Muhterem ile üç
günlüğüne Brüksel’e gittik. Maksat, hangi muhitlerde yaşayabileceğimizi, Arca
cücesini hangi okullara gönderebileceğimizi görmek, öğrenmekti. Tavsiye edilen
semtlerdeki gözüme kestirdiğim birkaç okula mail atıp randevu istemiştim ama
beni hiç sallamadılar. Yine de kötüye yormadım, yüreğimi çürütmedim. Bir
şeyleri netleştirecektik nihayetinde, en azından kafamızda canlandırmak kolay
olacaktı.
Kafamız daha da
karıştı. Neden? Çünkü bilmediğimiz bir şey için pek çok seçeneğimiz var. Ve seçim
yapmamızı kolaylaştıracak objektif bir kriter yok, sadece tecrübeler ve
fikirler var.
Çok bilinmeyenli,
çoktan seçmeli bir kaosun ortasında kaldık, lanet olsun.