Arcanın azılar fena. Cuma akşamı Zeyneplere gittik, sohbet sohbet, yanımda götürdüğüm romantik komedi dvdlerinin yüzüne bile bakmadık. Zeynep hamile ama hala acayip çok çalıştığı için hamileliğini bile yaşayamıyor, zor. Ben de hamileyken iş hayatımın en yoğun günlerini yaşamıştım. Eve gelirken Arca kucağımda sıcacık. Ateş çıkmış. 38. Dişe de yoramıyoruz çünkü Arca 11 diş çıkardı, hiç ateşi çıkmadı. Ömrü hayatında 2 defa ateşlendi, harbi mikrobik 3 hadiseydi. İbufen içirince ateş düştü. Ama gece zehir oldu tabii.
Cumartesi herşey güzel, sorun yok. Annemler yazlığa gitmeden önce uğradı. Bir neşe, bir keyif... kuduruk. Bizimkilerin hiç gidesi gelmedi. Sabah uykusundan kalkınca yürüyerek ablamlara gittik. Gerçekten bebekler yaş kaç olursa olsun çocuk olduğunu anlıyor ve farklı davranıyor. Durunun peşinden ayrılmadı. Saklambaç, kovalamaca. Hiç eve dönmek istemedi. Akşam için plan yapmıştık, haftalardır buluşamadığımız Cansularla rakı balık yapacaktık. Ama İlknurun crohn nöbeti olduğunu ablamlardayken öğrendim. Ateş çıkınca acile gitmişler, programı iptal ettik, biz de Arca ile bi parka uğrayıp eve kaçtık. Bu arada Arca tam park veledi olmuş, Tuna abisinin izinde. Ümit abla hergün çıkarıyor ve çevrede parklara götürüyor. Bir de yeni oyun arkadaşı var. Nilda.. Arcadan 1 hafta büyük, bakıcısı Ümit ablanın arkadaşı, bizim ön bloktan komşu ama aileyi tanımıyoruz. Sosyal velet Arca bu Nilda ile arayı yapmış. Hava soğuk oldu mu evde buluşuyorlar. Nildada oyuncak çok, ama oynamak yok, Arca o oyuncakların da hakkını veriyor. Bir de sarılıp öpüyormuş Arca kızı. Neyse eve gelince park yorgunu Arca sızdı, anne de hastaneden aç gelirler diye yemek yaptı. Geldiler, ilknur iyi ama hala ateş var, biraz sohbet ettik, evinde dinlenmek istedi, gittiler. Cansuları aradık, Foruma gitmişler, akşam gelin dediler. Arcaya pijamasını giydirdik, indik. Cansu Arcanın ilk arabam oyuncağını çok sevmişti, ondan hediye ettik. Arca Cansunun tüm oyuncaklarıyla oynamakla kalmadı, bir de arabasının test sürüşünü yaptı, Cansuya da sarılıp öpeyi ihmal etmedi. Eee apartmanda Nilda ile yaşadıkları duyulmuş, ilk göz ağrısını boşlamak istemedi tabii. Cansu yemeğe tepkili bir minik, 5 yetişkin 1 kase çorbayı zor içirdik, Nazlının işi ne kadar zor. Üstelik öğleden beri bişey yememişti. Cansunun oynamadığı bi oyuncağa kondu yine Arca. Zaten her gittiğimizde bi oyuncakla dönüyoruz, çok utanç verici, buna bir dur demek lazım, alışacak. Ya da değiş tokuş etmek lazım, daha önce kitapları bu şekilde paylaşmışlardı. Arca gece yine ateşlendi. Yine 38 in üzerine çıkmayınca bu defa azılara yorduk. Kaka da cıvık sürekli.
Gelelim haftasonunun sürprizlerine.
Önce özetler...
Arca birkaç defa oturağa kaka yapmıştı, ama İkeanın lazımlığı bizim asil dötlü cücenin nazik totosunu rahatsız mı etti nedir, oturmadı sonraları. Biz de yanlış bişey yapmayalım diye tırsıyoruz ya vazgeçtik. Bu arada ben okuyorum, araştırıyorum. Aslında benim Arca bezsiz bebek olsun düşüncem olmadı hiç. Arca daha yeni doğmuştu, bir gün Zeynep+gül+ben sohbet ediyoruz, Zeynepin 6 aylık yeğeninin kaka yapışını farkettirdiğinden bahsettik. Gül bizden 20 yaş kadar büyük olan ablasının iki çocuğuna da 6 aydan itibaren lazımlığı kullandırttığını söyledi. Hadi len dedik. Sonra bir gün Hülya ile konuşurken Tracynin kitabındaki son bölümden bahsetti. Ben de o bölüm tuvalet eğitimi ya, dersimi de zamanı gelince çalışıyorum ya, herhalde 2 yaş civarı okunması gerekiyordur demiştim. Kafamda birşeyler şekilleniyor ama oturmuyor, son birkaç aydır, sabahları ben giyinirken, İlker arcayı tuvalete ana kucağında götürüyor, bu arada bezine kaka yapıyordu. Hatta İlkerin annesi tuvalete tutun dedi, bi hadi len de ona... Son olarak yine Hülyalardayız bir gün, dedi ki Özgür post yazmış, Ela lazımlık kullanıyormuş. Aaa şaşırdım. İçimden dedim ki Özgür boş iş yapmaz, hatta kuzu Elanın da benzer tecrübesi olmuş, takip ettim. Bu arada Hülyalarınkinden bir ikea lazımlık aldım, tuvalette duruyor, biz tuvaletteyken Arca üzerine giyinik oturuyor arada o da ıkınıyor, böyle bir ay geçti. Arcayı bilmem ama ben kendimi hiç hazır hissetmedim. Bir gün ıkınırken oturdu ve yaptı, pek keyiflendik. Sonraki günler Ümit abla birkaç defa üst üste yaptığını söyledi. Aynı hafta içinde bir defa da birlikte sonra bezi açınca otumalar ve çiş yapmalar,... Böyle böyle yol aldık. Ama tuvalet iletişimi bile kurmuyoruz. Herşey spontane gelişiyor. Arcanın totosu Ikea lazımlığı reddeince Nurturia'daki tecrübeleri takip ettim, araştırdım, müzikli lazımlıkları içim almadı, sanki çocuğun dikkatini dağıtır gibi geldi, dön dolaş
Katılıyorum, çünkü tuvalet de yemek içmek gibi bir ihtiyaç, ve bebek işaret verebilir. Hatırlıyorum daha yenidoğankenden Arcanın kaka yapacağını bilirdik, her emmeden sonra illa ki:) Ama henüz oturamayan bir bebeğe tuvalet yaptırmak, onu koşullamak, ne derece doğru? hala soru işaretlerimi giderebilmiş değilim. Ama oturabilen biraz daha farkında olan bir bebeğe daha fazla farkındalık kazandırmak makul geliyor. 27. aya kadar kesinlikle tuvalet eğitimi verilmez düşüncesine bir iletişim yöntemi ile alternatif getirmesi güzel... Bu kitabı daha önce okusaydım da sanırım Arca yenidoğanken bezsiz bebek uygulaması üzerinde durmazdım. Bu tabii benim görüşüm. Kitabı henüz bitiremedim ama kararımı verdim sanıyorum, ben "yarı zamanlı bir Tİ(tuvalet iletişimi) uygulayıcısı" olacağım. Yani... tuvalet ihtiyaçlarını yakalayabildikleri kadar uygularlar... Kakaya odaklanırlar ve çiş için bebeklerinin büyümesini beklerler... kitap böyle diyor. En azından bebeğe lazımlığa da kaka yapılabileceğini göstermek, çok fazla şartlandırmamak, bu olasılığı sağladıktan sonra belki 18. ay civarı çişe odaklanmak. Tuvalet iletişiminin en güzel tarafı, yarı zamanlı uygulayıcılıktan tam zamanlı uygulayıcılığa geçişin mümkün olması, sıkmaması, rahat bir süreç olması...
Neyse.. Akşam üzeri İlknurları bekliyorum, PTT kargo sürpriz yaptı:) Lazımlık geldi, uzay mekiği gibi birşey ama rahat beğendik, tabii önemli olan kullanılması , onu da zaman gösterecek.
Ortamı hazırladım, klozetin yanında Arcanın tuvaleti var. IKEA kataloğu, favorisi Pisi kedi kitabı, kendi tuvalet kağıdı ve havlusu. Bkz. alttaki foto (burda giyinik tabii, henüz yeni lazımlığa alışıyor)
Son bir not, gevezeliğim tuttu:) Ara ayakkabılığın rafına tutunmuş, oynuyor, İlker salonda TV izliyor, ben çöpü dışarı çıkarıyorum, arkamı bi döndüm, Arca 10 adım atmış, babasının şaşkın bakışları altında bana kadar gelmiş. Yürüyor yav!!