Derler ki, bir tatilin
tam anlamı ile tatil olması için işle ilgili her şeyi geride bırakmak ve
unutabilmek gerekir. Ancak böyle tazelenmiş bir zihinle işe dönebilirsin. Benim
genelde tatillerim telefon, mesaj ve mail trafiği ile piç olduğu için uzun
zamandır işi, en son işte ne yaptığımı unuttuğum bir tatilim olmamıştı. İlk
defa geçen haftayı tam anlamıyla kafayı boşaltarak geçirebildim. Bundan sebep hep
gülümseyerek hatırladığım bir tatil olacak. İçimize sinsin.
Gel gör ki, zaman geçiyor
ve tatil de bitiyor. Gerçek hayata adapte olmak gerekiyor. Her ne kadar rutinin,
düzenin, yerleşik hayatın özlemini çeksek de, itiraf etmem gerekirse, bizim
hane için hayata dönüş çok zor oluyor.
Tatilin son günüydü yani Pazar.
İlker geceden balığa çıkmış, hala denizde, biz de ana oğul kahvaltımızı
yapmışız. Bir bardak çayımı koydum önüme, Arca çizgi film izlerken biraz kafamı
dinleyeyim dedim. Ne’me gerek! Aklımda bir sürü plan, yapılacaklar, kararlar
listesi… Defterimi, kalemimi çektim önüme. Dedim ki, bir liste hazırlamalı, “Tatil
sonrası hayata adapte olma rehberi” için bir liste. Bir gülme geldi sonra.
Kızım sen, daha bir tarafını yayıp oturuyorsun. Evde çocuğun gömleği bile senin
ütülemeni bekliyor, sen çay içiyorsun. Birazdan Zeynep arayacak, hadi sezon
kapanışını yapalım, çocukları bir denize götürelim diyecek, kahvaltı bulaşığını
toplamadan bikinini giyeceksin. (nitekim öyle de oldu puhahhaha) senin tatil
sonrası hayata adapte olma rehberini kim takar?
Olsun en azından neler
yapmamak gerektiğini yazabilirim.
Mesela tatil görmemişler
gibi, eve dönüşü son güne bırakmamak gerek. İzmir dışından Çeşme’ye gelenler
tası tarağı topladı, cumartesiden yol aldı. Aferin. Yolun uzun olmasa da sen
bir git evine. Bir toparla evini ocağını. Balkonunu yıka, evini bir süpür, makineye
çamaşırını at, kahvaltılık malzeme al, çocuğun pazartesi okula gidecek, bir
taze sütün olsun dolapta. Bizim gibi Pazar akşamı sallanır gelirsen, açık
dükkan bulamazsın. (bulamadım:/)
Hatta erken gel ki, üç
kilo aldığını işe gideceğinin sabahı değil de iki gün evvelinden gör, ona göre
sağlıklı tencere yemeğini, işe götüreceğin salatanı hazır et önceden. Sonra iş
yerinde bir tabak musakkaya kalırsın böyle! Ha bir de tabii bütün kıyafetlerin
göbekten gerdiğinden giyecek bir şey de bulamazsın. Aferin Yeliz. Sen böyle
biraları çiğdemleri, cipsleri, mezeleri rakıları götürürsen, kilolar da alır
başını gider.
Erken gel ki, senin gibi
semiren çocuğunun totosuna pantolonun olmadığını fark et, fark et ki, yenisini
al, bir an önce al ki, paçası filan yapılsın. Nerde… Bak hava bir anda
soğuyacakmış kaldı mı çocuk şortla!
Artık yazlığı kapatıyor,
tümden eve dönüyorsun, yani göçebelik bitiyor. Sen ne sanıyorsun, yaz ayları
gibi bir çantayla pazartesi sabah doğrudan işe gidivereceğini mi? Tabii ki,
dünya kadar eşya topla, getir, yığ kapının önüne, hatta ikinci turu yap arabaya…
derken elin ayağına dolaşıyor. Bak, işte kaybettin arabanın anahtarını. İlker
evde sabah iki saat aradı yok! Kim bilir nerede? Arabanın içinde olmadığı kesin
ama, zira İlker indi baktı, kapıları da açık bırakmışsın şapşik! Bu defa aferin
değil Yeliz, yuh! Adam evin altını üstüne getirdi, yok. Nereden çıkacak
bilmiyorum, keşke Yerdeniz öykülerindeki gibi bir Bulucu büyücümüz olsaydı.
İşte bunlar hep tatilin
suyunu çıkarasıya kadar kopmaktan oluyor. İşte bunlar hep yorgunluktan, bi’
dünya kafadan…
Buraya kadar okuyabilen
kardeşim, hayata adapte olmak istiyorsan, bunları yapmayacaksın, deniz pek
güzelmiş deyip öğleye kadar çocuk gibi yüzmeyeceksin, bilmeyen de bütün yaz
yüzgeçleri çıkasıya yüzmedi sanacak! Sonra yayıp çay kahve keyfi yapmayacaksın
benim gibi. Ya ne yapacaksın?
Evine erken dönmek işin
ilk kuralı. Bitmiyor. Çocuğunun eksiklerini kontrol et, kitabını defterini
birkaç gün önceden kapla ki benim gibi kapların yetmediğini gecenin birinde
fark etme.
Tatilin zararı büyük,
beni üç kilo ile fena tartaklamış, senin zayiat ne kadar? Tespit et. Derhal
evdeki abur cuburu, gazlı içeceği gözden gönülden ırak bir köşeye at. Tartının
tozunu al, elinin ayağının altına koy şimdiden, sık sık kontrol et kendini. Semtinin
pazarına uğra, birkaç tencere yemek yap.
Kefirinin mayasını
canlandır, önümüz kış. Sonra bir düzene özlem tazelemesi iyi gelir. Tabii ya…
Şimdi sabahları kalmak, çocuğunu okula kendini işe hazırlamak, çocuğunun
ödevinin yatmasının kalkmasının saatinin belli olması bunlar hep aslında
özlemini çektiğimiz şeyler. Rutin iyidir, insana bir düzen-nizam-intizam
getirir.
Kış planları da yapmalı.
Hafta sonları programları hakkında konuşmalı, şimdiden ısınmalı. Mesela, Arca
ile Poyraz bu kış pijama partisi yapacak kadar büyüdüklerini düşünüyorlar.
Birbirlerinde kalabilirlermiş. Yastık savaşı, patlamış mısır ve çizgi film… Bu
hayal epey motivasyon kazandırdı.
Teleferik’e bu sonbahar
artık mutlaka gitmeli. Geçen sene niyet ettik, bir türlü gerçekleştiremedik. Müze
gezmek Arca’nın çok hoşuna gitti, al sana cumartesi aktivitesi.
Balık mevsimi açıldığı
için Güzelbahçe’de balık ekmek, sahilde yürüyüş, nefis bir Pazar programı
olacak. Zeyneplerle karar verdik, okey gecelerine dönüş yapacağız. Çocuklar
küçüktü, uykusuydu, mızıldanmasıydı, epey ara verdik. Onlar artık bizden ayrı
takılıyorlar zaten. Kurduk mu okey masasını, çayımızı da demledik mi, uzun kış
gecelerinin tadından yenmez.
Plan demişken, geçen gün
bizim kocalara epey imrendik. Üç arkadaş birlikte balık yemi almaya gitti,
balığa çıktı, karısız çocuksuz epey eğlenceli vakit geçirdiler. Biz de
oğlanlarla çok eğlendik allah için, çiğdemimizi, biramızı aldık, onlar denizde
oynarken biz de gölgede keyif yaptık. Ama epeydir, şöyle sadece kadın kadına bir
program yapalım, çocukları babalara bırakıp çıkalım diyoruz, yapmıyoruz. Bu
sene her ay bir akşam kadın gecesi planladık. Bir ay tiyatro ise, bir ay
konser, bir ay sinema… Ya da birkaç saatliğine bir kahve içmeye sahile bile
inebiliriz. Maksat havamız değişsin. Çocukların başında bir büyük olması
yeterli, babalar zaten bu konuda hiç sorun yaşamıyor. Biz öteleyip duruyoruz.
Sonbahar kış aylarında en
keyifli şey, film izlemek. Arkadaşlarla hafta sonu zor, çocuklar hep etrafta hem
onların izleyemeyeceği filmler var. Film en iyi hafta içi, Arca uyuduktan
sonra. Zaten akşam dokuz dedin mi sızıyor. En azından iki saatlik film
izlenebilir. Televizyondaki yerli dizilerden umudu kestiğimden beridir film
listesi hazırlıyorum, en kısa zamanda derleyip paylaşırım, eşek değiliz ya,
maksat burayı bu kadar sabredip okuyanlara bir yararımız dokunsun.
Ay tamam işte hemen
sonbahar kış gelsin, mis gibi çaylarımızı içelim, battaniyemizi alıp film
seyredelim, kitap okuyalım, şehre akalım… Bak nasıl da adapte oluverdik:)
4 yorum:
Slm
Her sey iyi hos ama ben gece film izleyip sabahin korkndd ise gitmek istemiyorum bacim onu ne yapcaz :( bu arada yine cok guzel bir yazi eline aklina saglik sevgiler Ceren
Sonbahardaki enerjine hayranım valla. Ama dediğim gibi henüz bana uğramadı çünkü ben kışın geleceğini henüz kabullenemedim. Kabullenince gerisi gelir inşallah.
Valla yazı bitmesin diye ara vererek okuyorum. Daha sık yazabilirsen çok mutlu olacağım.
:) çok komik yazı buuuuuu. güzelbahçede kılçıx da balık yiyin bir dee, bostanlıda iskele yanında balıkçı barınağı var bir de mavişehirde balıkçı barınağı var orlarda yiyin :)
Iki ay tatil yaptiktan sonra tam bir bunalimdayim bu yazi biraz moral oldu:))
Yorum Gönder