Eve dönüş
Özlemişim
Neyini özledin diyecek olursan…
Sakinliğini, serinliğini, evimi, işimi, pek tabii Belçika biralarımı veee kocamı :))))
Ay vallahi kocamı özledim. Ayol tatile çıktık, kocamdan çok anasını gördüm, allahtan kaynana gelin muhabbetimiz yoktur, şükocuğum 25 senedir, hala benim arkadaşımın annesidir, çok iyi anlaşırız, sohbetimiz baldır. Lakin insan yine de kocasını özlüyor.
Kocamla, bir ben bir o, arkadaşlarımızla bekar takıldık. Bir tadilat işi aldıydı, şantiyeden çıkamadı. Ben de söylemesi ayıp hep deniz kum güneş… uzun lafın kısası buluşmamız ortak arkadaşlarımızla rakı sofralarından öteye gitmedi.
Canımız sağ olsun.
Evet tabii ki kiloları aldık ama n’apalım içimize sinsin …
Petunya kokularını da özlemişim, şimdi bana yandan yandan esintili kokusu geliyor, nasıl da güzel…
Ama biliyor musun İzmir’de de kokularım vardı benim: incir ağacının çocukluğumun bağlarını hatırlatan, çam iğne yapraklarının güneşin altındaki sıcak kokusunu anımsatan, plaj havlularına sinen iyot, ızgara balığa eşlik eden anason, sohbete karışan Türk kahvesi kokusu…
Gurbetlik böyle bir şey…
Nereye gitsen beridekini özlediğin…
Ama bir yandan nereye gitsen evin bellediğin…
Yine de içimize sinsin diyorum ya…
Gün batımına rakı kadehimizi kaldırdık.
Sabaha cırcır böceklerinin ve kumruların sesleriyle uyandık.