - kabul et:P)


Geçen ay yapamadıklarımı yapmaya dair bir söz vermeyeceğim, hatta artık hiç söz vermeyeceğim, cayıyorum sonra, ciddiyetim sıfır. Fotoğrafçılık notlarımın kapağını açmadım desem? Bak mesela okuyacağım dediğim kitaplardan birkaç tanesi salladım, tamam kulüple okunacaklar dedik, sonra okuruz dedik de, olmuyor yani… Bloga yemek tarifi yazacakmışım, tabii görürsem söylerim. Bugün çocuğun okul formasını ütüleyeceğim diye sabah geç kaldım. Ne mutfak blogger’lığı yav yapma allasen!

Allah için kasımda çok kitap okudum, 2015 yılı için 50 kitap okurum demiştim, çoktan hedefimi tamamladım. Bu sebepten bu ayımı Orhan Pamuk - Kara Kitap'a vakfetmiş durumdayım. Ah ulen bırakmayacaktım elimden iyi de gidiyordu, şimdi işin yoksa tekrar gir kitabın içine. Fakat Pamuk da ne yazmış kardeşim, cümleleri kurup sonra birleştirmiş mi ne yapmış? Bir de bu en kolay okunan kitaplarındanmış, peh! bunu diyenler kanımca Masumiyet Müzesini ve o bozacının romanını okumamış. Onlar bunun yanında şuruptu şurup:)

Biz hala evde yardımcı konusunda yol alamadık. Bütçeyi denkleştirebileceğimizi sanmıyoruz, öyle asılı kaldı duruyor. Ama bir taraftan da düzen kurmak lazım, en azından temizlik için havva ablayı daha sık çağırmalı mesela, geçen bir ayı geçmiş, geldiğinde fazla para aldı, çok kirletmişsiniz evi diye de ayar verdi. Sağ olsun hiç sakınmaz lafını. Bu hafta sonu temizlik yapmıyorum hulen dedim, postayı koydum. Sadece uçuşan tozlara makine tuttum o kadar. Ama evin içindeki o garip koku bir türlü gitmiyor, yakında belediye çöp ev diye kapımıza dayanacak. Hele şimdi Sindrella kompleksini okudum ya, hiç kasmıyorum.

Sindrella kompleksi demişken, kitap bitti ve elle tutulur hiçbir öneride bulunmadı. Hani soranlar oldu diye söylüyorum. Ama farkındalığımı artırdı allah için. Ampul gibi aydınlandım. Belki kitabın güzel tarafı buydu, ne demesini bekliyorduk? 
"Sen kocayı bırak işe dön!"
"Sen okula dön doktor ol!"
"Sıradaki? Evet sen? Senden bi bok olmaz sen sindrella ol"
mu diyecekti? Kişisel gelişim kitaplarından her şeyi ama her şeyi hap haline getirip çözmesini bekliyoruz. Belki böyle alıştırıldığımız için. Bu kitap çözüm sunmak yerine olanı, olmuşu önümüze seriyor. İşte sen artık kendi payına ne çıkarırsan.

Her şeyi de devletten bekleme kardeşim otur kendi çözümünü bul:))) 

4 yorum:

okuyanguzel dedi ki...

Çözümü budum: Çalışmaya devam.

Bu arada akşama kadar eşşek gibi çalış, paranı kazan ama özel okul ücreti ödemekten kendine bir yardımcı bile ayarlayama ! Bu da saçmalık her çalışan kadının evde bir yardımcısı olmalı diyorum. Fakat sonucu değiştiremiyorum canım.

Çok kolay gelsin sana öpüyorum.

Unknown dedi ki...

Bir an önce, hızlıca daha sade, daha yavaş bir hayata geçmeli. Az bi parayla ama bol zamanlı bir yaşamın da olabileceği hayalini gerçeğe dönüştürmeli. Üf ya, hep plan hep plan. Bu kuşlar ne zaman bizim kafaya kardeşim :) Ben de bu yardımcı işini bir türlü beceremeyenlerdenim. Yakın bir gelecekte hepten evden bildirmeyi umuyorum hayırlısıyla. Ancak o şekilde zamana yayılan temizlik seramonileri sayesinde pür-i pak bir evim oalcak diye düşünüyorum.

Bu seneki 40 kitap hedefim olmadı. Çok yol katettim, bol bol geri dönüp, tekrar okuma yaptım. Üstüne bir de hırka ördüm. Olmadı ama olsundu, ben yine de mutluyum da, "da" işte. Neyse bacım, hadi meri krismıs :))

Adsız dedi ki...

bazı yardımcılar yarım gün geliyor. ben emekli olduğumdan beri tamamen duygusal nedenlerle her hafta ama yarım gün alıyorum. en azından haftada bir evin tozu alınıyor, süpürge yapılıyor, siliniyor. Sen de öyle birini bulmayı denesen.(akıl vermek gibi olmaın diycem, yanlış anlama)
Çenebaz

Gulcin dedi ki...

boyle bizi gaza getirip kendimizi sorgulatmakla mi birakti kitap ya.
baya umitliydim Yeliz bir sey cikacak diye vallahi bak. Nasil bir safsam arkadas!
seyahatler cokmus be Yeliz ama mottomuz ne olabildigince keyfini cikar. Opuyoru cok!
Seyahatten yeni donmus asiri yorgun Gulcin