Öyle tatlı öyle naif bir öykü ki... İki tavşan biri büyük biri küçük. Küçüğün aklı fikri büyüğü ne kadar çok sevdiğini anlatmakta. İçten içe de hep onun daha fazla sevdiğini kabul ettirmekte. Büyük de az değil ha... Boyuna daha büyük ölçütlerle tarif ediyor sevgisini. Küçük de ezikleniyor haliyle... Ama mücadele tam gaz devam... Ta ki uyku saatine gelene kadar.
24 Haziran 2014 Salı
Bil bakalım seni ne kadar seviyorum
Bu kitaptan daha önce bahsettim mi bilmiyorum. Tek bildiğim şimdi tam sırası. Zira Arca'nın bu ara favorisi hem de açık ara. Halbuki çok uzun zamandır bizimle ve bir ara yine keyifle okunmaktaydı.
22 Haziran 2014 Pazar
Hastane günleri
Bir kaldırımın anneme ettiği... kırık bir bacak. Acilde geçirilen ilk gece. Alçıyı takınca hah dedik eve gidiyoruz. "Puhahaa" şeklinde götüyle güldü kader ve tıp ilminin temsilcileri "ameliyat" dedi. Biz yürü git dedik yok anneme değil o yürüyemiyor biz bunu doktorlara dedik ama dinletemedik. Bir de acil dediler aman hemencecik ameliyat olacak diye seviniverdik. Kader bir "puhahaha" daha çekti cümlemize.
18 Haziran 2014 Çarşamba
Arca yavrum senin annen bir sulu gözdü....
Bak bacım bu fotoğraf sana hiçbir şey ifade etmeyebilir. Çocuk
işte uyuyor, anası da manyak mı ne fotoğrafını çekmiş vah yavrum diyebilir
kimileri. Biraz daha dikkatli başka birilerinin aklından ise “yuh lan kadına
bak çocuğun tırnakları çapa gibi olmuş, kesmemiş, az ye de bir tırnak makası al
eline” düşüncesi geçebilir.
Hepsine eyvallah.
Tepelemeyeceğim ancak yüksek müsaadenle çemkireceğim…
16 Haziran 2014 Pazartesi
Tıklayan barnaklarınız altın tutsun, hadi bakiim...
Bisiklet tatbikatımı müteakip yurtdışında medeni
memleketlerde yaşayan arkadaşlardan gelen katlanır bisiklet önerisine tabiri
caizse balıklama dalmıştım. Zaten bisiklet alacaktım, mecbur. Hemen
araştırmalara giriştim. Allah (yok yav google) karşıma bisiklet canavarı bir
arkadaşın sayfasını çıkardı. Canavarkesifte.com
Katlanır bisiklet ile yaptığı testleri anlatıyordu. Önce
öyle tanıdım, sonra bisikletle metroya girme denemeleriyle ilgili videolarını
izledim. Emin olmalıydım, bu katlanır bisikletler metroya sınırlama saatleri
dışında da sokulabiliyor muydu? Mantığım
sokulabileceğini söylüyordu, zira bisikletin olayı o zaten, toplu taşımada
rahat taşınsın! Ama yurdum güvenlik görevlisinin yurdum metro istasyonlarındaki
işgüzarlığı oldukça ilginçti. Girin siteye izleyin ama giremem dersen özet
geçeyim. Canavar arkadaş, katlanır halde girmeye çalışıyor, izin yok! E ben
bunu çantasına koyup geçirsem? Ses yok. Çantayla geçirebildi ama sonraJ Hatta dedim ki bak
ciddiyim, bana açık konuş, buna göre bisiklet alacağım, sokar mıyım sokamaz
mıyım? Çantayla dedi, peki.
Dumur diyalog #124
Doktorculuk oynarken;
A: arca sen bana ne güzel bakıyorsun, sen büyünce doktor ol bence.
A: ben büyüyünce bişey olmayacağım, bütün gün evde oturup belgesel izleyeceğim, yaramazlık yapacağım.
A: arca sen bana ne güzel bakıyorsun, sen büyünce doktor ol bence.
A: ben büyüyünce bişey olmayacağım, bütün gün evde oturup belgesel izleyeceğim, yaramazlık yapacağım.
13 Haziran 2014 Cuma
Allah gönül yarası vermesin
Bugün bisikletle metroya bindiğimi, Bornova’da inip bir
güzel Işıkkent’e pedalladığımı anlatacaktım ama al işte boktan yaralanma
hadisesi “bisikletle metroda nasıl seyahat edilir” başlıklı bilgilendirici
paylaşımdan rol çaldı, pis!
Üstelik hiç de cool bir kaza değildi, hatta kaza bile
denemez.
BAL’ın önündeki kavşaktan geçtim, hadi dedim mis gibi
kaldırım var, kaldırımdan gideyim, bam! Yav bu bisikletin gidonu çok hassas.
Tamam bunu biliyorum, katlanan bisikletlerde hızlı bir yön değiştirme sağlıyor,
yani kötü bir şey değil ama arkadaş, işte kaldırıma çıkarken gidonun
hakimiyetini kaybet sen, denge yalan olsun sonra pat! Dizimin üstüne düştüm,
pedal da epey paraladı bacağı. Bu arada bir türlü katlayamadığım pedalların
katlanabilir olduğunu öğrenmiş oldum. Direkt bana katlandı diyeyim, sen anla!
10 Haziran 2014 Salı
Arca cücesinden varoluşsal sorgulamalar
Geçenlerde sorduğu soru aynen şöyleydi: “annem şimdi senin annen anneannem. Onun da annesi büyük anneanneydi, onu hatırlıyorum. Peki onun ve onun ve onun anneannesi kimdi? Yani en önceki kimdi? Yani bütüünnn anneannelerin annesi?”
Araba farı görmüş tavşan gibi kaldım öyle.
Peki ne yapacaksın şimdi Yeliz?
9 Haziran 2014 Pazartesi
Çocuklarda uyku saati
Arca'nın erken uyumasını çok önemsiyorum. O uyuduktan sonra yapacağım keyiften değil yav - evet tabii bu da var :P - bence çocuklar erken yatmalı. Özellikle de bizimki gibi erken kalkıyorsa. Biz sabah öpüşüp koklaşmadan ayrılmıyoruz. Ben sıvışabilirim aslında ama bebekkenden beridir alıştırdık vedalaşmaya, şimdi uyusun diye bıraksan arıza yapıyor.
Eh biz de bu durumda akşamları tam zamanlı olarak cüceyle ilgilenip - allah seni inandırsın bazen mutfak bile toplanmıyor - erkenden yatağa şutlamayı tercih ediyoruz.
Bir ara bizimle daha fazla vakit geçirmek için uyku saatini 21:00 sonrasına atmaya çalıştı. Özellikle şu yaz saati uygulaması tantanasıyla uyku saati şaşmaya başlamıştı. Gestapo ana mode on vol.129873914 derhal devreye girdi. Ulen nasıl sen kuralları piç edersin?!
Çok geçmeden dahiyane bir çözüm bulundu. Yok yav bulunmadı tamamen spontane gelişti her şey:)
Eh biz de bu durumda akşamları tam zamanlı olarak cüceyle ilgilenip - allah seni inandırsın bazen mutfak bile toplanmıyor - erkenden yatağa şutlamayı tercih ediyoruz.
Bir ara bizimle daha fazla vakit geçirmek için uyku saatini 21:00 sonrasına atmaya çalıştı. Özellikle şu yaz saati uygulaması tantanasıyla uyku saati şaşmaya başlamıştı. Gestapo ana mode on vol.129873914 derhal devreye girdi. Ulen nasıl sen kuralları piç edersin?!
Çok geçmeden dahiyane bir çözüm bulundu. Yok yav bulunmadı tamamen spontane gelişti her şey:)
7 Haziran 2014 Cumartesi
Krema mantar penne... E daha ne?!
Efendiiiimm bu yavru muhteremin el emeği göz nuru. Bizde yalan yok, adam kendi düşündü kendi yaptı. Neredeyse mutfağa sokmadı beni. Ama öncesinde istişarelerde bulunduk yani fikir aşamasında katkım olmadı dersem manasız bir tevazu olur.
Ne alaka deme! Yemeği hazırlama öncesi, sırası ve yeme sonrası ilker yeliz sohbetlerinden ciddi bir yemek programı çıkar!
"Çocuklarımızın güvenliği için onları nasıl bilinçlendiririz?" : Kitaptavsiyeleri
Giriş:
Siz birazdan uzun uzun yazacaklarıma bakmayın.
"Çocuklarımızın güvenliği için onları nasıl bilinçlendiririz?" sorusuna kafa yorarken karşıma çıkan iki tane kitap var.
“Sır Versem Saklar mısın?” kesinlikle tavsiye ederim, soru cevap şeklinde bir kitap ve çocuğun katılımını sağlarken aklında da yer ettiğine inanıyorum. Diğeri bir hikaye kitabı; “Çağlar tanımadığı insanlarla bir yere gitmez” bu da çocuklara tanımadıkları ya da çok az tanıdıkları insanlara güvenmemek gerektiğini anlatıyor. Kitapların künyelerini yazının sonuna yazdım, link verdim.
Kitap önerileri yaptığıma göre, Arca cücesinin incilerini anlatabilirim:)
.................................
Arca eskiden kitap seçmezdi, ne getirir koyarsam önüne, büyük
bir iştahla benimserdi kitabı.
6 Haziran 2014 Cuma
Dumur diyalog #123
Kuzenimin oğlunun sünnet düğününde oryantal Asena sanatını icra ederken Arca koşar gelir babasının telefonunu ister ve Asena'nın her saç sallayışı, her göbek atışı kare kare telefona kaydedilir. Program biter, anası evladına sorar;
Y: Nasıldı Arca dans gösterisini beğendin galiba?
A: Annem biliyor musun o kız çok güzel dans etti, hem de topuklu ayakkabılarla hiç düşmedi biliyor musun?
............
İ: Hadi babacım bak anne yorgun gel beraber uyuyalım bu akşam
A: Düşüneceğim
İ: Ne kadar sürer düşünmen?
A: 5 gün filan sürer.
Beraber uyuma klişesi bitmeyecek hiç bitmeyecek!
Y: Nasıldı Arca dans gösterisini beğendin galiba?
A: Annem biliyor musun o kız çok güzel dans etti, hem de topuklu ayakkabılarla hiç düşmedi biliyor musun?
............
İ: Hadi babacım bak anne yorgun gel beraber uyuyalım bu akşam
A: Düşüneceğim
İ: Ne kadar sürer düşünmen?
A: 5 gün filan sürer.
Beraber uyuma klişesi bitmeyecek hiç bitmeyecek!
3 Haziran 2014 Salı
Chocolate chip cookies - Nestle orijinal
Arca cücesinin babaannesi sağlıklı beslenme gurusu gibi bi' şeydir.
Envai çeşit ot yer, o otlardan acayip yemekler kavurmalar filan yapar.
Tek düsturu vardır, sağlıklı olacak!
Mutfakta sağlıkla ilgili okur, uygular, aktarır. Hatta İlker'e sorsan sağlık uğruna lezzetten ödün bile verir.
Ama biz bu hafta, ailecek korkunç sağlıksız bir kurabiye ile onu yoldan çıkardık.
Buna kısaca "babaanneyi yoldan çıkaran kurabiye" diyebiliriz, pek kısa olmadı ama doğru!
Şöyle anlatayım, üç tepsinin bir tepsisini yazlığa götürdük, yemediklerimizi eve geri götürecektik, akşam çayının yanına ister mi diye sordum, "sizin evde daha varsa, sen onların hepsini koy bana, kırıntılarını bile koyabilirsin, yerim" dedi.
Lezzet anlamında daha da söyleyecek laf kalmamıştır.
Envai çeşit ot yer, o otlardan acayip yemekler kavurmalar filan yapar.
Tek düsturu vardır, sağlıklı olacak!
Mutfakta sağlıkla ilgili okur, uygular, aktarır. Hatta İlker'e sorsan sağlık uğruna lezzetten ödün bile verir.
Ama biz bu hafta, ailecek korkunç sağlıksız bir kurabiye ile onu yoldan çıkardık.
Buna kısaca "babaanneyi yoldan çıkaran kurabiye" diyebiliriz, pek kısa olmadı ama doğru!
Şöyle anlatayım, üç tepsinin bir tepsisini yazlığa götürdük, yemediklerimizi eve geri götürecektik, akşam çayının yanına ister mi diye sordum, "sizin evde daha varsa, sen onların hepsini koy bana, kırıntılarını bile koyabilirsin, yerim" dedi.
Lezzet anlamında daha da söyleyecek laf kalmamıştır.
2 Haziran 2014 Pazartesi
of çok pis yamuldum
zaten nane mollaydım, günlerdir burnum akıyordu, sinüzite çevirmesin diye dua ediyordum.
Derken cuma akşamı sünnet düğünü. Bostanlıda 19:30'da. Arkadaş kim evine cuma akşamı 19:30'da varabiliyor ki düğüne yetişecek?
Gerçi bana dert değil.
Derken cuma akşamı sünnet düğünü. Bostanlıda 19:30'da. Arkadaş kim evine cuma akşamı 19:30'da varabiliyor ki düğüne yetişecek?
Gerçi bana dert değil.
30 Mayıs 2014 Cuma
Pırlatanlar değil ama kurallar bir annenin en iyi arkadaşlarıdır
Arca ile alışverişte bir gün…
“Dükkanda beğendiği ayakkabıyı almayacağımızı söyledim;
A: lütfen dışarı çıkabilir miyiz? Dışarıda konuşmak istiyorum burada insanların duymasını istemiyorum!
Çıktık.
Y: evet dinliyorum
A: o ayakkabıyı almayacağız demekle beni ne kadar üzdüğünün farkında değil misin?!”
Bu diyalogu blogda paylaştığımda Ceren, alışverişte bir şeyi alamayacağımızı nasıl açıkladığımızı sormuştu.
"Ben genelde kısaca “almayacağım” diyorum:) Ve Arca da “tamam” diyor" sanıyorsanız, hayır yanılmıyorsunuz. Gerçekten çoğu zaman “tamam” diyor. Bu tabii ki hep böyle değildi. Ağlamalar, sızlamalar, tutturmalar oldu zaman zaman… Ama aşıldı.
Hep derim…
28 Mayıs 2014 Çarşamba
Benim için #gezi
Devrim bir "an"dır
O "an" bence bu fotoğraftır.
#gezi be deseler çok konuşmaya gerek yok koy bunu önüne yeter.
Direnişin yaşgünü kutlu olsun!
Hatırla!
27 Mayıs 2014 Salı
Bisikletle ulaşım tatbikatı hem de şehirde!
Dünkü yazı öyle “azzz sonnnnraaa” yazısı değildi tabii. Sadece oku
oku baymasın diye yarısı ertelendi.
“porsiyonları azalt hareketi artır” düsturuyla birlikte
algılarım “nasıl spor yaparım”a açıldı. Türlü beyin fırtınaları kopardım
zihnimde. Boşa koydum olmadı doluya koydum almadı.
Yine en başa gittim, ta çocukluğuma. Çocukken de pire
gibiydim. Peki en çok ne oynamayı seviyordum? BİSİKLET! Tabii ya! İlk
bisikletim dört tekerlekliydi, kırmızıydı. Arca kadarken alıştırma tekerleklerini
çıkarmıştık. Çıkarış o çıkarış… Yayından fırlamış ok gibi çıkmış, bir daha eve
girmemiştim. Bisiklet çetemiz vardı, her sokak komşu siteler keşfedilirdi. 4-5
çocuk bütün yaz bisikletin tepesinden inmezdik. Burnumun üzerindeki çiller o
günlerin güneş yanıklarından kalma.
Sonra kırmızı bir Pinokyom oldu. (üç kuruş fazla olsun
kırmızı olsun:P) Zaten o yıllar ya BMX ya Pinokyo. Pinokyo daha bir evladiyelik
görünmüştü gözümüze. Nitekim öyle de oldu, benden sonra kuzenlerim, babamın
ustalarının çocukları bindi, belki sonra onların da kuzenleri binmiştir. Aynı
gün ablama alınan Bisan’a ise Pinokyodan sonra el koydum, hala da onu
kullanıyorum yazlıkta. Arca ile yarış yapıyoruz. Neredeyse 30 senelik… hey gidi…
26 Mayıs 2014 Pazartesi
Porsiyonları azalt, hareketi artır
Yıllık “bikini mevsimi başlıyor, götüm göbeem büyüdü, tüh Allah kahretsin” yazısı yazmak isterdim ancak yüzüm yok. Instagramda midye dolmaları, Cunda mezelerini, rakıyı, birayı, çerezi, kumruyu, makarnaları ve deli soslarını paylaş sonra da ay diyet yapmam lazım de! Yuh yani, adama yuh derler.
O yüzden hiç o “şöyle yapacağım, şu kadar spor yapacağım, sağlıklı yiyeceğim, hayvanlaşmayacağım” tantanalarına girmeyeceğim. Ben kendimi biliyorum. Diğer taraftan "sağlık beslenme ve spor" benim fıtratımda yokmuş, n’apalım da demek istemiyorum. Arkadaş yaş kemale eriyor, otuz beşin bitişi itibariyle "kırkına merdiven dayadı" tabiri rahatlıkla kullanılabilir şahsım için.
Geçenlerde çok yesem de kilo almasam yok mu bunun bir oluru demiş, aldığım bir cevapla "evet ya işte bu" narasını patlatıvermiştim.
O yüzden hiç o “şöyle yapacağım, şu kadar spor yapacağım, sağlıklı yiyeceğim, hayvanlaşmayacağım” tantanalarına girmeyeceğim. Ben kendimi biliyorum. Diğer taraftan "sağlık beslenme ve spor" benim fıtratımda yokmuş, n’apalım da demek istemiyorum. Arkadaş yaş kemale eriyor, otuz beşin bitişi itibariyle "kırkına merdiven dayadı" tabiri rahatlıkla kullanılabilir şahsım için.
Geçenlerde çok yesem de kilo almasam yok mu bunun bir oluru demiş, aldığım bir cevapla "evet ya işte bu" narasını patlatıvermiştim.
23 Mayıs 2014 Cuma
Dumur diyalog #122
Yine bir insanın öldürüldüğü bir güne uyandık.
Uyuyor uyanıyoruz ve bitmiyor, bir yas bitmeden diğeri başlıyor.
Normal hayatımızı yaşamak için insan üstü bir çaba göstermek zorundayız ne acı...
Biraz gündemden kopmak için, biraz gülümsemek için, dumur diyalog yayında.
Uyuyor uyanıyoruz ve bitmiyor, bir yas bitmeden diğeri başlıyor.
Normal hayatımızı yaşamak için insan üstü bir çaba göstermek zorundayız ne acı...
Biraz gündemden kopmak için, biraz gülümsemek için, dumur diyalog yayında.
21 Mayıs 2014 Çarşamba
“Tebessümü yakalayacak farkındalıkların çok olsun”*
Kabuğuna çekilmiş öfkelenirken bir şeylere, ağlarken için
için ve küfrederken alayına, bir de bakmışsın ikilemde kalmışsın. Bir tarafın “unutursan
yüreğin kurusun” diyor, bir tarafın “ulan şerefsizler Soma’nın konuşulacağı gün
meclise gelmemiş” , “bağışlar devletin ödemesi zorunlu meblağdan düşülecekmiş,
rezilliğe bak, hem öldür vatandaşını hem diğerlerine ödet!” diye isyanın dibine
vurup "yeter ulen hayat devam ediyor" demek istiyor.
Seni bilmem ama bana artık cidden bu ülkenin yükü ağır geliyor bacım, benim zaten iş, ev, hayat mücadelesinden çökmüş omuzlarım bir de bu üzüntülerle
yerle yeksan oluyor. Yaşamdan soğutuyor. Halbuki yaşamak her canlının içgüdüsüdür.
Arca, mikropların neden bizi hasta etmek istediğini
anlamıyor. Her canlıya duyduğu o saf şefkatten mikroplar da nasibini alıyor ve
onları neden öldürmemiz gerektiğini ya da onların bize neden zarar vermek
isteyebileceğine bir türlü aklı ermiyor.
20 Mayıs 2014 Salı
Benim artık yapabileceğim bir şey yoktur.
Başta maden ocaklarının denetimini elinde tutan (eh artık onun kim olduğunu biliyoruz) olmak üzere devletin alayı yüzlerce vatandaşımızın ölümünden sorumludur. Bir kişi karşıma çıkıp da aksini anlatmaya çalışırsa çok ağır karşılık görür, haberi ola! Nasıl biat edenleri ikna edemiyoruz abicim bu adamların katil, hırsız olduğuna; kimse de beni bundan gayrı olmadıklarına ikna edemez.
Soma'da insanların her türlü yardıma ihtiyacı var, aklına ne gelirse. Üstelik bir defalık vicdan tatminine değil, sürekliliğe...
Ama asıl...
Soma'da insanların her türlü yardıma ihtiyacı var, aklına ne gelirse. Üstelik bir defalık vicdan tatminine değil, sürekliliğe...
Ama asıl...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)