Telefonda Timehop diye
bir uygulama var. O gün için geçmişe hopluyor zıplıyorsun. Bugün bir bildirim
geldi, bak diyor, bundan 1-2-3… sene evvel neler paylaşmışsın, neler
yaşamışsın. Zaman makinesi gibi ama sadece geçmişe… (About Time filmindeki gibi)
Bu uygulamayı en çok Arca’nın bebeklik fotoğraflarına denk geldiğim için seviyorum. Bugün uygulama bana bir sürpriz
yaptı, tam 8 sene öncesine götürdü beni, blogda bir haber vermişim o gün: IT’S A BOY!
Bakma benim yazıdaki aman da sağlıklı olsun
bıkbıklamalarıma, ben aslında erkek olduğuna acayip sevinmiştim. O zaman için
belli bazı sebeplerim vardı. Bir kere yeğenim muhteşem bir kız çocuğu, bunun
üzerine kız mı doğurulur? Sonra İlker’in yeğeni, diğer Duru, o da ayrı bir
güzellik abidesi. Değişik olacak bu, allahtan karşılaştırılacak bir kuzen filan
olmayacak diye rahatlamıştım.
Sevinmemin tek sebebi tabii ki sülaledeki
dişli dişi rakipler değildi.
Bir hayalim vardı.
Ben bu veledin büyüyeceğini, babasıyla kanka olacağını, onlar top
oynarken kitap okuyacağımı, iki satır yazacağımı hayal ediyordum. Onlar
baba oğul birlikte takılırken ben, onları keyifle izleyecektim, şükürler dolusu
keyifle…
İnanmayacaksın ama oldu! Geçenlerde annemlerin yazlığında bunlar maç yapar ben de
kanepede uzanırken, o vakitler hayalimde kurguladığım imgeyi, film gibi izlediğimi fark
ettim.
Tam olarak bütün sahne. İlker
ve Arca futbol oynuyor, Arca mızıkçılık yapıyor, İlker gol atamıyor, Arca
atıyor ve bana koşup öpücüğünü alıyor!
Eş zamanlılık…
Sanatçı’nın Yolu kitabında bahsettiği şey bu
işte.
Kitaptan daha önce bahsetmiştim, hani
bana bir hafta okumamı yasaklayan ve benim çok pis saydırdığım kitap. O
karanlık günleri hasarsız atlattık, sonraları pek seviştik kendisiyle. Kitapta
bir bölüm var, sık sık eş zamanlılıktan bahsediyor, hatta kitapla yolculuğunda sık sık soruyor, "bu hafta eş zamanlılık yaşadın mı?" diye.
Eş zamanlılık = Bir vakitler hayalini
kurduğun, istediğin şeyin gerçekleştiğine tanık olmak.
Kitabı okumadan önce de benzer deneyimler
yaşamıştım, hatta neyi dilediğine dikkat etmek gerek demiştim, doğru.
Ben yapabiliyorsam, herkes yapabilir!
Peki şimdi ne yapıyoruz? Derhal bir
dileğimizin hayalini kuruyoruz. Tam olarak o sahneyi gözümüzün önünde
canlanmasını seyrediyoruz, film izler gibi, belli mi olur belki benim gibi bir
sekiz sene sonra filmin yeniden çevrimini izler, hayalimizin gerçekleşmesine
şaşırırız.
5 yorum:
Eş zamanlanaya ben de çok inanırım.İmgeleme yöntemiyle hayal kurma da güzel bir yöntemdir :)
Cepten hızlı hızlı yazıyorum.Yazı bozuk gelmiş :(
çok tatlı yazı bu. o kitabı da senden öğrendim okuycam :)
bunu çok yaşadım ama adının eşzamanlılık olduğunu yeni öğrendim. şu an hayalini çoook kurduğum bir dileğim var. ama 8 sene çok uzun. daha önce olsun:)))))olunca söz, buraya yazıcam
Çenebaz
çok hoşuma gitti bu es zamanlilik, ve sizin yasadiginiz o tatli an benim de gozumde canlandi inanin...
Yorum Gönder