Senelerdir (10 seneden fazla oldu) blog yazarım, yorum kısmı denetimsizdir, gelişine sallayabilirsin yani.
Şimdiye kadar küfür de yazıldı, laf da edildi yorumlarda, Allah biliyor ya bir tarafıma sallamadım, cevap yazmaya tenezzül bile etmedim.
Düne kadar. Dün maillerimi açtım bir baktım bloga yorum gelmiş, seneler evvelki bir yazıya.
Bana kendince had bildiriyor. Beni ettiğim laf konusunda terbiye edecek aklı sıra.
Hayatımda ilk kez çemkirdim. Oh be.
Benim muhtereme anlatırdım, bilmem kim küfür etmiş, bir başkası analığıma laf saydırmış, beriki ukalalık yapmış diye.
Sorardı, "sen ne yaptın" hiç derdim, hiç ne yapacağım, yok saydım, görmezden geldim ya da kibarca tersledim.
Kızardı bana, "ben olacağım ki HBKJHVGLKDFH ... "
İşte bu yüzden muhtereme sosyal medya hesabı açmıyoruz, hakaret davalarının birinden çıkar birine gireriz yeminle.
Neyse ya adam haklıymış, harbi iyi geldi.
Bu kadar iyi geleceğini bileydim, daha önceden böyle davranırdım, oh be.
Bundan gayrı tersim pis, çok fena dalarım sonra n'oldum olmayın.
Bu ara yorgunum, yoğunum, asabiyim. Var bir haller ya neyse Allah hayra çıkarsın.
Evle ve Arca ile ilgili işleri bu kadar paylaşıyoruz yine de yoruluyoruz muhteremle, inanılır gibi değil.
Hafta sonu geçti ve nasıl geçti anlamadım bile. En güzeli kitap fuarıydı allah için.
Cumartesi kurstan sonra geç kaldık, fuara gideceğimize gezmeye gidelim dedik, salladık.
Pazar öğlen üç aile çoluk çocuk kitap fuarına gittik. Pardon bir İlker eksikti. Kendisinin kitapla işi olmadığı için bizi fuarda bıraktı ve bisikletle Kordon turu attı. Basmane kapısı önü ana baba günüydü, bir kuyruk ki sorma. Lunaparkın oradan girdik. İçerisi geniş ve ferahtı, o kalabalığa rağmen gezerken sıkıntı yaşamadık. İzmirimin güzel insanları doluşmuş fuara, çok sevindiğimi inkar edecek değilim.
Elimiz kolumuz kitaplarla dolu (ben de hiç internetten kitap filan almıyorum ya, bulmuşken alayım dedim puhahah) Kordon'da bira içmeye yollandık. Oğlanlar kitap okuyup bir bira kapağı ile barın içinde futbol oynarlarken biz açık havanın keyfini çıkardık.
Bilmeyenler için söylüyorum, öğlen birası diye bir keyif var, ısrarla deneyiniz.
Diyetinin ortasında ve iradesinin zirvesinde bir insan üstü varlık olarak muhterem, bize bir bardak limonlu soda ile eşlik etti. Kendisini huzurlarınızda bir defa daha tebrik ediyorum.
Bende o döt yok abicim, en son irademi on iki sene evvel sigarayı bırakırken tüketmişim, şu anda söz konusu gıda/alkol olduğunda iradesiz, spor olduğunda tembel bir insanım. Allahtan hareket fırsatını kaçırmıyorum (yoksa bu iştaha yüz kilo olurum). Misal o biraları ve ara sıcakları götürmenin akabinde, pazara gittim, yürüyerek! Zaten arabayı alamazdım, bir bira içseniz bile alkollü araba kullanmayınız, kullananları ıslak odunla pataklayınız.
Metroyla in çık yapacağıma, yürürüm dedim, oh hava mis... Pazarın akşam saatini sevmedim ama, daha da bu vakit gelmem, bayılmış semizler, yumuşamış çilekler... Fiyatlar biraz düşmüş tabii ama değmez. En güzeli sabah pazarı. Bakalım bizim pazarı nereye taşıyacaklar, kepçeler dibinde, pazarın yarısı şantiye alanı gibi şimdiden, mayısta çıkaracaklarmış.
Neyse iş çok, ben kaçar.
4 yorum:
Niye bizim buralara gelmez ki kitap fuarı. Ne olmuş yani küçük bir yerde yaşıyorsak.
İrade mi? o da neymiş. İşim olmaz.
İlerdeki viyadük altına taşınacak :) bence baya aynı yerlerde oturuyormuşuz...
bence de her ilde ilçede kitap fuarı olmalı:)
oo iyi bari bir ara tümden kaldıracak yer göstermiyorlar deniyordu.
Yorum Gönder