22 Eylül 2016 Perşembe

Eş zamanlılık

Telefonda Timehop diye bir uygulama var. O gün için geçmişe hopluyor zıplıyorsun. Bugün bir bildirim geldi, bak diyor, bundan 1-2-3… sene evvel neler paylaşmışsın, neler yaşamışsın. Zaman makinesi gibi ama sadece geçmişe… (About Time filmindeki gibi)

Bu uygulamayı en çok Arca’nın bebeklik fotoğraflarına denk geldiğim için seviyorum. Bugün uygulama bana bir sürpriz yaptı, tam 8 sene öncesine götürdü beni, blogda bir haber vermişim o gün: IT’S A BOY!
  
Bakma benim yazıdaki aman da sağlıklı olsun bıkbıklamalarıma, ben aslında erkek olduğuna acayip sevinmiştim. O zaman için belli bazı sebeplerim vardı. Bir kere yeğenim muhteşem bir kız çocuğu, bunun üzerine kız mı doğurulur? Sonra İlker’in yeğeni, diğer Duru, o da ayrı bir güzellik abidesi. Değişik olacak bu, allahtan karşılaştırılacak bir kuzen filan olmayacak diye rahatlamıştım.

Sevinmemin tek sebebi tabii ki sülaledeki dişli dişi rakipler değildi.

Bir hayalim vardı.

Ben bu veledin büyüyeceğini, babasıyla kanka olacağını, onlar top oynarken kitap okuyacağımı, iki satır yazacağımı hayal ediyordum. Onlar baba oğul birlikte takılırken ben, onları keyifle izleyecektim, şükürler dolusu keyifle…

İnanmayacaksın ama oldu! Geçenlerde annemlerin yazlığında bunlar maç yapar ben de kanepede uzanırken, o vakitler hayalimde kurguladığım imgeyi, film gibi izlediğimi fark ettim.

Tam olarak bütün sahne. İlker ve Arca futbol oynuyor, Arca mızıkçılık yapıyor, İlker gol atamıyor, Arca atıyor ve bana koşup öpücüğünü alıyor!

Eş zamanlılık…

Sanatçı’nın Yolu  kitabında bahsettiği şey bu işte.

Kitaptan daha önce bahsetmiştim, hani bana bir hafta okumamı yasaklayan ve benim çok pis saydırdığım kitap. O karanlık günleri hasarsız atlattık, sonraları pek seviştik kendisiyle. Kitapta bir bölüm var, sık sık eş zamanlılıktan bahsediyor, hatta kitapla yolculuğunda sık sık soruyor, "bu hafta eş zamanlılık yaşadın mı?" diye. 

Eş zamanlılık = Bir vakitler hayalini kurduğun, istediğin şeyin gerçekleştiğine tanık olmak.


Ben yapabiliyorsam, herkes yapabilir!

Peki şimdi ne yapıyoruz? Derhal bir dileğimizin hayalini kuruyoruz. Tam olarak o sahneyi gözümüzün önünde canlanmasını seyrediyoruz, film izler gibi, belli mi olur belki benim gibi bir sekiz sene sonra filmin yeniden çevrimini izler, hayalimizin gerçekleşmesine şaşırırız. 

5 yorum:

Yurdagül Çelik dedi ki...

Eş zamanlanaya ben de çok inanırım.İmgeleme yöntemiyle hayal kurma da güzel bir yöntemdir :)

Yurdagül Çelik dedi ki...

Cepten hızlı hızlı yazıyorum.Yazı bozuk gelmiş :(

deeptone dedi ki...

çok tatlı yazı bu. o kitabı da senden öğrendim okuycam :)

Adsız dedi ki...

bunu çok yaşadım ama adının eşzamanlılık olduğunu yeni öğrendim. şu an hayalini çoook kurduğum bir dileğim var. ama 8 sene çok uzun. daha önce olsun:)))))olunca söz, buraya yazıcam
Çenebaz

Nehir'in Annesi dedi ki...

çok hoşuma gitti bu es zamanlilik, ve sizin yasadiginiz o tatli an benim de gozumde canlandi inanin...