12 Ağustos 2009 Çarşamba

mim

Özürüm mimlemiş beni, becerikli demiş, evin haline bakınca bir tebessümle karşıladım bu sözü:)
Efendim Arcadan önce çok çok önce, ben düzensiz fakat temizlik yapmayı sevmeyen, temiz bir kadındım. Cumartesileri çalışmadığım ve İlker de tekstil sektöründe çok uzun saatler çalıştığı için İstanbulda yaşadığımız o ilk yıllarda koridor taşlarının aralarını beyazlasın diye tuzruhu ile ovmuşluğum bile vardır. 2 düzensiz olaraktan bütün hafta evi altına üstüne getirdikten sonra cumartesileri yarım gün evi düzenler yarım gün de panjurlara varasıya temizlik yapardım. SALAKLIK:))) Napalım annemizden böyle görmüşüz!! Eve gündelikçi filan almazdım. Sonra hadi len dedim, hayat kısa, güzel yaşa.... Karşı komşumuzun çok tatlı bir yardımcısı vardı, bize de ayda bir gelmeye başladı. Hatta İzmire dönmeden önce başka bir arkadaşa tavsiye etmiştim Gül ablayı, şimdi onların bebeğine de bakıyor, iyiydik yani. O dönemde ütü yemek hep bendeydi tabii ki. Ama ikisini de severek yaptığım için hiç koymazdı. Sadece temizlik hiç sevmem!!! İlker rahattır, öyle tozmuş kirmiş düzenmiş umursamaz, zamanla beni de acayip rahatlattı. Bir de benim işler, seyahatler yoğunlaşınca çok da umursamaz oldum. İzmire yerleştiğimiz ilk dönemler de böyle devam etti. Hamileliğim rahat geçtiğinden temizlik filan yapıyordum hatta doğumdan birkaç gün önce bile temizledim evi:)

Arca doğumuyla Arcayla ilk dönemimiz başladı. Her ay düzenli yardımcımız gelir oldu, benim temizlik yapmam ne mümkün!!! Arcanın çok nadir uyuduğu günlerde biraz yemek, temizlik, ütü halletmeye çalıştım. Ama tam olmuyor tabii hiçbir şey. konu biraz da kendini telkinle alakalı. Oturup düşüneceksin, nasıl mutlu olurum, ev işleri tamam olmuş ama okuyamamışım, yazamamışım, Arcayla ilgilenememişim ne anlamı var. Haaa arada illa ki ev işi yapılacaksa, Arca ana kucağında iken ve onunla kesinlikle konuşarak çok iş yaptım ben. Ama ev işi yapacağım diye de arcayı bir kenarda bıraktığım hiç olmadı. Anne dediğin biraz kalendermeşrep olacak. Amaaan ... et diyebilecek, yoksa zor çok zor. Arcayla ilk aylarınmız böyle geçti.

Sonra işe başladım, yarı zamanlı, ve Ümit abla başladı. Arca uyurken çok olmasa da elektrik süpürgesi tutuyor, toz alıyor, yemek yapıyor, ütü yapıyor. Ama ben yap demiyorum, o an için uygunsa yapıyor, yapmıyorsa da canı sağolsun diyorum. Ben de kasmadığım için bugün olmazsa yarın yapıyor, yarın yapmasa ben yapıyorum. Her ay yardımcı geliyor, dip köşe temizliyor. Ama yaz olduğu için böyle. 2 hafta sonra tam zamanlı işe başladığımda 15 günde bire düşüreceğim, Arca eemeklemeye başladığında belki haftada bire.

Bu aralar okuyabiliyorum çünkü öğlen eve gidince arcayı emzirdikten sonra uyursa ben de uzanıp okumaya fırsat bulabiliyorum. Ama eskisi gibi 3 günde bi kitap mümkün değil tabii. Akşam yemekleri mutlaka balkonda yeniyor, arcayı uyutunca İlkerle keyfe devam edebiliyoruz, bunda pek değişiklik yok eskiye göre.

ancak tatil anlayışı değişti tabii, atraksiyonlu tatil severiz biz. geçen yıl 6 arkadaş minibüs kiralayıp her gece başka otelde konaklayaraktan kaş marmaris arası acayip eğlenceli maceralı bir tatil yapmıştık. hatta ben Arcaya 4 haftalık hamileydim de biraz tempoyu düşürmek zorunda kalmıştım. bu yıl yazlıkçıyız. olursa eylülde küçük bir güney kaçamağı yapacağız ama artık daha sakin ve konforlu otel tatili olacak.

Kordonda bira patates çok özledim. Aslında bunun sebebi arca değil, alkol anne sütüne zararlı olmasa götürürüz onu da... çay içmeye, kısa süreli düğüne, nikaha hep gidiyoruz birlikte. Arca pusetinde duruyor, arabada sorun çıkarmıyor, dolayısı ile heryere götürebiliyoruz. En son yazlıkta pazara bile götürdük. Arca pazar güzeliydi, herkesler bir makas aldı tombul bacaktan:)Araba kullanmak çok işime yaradı çünkü bizim ev maalesef sapa biraz, yürüyüşe bile önce arabayla gitmek lazım.

Yarım gün çalıştığım için tam iş koşturmacasını ve düzenini kestiremiyorum şimdiden ama 2 hafta sonra bundan sonraki düzenimiz için start vereceğiz. Mutlaka o zaman işler değişecek.

Son olarak bu dönemde İlkerin acayip desteğini gördüm. Gözüm kapalı Arcayı ona teslim edebilirim, hiçbir tembihte bile bulunmadan:) Alt açmadan tut da uyutmaya kadar her dakikasını paylaşabilirim, böylece başka işlere de vakit ayırabiliyorum. Sonra ablam, İlknur, anneler ihtiyacımız olduğunda yanımızdalar. Gerçi şimdiye kadar toplasan 5 defa ihtiyaç olmamıştır ama bunun güvenine sahip olmak bile güzel.

Bakalım tam zamanlı iş, katı gıdalara geçiş döneminde ne gibi değişiklikler olacak...

1 yorum:

Ozguranne dedi ki...

Valla gülerek okudum canm. Becerklisin becerikli. Kaçmaz benden, yemekler filan:) Ütü seven kişi. Tuz ruhuyla ovmalar:)))

Ancak bence de çok kasmamak lazım. Temizlik için yardım almak iyi oluyor. Eskiden ben de kendim yapmayı tercih ederdim. Yabancı insan ne bilir filan derdim. bildiği kadar biliyor işte. Olduğu kadar. Ömür geçiyor, onu ordan al buraya koy ile. Bebişlerin ilk öncelik olması çok önemli. Bakıcı ablamızdan beklentimiz de o. Önce eloş, sonra kalan zamanda ufak tefek işler güçler...

bir de tam zamanlı başladıktan sonra yapmalı bu mimi:)

sevgiler kocamannnn.